Şili kültürü gelişme sürecinde bölgesel farklılıklar gösterir. Kuzey Şili, İnka İmparatorluğu için önemli bir kültür merkezi iken, Orta ve Güney Şili bölgelerinde de yerel Mapuçe ve diğer Araukanyalı kültürler gelişmiştir. Şili kültürüne sömürgeci ve erken Cumhuriyetçi dönemlerde İspanyollar hükmetmeye başlamıştır. Diğer Avrupalı kültürlerin etkisi, başta Fransız ve İngiliz olmak üzere, 19. yüzyılda ortaya çıkmış ve günümüze kadar gelmiştir.
Ulusal dansa cueca ismi verilir ve 1824 yılında ilk olarak ortaya çıkmıştır. Dans edilmeyen geleneksel şarkı biçimine de tonada denir. İspanyol sömürgecilerden etkilenerek doğan bu müzik, cueca müziğinden orta seviyedeki melodik kısmı ve daha göze çarpan melodisiyle ayrılır. 1960'ların ortasında yerel müzikal biçimler Parra ailesinin öncülüğüyle Nueva Canción Şili ismiyle yeniden canlandırıldı. Bu müzik türü politik aktivizmle oldukça ilgilenmiş ve genel olarak sosyalistSalvador Allende ve Unidad Popular hükûmetini desteklemiştir. Violeta Parra, Víctor Jara, Los Jaivas, Inti-Illimani, Illapu ve Quilapayún bu müziğin önde gelen isimleridir. 1970'lerdeki askeri rejimle birlikte, mevcut cuntaya karşı kamusal açıklamalar baskı altına alınmış, protesto şarkılarının ağırlıklı bölümünü oluşturduğu bu muzik türü ancak gizli biçimde icra edilebilmiştir. 1990`da anti komünist askeri diktatörlüğün son bulması ve demokrasinin dönüşüyle La Ley, Los Tres ve Los Prisioneros gibi yeni gruplar da ortaya çıkmaya başlamıştır. Şili müzik kültürü Brezilya`nınkine benzetilse de, kendine özgü birçok yönüyle ondan ayrılır.
Şili edebiyatı
Şililer kendi ülkelerine Şairler Yurdu (País de Poetas) der. İki Nobel Ödüllü yazar yetiştiren bu ülke, 1945'te Gabriela Mistral ve 1971'de Pablo Neruda, ayrıca tanınan birçok şaire sahiptir: Pedro Prado, Vicente Huidobro, Pablo de Rokha, Juvencio Valle, Rosamel del Valle, Gonzalo Rojas, Jorge Teillier, Enrique Lihn, Nicanor Parra, Carlos Pezoa Véliz. Son yıllarda da Juan Luis Martinez ve Sergio Badilla Castillo öne çıkmaktadır. Ayrıca Pablo Neruda, Türk şair Nâzım Hikmet`in ölümünden sonra yazdığı "Nazım`a Bir Güz Çelengi" isimli şiirinde Nazım Hikmet`e "kardeşim benim, adanmış asker, dünyada nasıl da yalnızım sensiz" diyerek ölümünden dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirmiştir.
Yurtdışında fazla tanınmasa da 20. yüzyıldaki en önemli roman ve kısa öykü yazarı Manuel Rojas olarak görülür. Isabel Allende ise bütün dünyada tanınan bir diğer önemli romancıdır. Jorge Edwards, José Donoso, Miguel Serrano ve Roberto Bolaño diğer kayda değer romancılar arasında sayılabilir.
Kötü Pinochet yıllarını yaşayan çoğu Şilili o dönemi yorumlamaya çalışmaktadır. Akademisyenler, gazeteciler ve sanatçılar, Pinochet dönemini yeniden düşünmeye fakat bir yandan da hızlı bir şekilde geride bırakmaya çalışmaktadır. Bir gözlemci şöyle yazar: "Anı, kendi katliamını yaşamış Şili gibi bir ülkede, her zaman tatsızdır ve bugünlerde kesinlikle popüler değildir."[1] 1996 yılından alınmış bir sanatçı değerlendirmesi de bu fikirle uyuşur: "Pinochet rejiminin bitiminden yedi yıl sonra, Şilili sanatçılar politikadan kaçma eğilimi gösteriyor. Birçoğu kendi deneyimlerine köşeli kavramlarla veya dışavurumcu tepkilerle yaklaşmayı tercih ediyor."[2] 2004 yılında Şilili sanat tarihçisi ve kuratörBeatriz Huidobro Hott da Şili sanatını "görece apolitik bir manzara" olarak tanımlamıştır.[3]
Şili mutfağı
Şili mutfağını, Mapuçe gibi Şili yurdunda yaşamış toplulukların hazırladığı geleneksel yerel yemeklerle 16. yüzyıl gelmeye başlayan İspanyolların mutfağının karışımı oluşturur. Daha sonra İtalyan ve Alman göçleri de çeşitli biçimde bu mutfağı etkilemiş, zenginlik kazandırmıştır. 20. yüzyılda Fransız mutfağı da Şili mutfağı üzerinde oldukça etkili olmuş, Criollo isimli bir tür yemek tarzı ortaya çıkmıştır. Şarap ve Pisco ile yemekler zenginleştirilir ya da sunulur. Aynı zamanda kuzeyinden güneyine kadar yerellikten kaynaklanan yemek tarifleri oldukça çeşitlidir.
Şili'de ata spor rodeodur. Millî bayramlarda, tören ve eğlencelerde, at binme, Rodeo yarışları yapılır.
Şili`de en çok takip edilen spor futboldur. Her maddi düzeyden insanın oynadığı bu oyun, hem gençler hem yaşlılar tarafından takip edilir. 1962 Dünya Kupası finaline ev sahipliği yapan Şili Ulusal StadıSantiago`da bulunur. Şili, And Dağları ve Büyük Okyanus arasında kalan uygun coğrafik konumuyla kayak için elverişlidir. Güney Amerika`daki en elverişli yer olmasıyla birlikte dünyadaki sayılı bölgelerden biridir, bu yüzden çeşitli etkinlikler ve yarışmalar düzenlenir. Kuzey bölgeden Orta bölgeye kadar olan uygun sahillere ve rüzgara sahip kısım da sörf için cazip bir merkez oluşturur. Neredeyse yıl boyunca yapılabilme imkânı olduğu için bu spor dalı da gerçekleştirilir ve takip edilir.
Ayrica Sili ve Arjantin arasında yıllardır süre gelen bir futbol rekabeti vardır. Her yıl Arjantin'in kazandığı Şili-Arjantin maçini 2008 yılının ekim ayında Şili kazanmis, bu haber günlerce mansetlere taşınmıştır.
Kaynakça
^Marc Cooper, "Twenty Five Years After Allende," The Nation, Mart 23 1998, sayfa. 11-23.