Şeytan Adası (Fransızca: Île du Diable, İngilizce: Devil's Island), Fransız Guyanası'nın Îles du Slut (Türkçe: Sağlık Adaları) takımadasını oluşturan 3 adadan en küçük ve en kuzeyde olanıdır. Ada 19. yüzyılın ortalarından 20. yüzyılın başlarına kadar sürgün cezası için kullanılmıştır. Bu anlamda kötü bir şöhrete sahip olan adanın en önemli mahkûmlarından birisi haksız yere hüküm giymiş olan Alfred Dreyfus'dur.
Şeytan Adası 1852 - 1946 arası dönemde çoğunlukla Fransız mahkûmlar için kullanıldı. Clément Duval, bir anarşistti, 1886'da Şeytan Adası'na gönderildi. İdama mahkûmdu fakat cezasını Şeytan Adası'nda kürek mahkûmu olarak çekmekteydi. Adadayken çiçek hastalığına yakalandı. Nisan 1901'de Şeytan Adası'ndan kaçmayı başararak New York'a gitti ve borsacı oldu. Hayatı boyunca orada yaşadı.
Sylvain
Şeytan Adası'ndan Henri Charrière'le hindistan cevizlerinden yaptıkları bir salı kullanarak kaçtılar. Anakaraya ulaşmayı başardıklarında, Sylvain kıyıya yakın bir yerde kum bataklığına batarak öldü.
1919 yılında İstanbul'un İşgali sırasında Cemil Efendi Sirkeci'de 2 Fransız askerini öldürdükten sonra Fransızlar tarafından kürek cezasına çarptırıldı. Ardından Şeytan Adasına 45090 numara olarak gönderildi. Burada 1920 yılındaki kaçma girişiminden sonra yakalandı. Cemil Efendi yıllar sonra Bolu Mebusu Mehmet Nuhoğlu, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ve Mustafa Kemal Atatürk'ün girişimleriyle Fransızlar tarafından serbest bırakılarak 1929 yılında yurda döndü. Devlet kahramanı olarak karşılandı. Soyadı Kanunu'ndan sonra Eryürek soyadını aldı. Bir süre Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'inde tedavi gördü. 40 yaşında kalp krizinden hayatını kaybetti.[1]
I. Dünya Savaşı gazisi Belbenoit 1920'de hırsızlık suçundan 8 yıl kürek cezasına almış ve Şeytan Adası'na gönderilmişti. Uzun bir kanoyla Maroni Nehri üzerinden kaçmayı denedi. Yakalandı ve hücreye kapatıldı. Firar girişimleri ve yakalanıp hücreye kapatılışı birkaç defa daha gerçekleşti. 1938 yılında yazdığı Kansız Giyotin adlı otobiyografikromanında firar denemelerini anlatmıştır. 14 yıllık mahkûmiyetinin ardından 1934'te serbest bırakıldı fakat Fransa'ya dönmesine izin verilmedi.
Adaları 1938 yılına kadar denizaşırımahkeme, cezaevi ve çalışma kampı olarak kullanan Fransa, bu tarihten sonra Fransa'dan mahkûm sevkiyatını durdurdu. 1952 yılında da cezaevi tamamen kapatıldı. Günümüzde 12 personel ve 2 Fransızjandarmasıylaturizm faaliyetleri için kullanılan adaları senede 50.000'den fazla turist ziyaret etmektedir.
Sinema ve edebiyatta Şeytan Adası
Fransız Henri Charrière, 1968 yılında yayımladığı çok satan otobiyografik romanı Kelebek (Papillon)'te 1930'lu yıllarda müebbet kürek cezasına çarptırılarak diğer ağır cezalık mahkûmlar gibi Fransa'dan bu adaya, yani Şeytan Adası da denen Fransız Guyanası'na gönderilişini, bu kürek cehenneminde yaşadıklarını ve kaçma girişimlerini anlatıyordu.
Yukarıdaki kitap dünya çapında ünlü olup onlarca dile çevrilince sinemanın da dikkatini çekmekte gecikmedi. 1973 yılında Amerikalı yönetmen Franklin J. Schaffner romanı aynı adla sinemaya uyarladı. Steve McQueen ve Dustin Hoffman'ın başrollerini paylaştıkları ABD-Fransa ortak yapımı film de tıpkı romanı gibi gişe rekorları kırdı.