VECİHİ K-VI (tam adı: Vecihi K-VI Eğitim ve Keşif Uçağı)[1], eğitim ve keşif uçağı olup, inşa edilen ilk Türk uçağıdır. Kurtuluş Savaşı sırasında Türk Hava Kuvvetleri'nde uçak eksikliğinden dolayı havacı Vecihi Hürkuş tarafından 1923'te tasarlanmış ve arkadaşlarının yardımıyla ancak 1924 sonunda tamamlanmıştır. Uçağı sertifikalandıracak komitede yetkili personel eksikliğinden dolayı uçuş izni almamasına rağmen Hürkuş, K-VI'yı ilk kez Ocak 1925'te uçurdu ve bu yüzden hapis cezası aldı. Daha sonra affedildi, ancak kararı takiben hava kuvvetlerinden ayrıldı. Uçağı geri almak için başarısız girişimlerde bulundu ve Vecihi K-VI sonunda bilinmeyen nedenlerle imha edildi.
Geliştirme ve üretim
1919-1923 Türk Kurtuluş Savaşı sırasında, Türk Hava Kuvvetleri uçaktan yoksundu. Savaşa katılan bir havacı olan Vecihi Hürkuş, ülkesinin kendi uçağına sahip olmasını istedi.[1] 1925'te Resimli Ay dergisine verdiği röportajda, ilk başta uçak yapma konusunda tereddüt ettiğini, ancak arkadaşlarının kendisini ikna ettiğini belirtti. Kullanımdaki uçaklara benzer ve basit bir tasarım yapmaya çalıştı.[2] 14 Haziran 1923'te eğitim ve keşif amaçlı kullanılacak uçağın teknik çizimlerini tamamladı.[1] Projeyi 17 Haziran'da hava kuvvetleri müfettişi Korgeneral Muzaffer Ergüder'e projeyi gösterdi. İncelemenin ardından Hürkuş'u tebrik eden Ergüder, uçağa "Vecihi" adının verilmesini önerdi.[3] Hava kuvvetleri, uçağın kolay monte edilebilir olması, 200 kilometre/saat (110 kn) hız yapabilmesi ve pilotun geniş bir görüş alanına sahip olmasını sağlayacak üç şart belirledi.[1]
Uçağın hava kuvvetleri tarafından onaylanmasının ardından Hürkuş ve dört arkadaşı, 24 Haziran'da Halkapınar Uçak Tamir Atölyesi'nde çalışmalara başladı.[4] Kısıtlı bir bütçeye sahip olan Vecihi K-VI'nın motoru, Yunan Hava Kuvvetleri'ne ait ele geçirilen bir uçaktan alındı.[1] Uçağın geri kalanı için Hürkuş, Türkiye'den temin edilen ahşap, çelik çubuklar ve kumaş kullandı. Kumaşı güçlendirmek için özel kaplama ilacı kullanıldı.[5] Hürkuş, projeyi bitirmek için günde en az 16 saat uçağın üzerinde çalıştı, bazen iki saatten az uyudu.[6] Avrupa havacılığını incelemek üzere kısa bir süreliğine gönderildi ve Aralık 1923'ten Nisan 1924'e kadar orada kaldı.[7] Döndüğünde, ahşap çerçeve bitmişti ve sadece kumaşla kaplanması gerekiyordu.[8] Vecihi K-VI toplam 14 ayda inşa edildi ve 1924 sonlarında tamamlandı.[9]
Operasyonel geçmiş
İlk uçuş
Uçak, tamamlandıktan sonra motor ve taksi testlerinin yapıldığı Seydiköy Havaalanı'na taşındı.[5] Hürkuş uçuş izni istedi ve uçağı sertifikalandırmak için bir teknik komite kuruldu. Ancak bu komite, uçağı uçuracak kalifiye personelden yoksundu.[10] Hürkuş, uçağı inceleyecek bir ekip için neredeyse bir ay bekledi.[11] Bir üye daha sonra Hürkuş'a lisans veremeyeceklerini ve "uçağına güveniyorsa atlayıp uçması gerektiğini" söyledi.[a] 28 Ocak 1925'te Hürkuş tamamen boş olan havaalanına geldi.[12] Saat 15:00'te Hürkuş, kısa bir kalkıştan sonra Vecihi K-VI ile 15 dakikalık bir uçuş yaptı.[5] İkinci bir pilotun ağırlığını simüle etmek için arka koltukta 60 kilogram (130 lb) ağırlığında bir kum torbası vardı. Bu, Türk yapımı bir uçağın ilk uçuşuydu.[13] Geri döndüğünde, hava alanı onun için tezahürat yapan bir kalabalıkla doluydu.[14] İndikten sonra Hürkuş, kutlama yapan arkadaşları tarafından karşılandı.[5]
Sonraki tarih
Uçak hangara çekildikten sonra Hürkuş, uçuş hakkında arkadaşlarıyla konuşurken, izinsiz uçtuğu için müfettişliğin emirlerini ihmal ettiği gerekçesiyle kısa bir hapis cezası[b] aldığı bildirildi.[2][15] Karar daha sonra bozulmasına rağmen, hava kuvvetlerinden ayrıldı ve uçak kullanılmadı.[13] Uçak, İzmir'de açıkta saklandığı için korozyona uğradı.[2] Hürkuş, K-VI'yı geri almaya çalışsa da, sadece "oyalanmalarla" karşılaşıyordu.[c] Uçağı kapalı bir alanda saklama talepleri de hava kuvvetleri tarafından reddedildi.[2]Türk Tayyare Cemiyeti (TTaC), uçağı bağış toplama amaçlı uçuşlarda kullanmak için resmî olarak talep etti, ancak uçak onlara hiç verilmedi.[13]
TTaC'deki bazı yönetim değişikliklerinin ardından Eylül 1925'te Hürkuş, uçağını geri almanın imkânsız olduğunu öğrendi.[17] Vecihi K-VI daha sonra bilinmeyen koşullar altında imha edildi.[18]
1930 yılında Hürkuş, Vecihi K-XIV adlı ikinci bir uçak yaptı ve bu uçağı ilk kez 16 Eylül 1930 tarihinde uçurdu.[19] The K-XIV, sertifika almak için Şubat 1931'de trenle Çekoslovakya'nın Prag şehrine gönderildi.[20] Süreç 23 Nisan'da tamamlandı ve sertifikalı uçak 5 Mayıs'ta Türkiye'ye geri uçtu.[21]
^"Vecihi biz sana bu lisansı veremeyiz, uçağına güveniyorsan atla, uç, bizi de kurtar".[10]
^Ceza süresi kaynağa bağlı olarak farklılık göstermektedir. Anadolu Ajansı, Hürkuş'un 1925'te Resimli Ay ile yaptığı röportaja dayanarak 10 gün olduğunu iddia ederken,[2] Hürkuş kendi kitabında 15 gün yazmaktadır.[15]
^"Ama tayyaremi almak için yaptığım bütün müracaatlarım oyalanmak ile karşılanıyordu".[16]