Sosyalizm ve İnsan Ruhu

Sosyalizm ve İnsan Ruhu
The Soul of Man Under Socialism
"Sosyalizm ve İnsan Ruhu." Fortnightly Review'da ilk yayın Şubat 1891, s. 292
YazarOscar Wilde
ÇevirmenlerFatih Özgüven (ilk çeviren), Fuat Sevimay (İthaki Yayınları)
Dilİngilizce
KonularSiyasi düşünce, sosyalizm ve felsefe
TürMakale
YayımŞubat, 1891 (ilk basım) (özgün)
Roll Yayınları, 2000 (Türkçe ilk basım) (Türkçe)
YayımcıFortnightly Review
Medya türüBaskı
Sayfa60
ISBN978-605-2650-11-0

Sosyalizm ve İnsan Ruhu ya da Sosyalizm Altında İnsanın Ruhu, Oscar Wilde'ın liberter sosyalist bir dünya görüşünü açıkladığı ve bir hayırseverlik eleştirisi yaptığı 1891 tarihli makalesidir. Bu kitap, Wilde'ın Peter Kropotkin'in eserlerini okumasının ardından anarşist felsefeye geçişinin ürünü olarak görülür.

"İnsanın Ruhu"nda Wilde, kapitalizm altında "insanların çoğunluğunun hayatlarını sağlıksız ve abartılı bir özgecilikle (diğerkâmlıkla) mahvettiklerini -aslında onları bu şekilde şımartmaya zorlandıklarını" öne sürer.[1] "İnsanlar gerçek yeteneklerini gerçekleştirmek yerine, yeteneklerini boşa harcarlar. Kapitalizmin neden olduğu toplumsal sorunları, ortak davalarını ortadan kaldırmadan çözme zamanı" olduğunu kitabında açıklayarak işlemiştir. Bu nedenle, şefkatli insanlar "kendilerini ciddi ve çok duygusal bir şekilde yoksullukta gördükleri kötülükleri iyileştirme görevine adarlar, ancak ilaçları hastalığı iyileştirmez, onlar sadece hastalığı kronik hale getirir ve uzatır" çünkü, Wilde'ın dediği gibi, "uygun amaç toplumu, yoksulluğun imkansız olacağı bir temelde yeniden inşa etmeye çalışın."[2] Yani Wilde, sorunları bir süre erteleyecek ve geçiştirmeye yarayacak bir takım çözümlerin aslında sadece sorunları biraz oyalayacağını, ama hiçbir zaman gerçek çözüme ulaşamayacağını ve aynı sorunun kronik hale gelerek bitmeden tekrar edeceğini açıklamaktadır. Wilde'ye göre bu toplumsal sorunlar, sadece kökten çözümlerle ortadan kaldırılabilir. Daha iyi anlamak için örnek verecek olursak; Wilde'ye göre yoksul bir toplumun sorunları ve onların yoksulluğu, iyiliksever insanlar tarafından yoksul insanlar için yapılan maddi veya manevi destek ile, toplumu içinde bulunduğu yoksulluktan kurtarmak mümkün değildir. Toplumu yoksulluktan kurtarmak ancak onlarla beraber bağımsızlık için mücadele etmekten geçer.[3]

Genel bakış

Wilde nezaket ya da özgeciliği kendi başına bir sorun olarak görmedi; onu endişelendiren, sorunun köklerini adressiz bırakacak şekilde yanlış uygulanmasıydı: "Özgecil erdemler bu amacın gerçekleştirilmesini gerçekten engelledi." Nasıl ki en kötü köle sahipleri, kölelerine karşı nazik davranıp sistemin dehşetinin ondan muzdarip olanlar tarafından fark edilmesini ve onu düşünenler tarafından anlaşılmasını engellediyse, günümüz koşullarında da öyle olduğu görülmektedir. Wilde, "İngiltere'de topluma en çok zarar veren insanlar, sistemi korurken en çok iyilik yapmaya çalışanlardır" sözleriyle "yardımseverliğin birçok günahı da doğurduğunu" belirtir.[3][4]

Özel mülkiyetin kaldırılmasıyla o zaman gerçek, güzel ve sağlıklı bireyselliğe sahip olacağız. Hiç kimse hayatını bir şeyleri biriktirmekle ve şeylerin yerine imgeleri koymakla heba etmeyecek. İnsan yaşayacak. Yaşamak dünyadaki en nadir şeydir, çoğu insan sadece var olur; hepsi bu.[5]

Wilde'ın en derin kaygısı insanın ruhuydu; "Sosyalizm ve İnsan Ruhu"nda yoksulluğu ve onun nedenlerini ve sonuçlarını analiz ettiğinde, onu üzen şey yalnızca yoksulların maddi refahı değil, aynı zamanda toplumun onların bir tür kendini anlama biçimine ulaşmalarına nasıl izin vermediğiydi. Nasıralı İsa'yı yüce bireyciliğin bir sembolü olarak benimsedi.[6] Wilde, "başkaları için çalışmayı yok edeceği için değerli olacağını" ve "rekabet yerine işbirliğinin toplumu uygun durumuna geri getireceğini ve topluluğun her üyesi için maddi refahı sağlayacağını" savunduğu sosyalizmi savundu.[7]

Juliet Jacques, makalenin sosyalizmi gerçekleştirmek için siyasi eyleme ilişkin herhangi bir öneride bulunmadığına dikkat çekti; "bunun yerine, özel mülkiyetin ortadan kaldırıldığı varsayımsal bir sosyalist toplumda sanatçıların olası yaşamını tartıştığını" dile getirdi.[8] Wilde, kendini tam olarak geliştirmek ve sanata kendini adamak için gerekli olan politik koşulları inceleyerek, "Sanatın bireycilik olduğunu ve bireyciliğin rahatsız edici ve parçalayıcı bir güç olduğunu" söyler. Muazzam değeri burada yatmaktadır. "Çünkü bozmak istediği tipin tekdüzeliği, geleneğin köleliği, alışkanlığın zorbalığı ve insanın bir makine düzeyine indirgenmesidir."[7] Çağdaş Viktorya dönemi kapitalist toplumunda, Lord Byron, Percy Bysshe Shelley, Robert Browning, Charles Baudelaire ve Victor Hugo gibi küçük bir azınlığın "kişiliklerini aşağı yukarı tamamen gerçekleştirebildiklerini" çünkü özel bilgilere erişimleri olduğunu gözlemledi.[9] Onlar zengindi ve bu nedenle ücretli emekle uğraşmaya ihtiyaçları yoktu.[8] Özel mülkiyetin kaldırılmasının, bireylerin servet biriktirmek yerine kişisel büyümeye odaklanacağı bir toplumu oluşturacağını savundu.[4]

1895 kitap baskısı, kısaltılmış The Soul of Man adıyla, Wilde'ın ağır ahlaksızlıktan mahkum edilmesinden beş gün sonra, 30 Mayıs 1895'te Chiswick Press'te 50 nüsha halinde "özel olarak basılmıştır".

Wilde, "bireysel" sosyalizmi "otoriter" (hükûmet merkezli) sosyalizmden ayırma noktasına geldi ve daha özgürlükçü bir yaklaşımı savundu, "İhtiyaç duyulan bireyciliktir. (Başkaları için değil, kendimiz için çalışmak) Sosyalizm otoriter ise; şimdi siyasi güce sahip oldukları gibi ekonomik güce de sahip hükümetler varsa; tek kelimeyle, Endüstriyel Tiranlıklara sahip olacaksak, o zaman insanın son durumu ilkinden daha kötü olacaktır." Aynı zamanda Wilde, "özel mülkiyetin gerçek bireyselliği yerle bir ettiğini ve yerine sahte bir bireysellik inşaa ettiğini, toplumun bir kısmını açlığa mahkûm ederek birey olmalarını engellediğini"[10] savundu.

Sosyalist bir toplumda insanlar yeteneklerini gerçekleştirme olanağına sahip olacak; "toplumun her üyesi, toplumun genel refah ve mutluluğuna ortak olacaktır." Wilde, "öte yandan, Sosyalizmin kendisinin, sırf bireyciliğe yol açacağı için değerli olacağını", çünkü bireylerin artık yoksulluk veya açlıktan korkmalarına gerek kalmayacağını ekledi. Bu bireycilik, karşılığında, güçlerini vatandaşları üzerinde kullanan hükûmetlere karşı koruma sağlayacaktır. Bununla birlikte, Wilde kapitalist olmayan bireyciliği savundu: "Tabii ki, özel mülkiyet koşulları altında üretilen Bireyciliğin her zaman, hatta bir kural olarak, iyi veya harika bir tip olmadığı söylenebilir" ki bu oldukça doğru bir eleştiridir."[4]

Bu şekilde, Wilde'ın tasavvuruna göre sosyalizm, insanları el emeğinden kurtaracak ve onların zamanlarını yaratıcı arayışlara ayırmalarına izin verecek, böylece ruhlarını geliştirecekti. "Yeni bireycilik, yeni Helenizmdir" diyerek sözlerini bitirdi.[4] Jacques, Wilde'ın kapitalizm eleştirisinin, eşitsizliği şiddetlendirmekten çok yaratıcılığı engellemeye odaklandığını ve bu haliyle, ütopik sosyalist Charles Fourier'ye ve ileriye doğru genişletilebilecek bir sosyalist düşünce türünün parçası olduğunu savundu.

Wilde, "Özgürlüğe Sonnet" şiirinde görüldüğü gibi güçlü bir liberter çizgi gösterdi ve anarşist komünist Peter Kropotkin'in eserlerini okuduktan sonra (ki onu "gökten çıkıp gelen o güzel beyaz İsa'nın ruhuna sahip bir adam" olarak tanımladı) böylece kendisini anarşist ilan etti.[11] Buna karşılık Kropotkin, Wilde'ın çalışmalarının bir hayranıydı. Robbie Ross ile yazışmalarında, Wilde için anarşist hareketteki "en derin ilgi ve sempati" hakkında yazdı ve "Sosyalizm Altında İnsanın Ruhu"nun "altı çizilmeye değer" sözler içerdiğini belirtti."[12]

Anarşist tarihçi George Woodcock'a göre "Sosyalizm ve İnsan Ruhu"nda Wilde'ın amacı, sanatçı için en uygun toplumu aramaktır. Çünkü Wilde sanatı, kendi içinde aydınlanma ve yenilenmeyi içeren en yüce amaç olarak görmüştür. Woodcock'a göre Wilde, anarşizmi estet olarak temsil eder.[13] Woodcock, makaleyi "1890'larda edebi anarşizme en iddialı katkı" olarak adlandırdı ve Wilde'nin esas olarak William Godwin'in düşüncesinden etkilendiğini gördü.[13]

Siyaset filozofu Slavoj Žižek, Wilde'ın duygularını ve sadaka karşıtı entelektüel aşağılamayı paylaşmakta ve Wilde'ın derslerinde[14] ve kitabında yer alan makalesinden ilgili pasajları alıntılayarak, yoksulluk sorununun sadece fakir insanları hayatta tutarak asla çözülemeyeceğini belirtmektedir.[15]

Kaynakça

  1. ^ Wilde, Oscar (2022). Sosyalizm ve İnsan Ruhu. İstanbul: İthaki Yayınları. ss. 7-8. 
  2. ^ Wilde, ss. 8
  3. ^ a b Wilde, ss. 8-9
  4. ^ a b c d "The soul of man under socialism - Oscar Wilde" 8 Aralık 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. libcom. September 8, 2005.
  5. ^ Wilde, ss. 18
  6. ^ Kiberd (2000:330)
  7. ^ a b Wilde, O. (1992). The Complete Works of Oscar Wilde. Collins. 
  8. ^ a b Jacques, Juliet (3 Nisan 2021). "Oscar Wilde Wasn't Just a Satirist. He Was a Socialist". Jacobin. 3 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2021. 
  9. ^ Wilde, ss. 15
  10. ^ Wilde, ss. 16
  11. ^ De Profundis, Holland/Hart-Davis, (2000:754)
  12. ^ Fallon, Donal (18 Şubat 2021). "The Radical Politics of Oscar Wilde". Tribune. 18 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2021. 
  13. ^ a b Woodcock, George (1962:447) (1962). Anarchism: A History of Libertarian Ideas and Movements. 
  14. ^ YouTube'da Slavoj Zizek - First as Tragedy, Then as Farce (27th min)
  15. ^ Living in the End Times, Slavoj Zizek, (2010:117)