Paramparça Aşklar Köpekler (İspanyolca: Amores Perros/Aşklar Köpekler), Meksikalı yönetmen Alejandro González Iñárritu'nun 2000'de çektiği ilk uzun metrajlı filmidir. 2001 yılında “En İyi Yabancı Film” dalında Oscar ve Altın Küre adayı olan film, Şikago, Tokyo, Cannes, Los Angeles, Moskova, Havana Film Festivalleri gibi pek çok uluslararası festivalde toplam 30 ödül aldı.
Konusu
Film Meksiko'da geçen ve buluşma noktaları bir trafik kazası olan üç farklı hikâyeyi anlatır. İşsiz genç Octavio, ağabeyinin karısı Susana ile evden kaçarak uzaklarda yeni bir hayat kurmayı istemektedir. Köpeği Cofi'yi kaçması için gerekli parayı toplamak için dövüştürür. Uysal bir ev köpeği olan Cofi usta bir dövüşçüye dönüşür. Kardeşinin karısı ile yaşadığı aşk ve soyguncu ağabeyi ile sorunları giderek karmaşık bir hâl alır.
Aynı esnada 42 yaşındaki Daniel güzel manken Valeria ile birlikte yaşamak için ailesini terk eder. Yeni hayatlarını kutladıkları gün Valeria trajik bir kazada sakat kalır. Bu kaza sonucu Valeria'nın sakat kalması ve köpeğini kaybetmesi, aşklarını yıpratmaya başlar.
Yıllarca hapis yattıktan sonra kiralık katil olarak çalışan eski komünist gerilla El Chivo, idealleri uğruna eşini ve çok sevdiği kızını terk etmiştir. Octavia ve Valeria'nın da bulunduğu kaza yerine geldiğinde Cofi'yi bulur, onu alır ve iyileştirir. Bu karşılaşma, onun acı dolu geçmişiyle başa çıkmasına yardımcı olacaktır. Cofi eski mutlu, sakin günlerine kavuşmuştur ancak artık gizli dünyasına sakladığı vahşilik ve şiddet, El Chivo'yu çok üzecek sonuçlar doğurur. El Chivo, Cofi ile ne kadar benzeştiğini görür, kafasına silah dayadığı Cofi'nin "Ben bana öğretileni yaptım" bakışı ile kendi iç çatışmasını tekrar yaşar ve köpeği vuramaz. Kendisini ölü zanneden kızına sesli bir mesaj bıraktıktan sonra Cofi ile uzaklara gider.
Octavio kazadan yaralı kurtulur. Ağabeyi bir banka soygununda hayatını kaybeder. Susana, Octavio ile uzaklara gitmeyi reddeder.
Tarz olarak yönetmenin Quentin Tarantino'dan etkilendiği söylensede,filmlerinde şiddet ön planda değildir ve insan ögesi ön plandadır. Şiddeti ve bunu göstermeyi seven bir yönetmen değildir.
BABEL filmine büyük yatırım yapan İnarritu, star olan yıldızlarla çalışmak isteyerek,Bradd Pitt'i başrolde oynattı. Bu filminde batı medyası ve manipülasyonlarına, medya saptırmalarına ustaca değindi. Bu filmdeki farklı hayatlardaki insanları ve filmin başından itibaren bu insanların birbiriyle ne ilgisi var diye düşündüren bir akışın sonunda, ani bir olayla hayatlarının ve geleceklerinin nasıl kesiştiğini göstermesi, kendisini üne kavuşturan Amores Perros/Paramparça Aşklar ve Köpekler filminin akışının tekrarı olarak da düşünülebilir.