Mirza Gulâm Ahmed (Urduca: مرزا غلام احمد; 13 Şubat 1835, Kadıyan - 26 Mayıs 1908, Lahor), Ahmedîlik dinî hareketinin kurucusu. Kendisini müceddid, Hristiyanlara ikinci kez geleceği vadedilen Mesih ve Müslümanlar için kıyamete yakın geleceğine inanılan Mehdi olarak ilan etmiştir.[1] Bir müddet sonra Allah'tan vahiy aldığını, İsa'nın gücünün taşıyıcısı olduğunu ve Krişna'nın kendisinde tecessüm ettiğini iddia etmiştir.
Hayatı
Soyu Babürler devrinde Hindistan'a göç etmiş olan Hacı Barlaslar'a dayanır. Babası tarımla uğraşan ve aynı zamanda halk hekimi olan Mirza Gulam Murtaza'dır. Doğum tarihine dair çeşitli rivayetler vardır ancak kendi ifadesine göre 1839 yılında doğmuştur. İlk eğitimine Kur'an, Farsça ve Arapça öğrenmeye başlayarak devam etmiş ve babasından hekimlik bilgilerini öğrenmenin yanı sıra felsefe ve mantık dersleri de almıştır.
Babasının isteği üzerine 1864'te hukukçu olmak için memur olarak gittiği Siyalkut'ta başarısız olunca 1868'de Kadıyan'a dönerek inzivaya çekildi. Bu zaman zarfında dini ilimler üzerine yazılar kaleme almaya başladı ve diğer dinler üzerine çalışmalar yaptı. Bu zaman zarfında bazı sesler duyduğunu ve bunların 'vahiy' olduğunu iddia etti.[2] 1876'dan itibaren çeşitli gazetelerde Hindulara ve Hristiyanlara karşı reddiyeler yazmaya başladı. Bu faaliyetler dikkatleri üzerine çekti.
Hristiyanlık ve Hinduizme karşı elli ciltlik bir reddiye yazacağını söyledi ve ilk cildini Berâhîn-i Ahmediyye adıyla 1880 yılında yayınladı. 1905 yılına kadar beş cilt yayınladı. İlk iki cildinde İslam'ı savundu, 3. ve 4. ciltlerde ise vahyin kesilmediğini, Muhammed'e tam uyan bir kişiye peygambere verilen batini ve zahiri ilimlerin verileceğini iddia etti.
1885 yılında kendisini hicri 14. yüzyılın müceddidi ilan etti. 1 Aralık 1888'de Allah'ın kendisine cemaat oluşturması için taraftarlarından biat alması gerektiğini emrettiğini iddia etti. 1891 yılında aldığı vahiylere göre Allah'ın kendisini Hristiyan ve Müslümanlara bekledikleri mehdi ve mesih olarak gönderdiğini ve İsa'nın öldüğünü söyledi.[2] İngilizlere bağlılığını dile getirerek kraliçenin adalet ve iyilik yıldızı ve duacısı olduğunu Sitare-i Kaysere'yi ve Tuhfe-i Kayseriyye adlı eserlerinde söyledi. 1900 yılında okuduğu Arapça bir hutbeden sonra taraftarlarından Mevlevi Abdülkerim, Mirza Gulâm'ı nebi ve resul sıfatlarıyla andı. Mirza Gulâm bu sıfatlara karşı çıkmadı ve kendisini yeni bir kitap getiren resul olarak değil mecazi olarak Allah'ın seçilmiş bir kulu olarak değerlendirmek gerektiğini ve kendisinin ilhamlar aldığını, bu sebepten ötürü aynı zamanda da muhaddes olduğunu söyledi.
2 Kasım 1904'te Hristiyan ve Müslümanların beklediği mehdi ve mesih olmasının yanı sıra Hindular için de tanrıyı tanımanın aracı olan ve Vişnu'nun iki şahsiyetin biri olan Krişna-Avatar olduğunu ilan etti. 26 Mayıs 1908'de Lahor'da aniden öldü. Ölümünün ardından hareketin başına Hakim Nureddin mesihin birinci halifesi sanıyla getirilmiştir.
Taraftarlarından Lahor grubu Mirza Gulâm'ın mecazi manada da nebi olmadığını sadece mehdi, mesih veya müceddid olduğunu; Kadıyan grubu ise gerçek manada nebi olduğunu ileri sürdü.
Kaynakça
- ^ "The Fourteenth-Century's Reformer / Mujaddid", from the "Call of Islam", by Maulana Muhammad Ali
- ^ a b Ethem Ruhi Fığlalı, TDV İslam Ansiklopedisi, cilt: 24, sayfa: 137