Bu madde, İngilizce Vikipedi'de yer alan aynı konulu maddeden Türkçeye çeviri yapılarak genişletilebilir.
Başlıca çeviri yönergeleri için [genişlet] düğmesine tıklayınız.
İngilizce maddenin makine çeviri sürümünü görüntüleyin.
Google Çeviri gibi makine çevirileri, yapacağınız çeviriler için iyi bir başlangıç noktasıdır ancak çevirmenler, sadece makine tarafından çevrilen metni kopyala yapıştır yapmak yerine, hataları gerektiği gibi gözden geçirmeli ve çevirinin tutarlı olduğunu onaylamalıdır.
Güvenilmeyen ya da düşük kaliteli görünen içerikleri eklemeyiniz. Mümkünse yabancı dil maddesinde verilen referanslar ile çevireceğiniz metni doğrulayın.
Çevirinize eşlik edecek bir şekilde dillerarası bağlantı ekleyerek değişiklik özetinizde bir telif hakkı atfısağlamalısınız. Değişiklik özeti için örnek bir atıf : Bu değişiklikteki içerik İngilizce Vikipedi'de yer alan [[:en:Evolution of mammals]] sayfasından çevrilmiştir, atıf için sayfanın tarihine bakınız.
Ayrıca tartışma sayfasına{{Çevrilmiş sayfa|en|Evolution of mammals}} şablonunu eklemelisiniz.
Kladınfilogenetiksınıflandırmasına ve evrimsel kronolojisine bakıldığında memelilersinapsidlerden tek hayatta kalan canlılardır. Trias Dönemi öncesi çok az sayıda olan sauropsidler ve ArkozorlarJura devri'nde baskın omurgalılar oldular. Bu değişiklikler Mezozoik dönem memelilerini gece ortamlarında yaşamaya zorladı ve belki de memelilerin özellikleri olan endotermik saç ve büyük beyinin gelişmesinde bu şart önemli rol oynadı. Sonrasında memeliler suda, ağaçlarda, yer altlarında yaşama gibi farklı ekolojik ortamlara dağıldılar.Bu da her birini farklı bir evrimsel sürece sürükledi.Özellikle Kretase Tersiyer yok oluşu sonrası gelecekte toprakların hakimi olacak memeliler geniş topraklara dağıldılar.
Çoğu kanıtlar fosillerden oluşurlar. Uzun yıllardır Mezozoik dönem memelileri ve onların atalarıyla ilgili fosiller çok nadir ve parça parça idi fakat 1900'larda özellikle Çin'de çok önemli buluşlar oldu. Yeni bulunan molekülerfilogenetik teknikler memelilerin evriminde modern türlerin bölünme zamanı gibi önemli noktalara ışık tuttu. Dikkatlice kullanıldığında – genelde değil- bu tekniklerin fosil kayıtlarıyla aynı sonuçları verdiği görüldü.
Fosillerdeki meme bezleri, memeliler için bir imza niteliğinde olmasına rağmen süt evrimi hakkında çok az şey bilinmektedir, kaldı ki diğer bir ayırıcı özellik beynin Neokorteks kısmı hakkında hiçbir şey bilinmemektedir. Bunun nedeni ise bu yumuşak dokunun fosil kayıtlarında hiç geçmemesidir. Bu nedenle bütün çalışmalar atalardan kalma amniot çene kemiklerinden oluşma orta kulak kemikleri çevresinde toplanmıştır. Diğer bazı çalışmalar kolların dik duruşunu, ikincil damak kemiği tabakasını, kürkleri, saçları ve sıcak kanlılığı araştırmıştır.[kaynak belirtilmeli]
Memelilerin tanımlanması
Günümüz memeli türleri, süt veren bezleri ve dişilerin biçimleriyle belirlenebilir. Diğer özellikler, meme bezeeri ve yumuşak doku fosillerde gözükene kadar sadece fosilleri sınıflandırmak için gereklidir.
Bu nedenle paleontologlar tüm yaşayan memeliler için (tek delikliler dahil) ayırt edici bir özellik kullandılar ama bu özellik Trias Dönemi terapsitlerinde yoktu – bütün memeliler duymak için iki işitme kemikçiği (Ossicles) kullanırlar ama diğer tüm amniyotlar bunu yemeklerini çiğnemek için kullanırlar. İlk amniyotlar birleşik bir çeneye (Os articulare) sahipti: Alt çenede arka kısımdaki küçük eklemsel kemik ve üst çenedeki küçük köşeli kemik. Memeli olmayan bütün amniyotlar – kertenkeleler, timsahlar, dinozorlar (ve onların torunları kuşlar)– ve terapsitler bu sistemi kullandılar. Ama memelilerin alt çenede dişleri taşıyan dişsel bir kemik ve küçük iskelet kemiği karesel kemikten oluşan farklı bir çene yapıları vardı. Eklemsel ve köşeli kemikler memelilerde orta kulakta örs ve çekiç kemiği olmuşlardır.
Ara fosillerdeki artan değişimlere göre söylenenler:
"Yeniden aynı soruyu sorabiliriz : Memeli nedir? Memelilerle sürüngenler arasındaki çizdiğimiz çizgi için hiçbir biyolojik belirti yok. Bu bir uygunluk durumu. Zaten iki tane seçim var: İkisi de çok hızlı bir evrim geçiriyor ama birisi bir mola verecek ve biz de bulacağız".
İlk kara omurgalılarıAmniyotlardır ve onların yumurtaları embriyonun gelişmesi ve nefes alması ile suyun içeride kalmasını sağlayan içten bir zarla kaplıdır. Bu amniyonlara, amfibiler yumurtalarını denizde tutmak zorundayken (Surinamkurbağası gibi bu limiti çiğneyebilen çok az sayıda amfibi hariç), yumurtalarını karada tutabilme imkânı vermiştir. İlk amniyonlar, reptilimorphlar zamanında yani Karbonifer çağının sonlarına doğru görülmüştür.
Birkaç milyon yıl içerisinde amniyotların iki türü; memelilerin ataları ve sauropsidler (kertenkeleler, yılanlar, timsahlar, dinozorlar ve kuşlar bu türlerin soyudur) yok oldular. Sinapsidler ve sauropsidler ile ilgili ilk fosiller (Archaeothyris ve Hylonomus) 320 ve 315 milyon yıl önceye dayanıyor. Karbonifer dönemden kalma omurgalı fosilleri çok az iken ve bu hayvan türleri daha önce ortaya çıkmış olabileceğinden dolayı bu zamanın tam olarak ne zaman olduğu bilmek mümkün değildir.