Kavuşan Höyük, Diyarbakır ili Bismil ilçesinin 10 km güneydoğusunda, Şeyhan Deresi ile Dicle'nin birleştiği bölgenin hemen doğusunda yer alan bir höyüktür. Dicle kıyısından 65-70 metre kadar güneydedir. Höyüğü kuzey yarısı Dicle tarafından yenmiş olup, güney yamaçları ise Şeyhan Deresi alüvyonlarıyla örtülmüştür. Yüzey de yaygın tarım yapılmasıyla tahrip olmuştur.[1] Höyük boyutları 175 x 75 metre olup, yükseklik kuzey kesimde 8 metre iken güneyde 2 metre kadardır.[2] Alan olarak 1,5 hektar olduğu belirtilmektedir.[3]
Kazılar
Höyük ilk kez Guillermo Algaze ve ekibi tarafından 1988 yılı ve sonrasında bölgede yapılan yüzey araştırmalarında saptanmış ve belgelenmiştir. Daha sonra ODTÜ, TAÇDAM'ın[not 1] "Ilısu ve Kargamış Baraj Gölleri Altında Kalacak Arkeolojik Kültür Varlıklarını Kurtarma Projesi" kapsamını saptamak üzere Diyarbakır civarı araştırmaları sonucunda kurtarma kazıları yapılmasına 2000 yılında karar verilmiştir. Ege Üniversitesi Arkeolojj Bölümü'nden Prof. Dr. Gülriz Kozbe başkanlığında 2001 yılında bu kazılara başlanmıştır. Bu kazılar 2005 yılı sonrasında yine Kozbe'nin katılımıyla Diyarbakır Arkeoloji Müzesi başkanlığı altında devam ettirilmiştir.[4]
Tabakalanma
Höyüğün Erken Kalkolitik Çağ'da iskana başlandığı anlaşılmaktadır. Ancak bu kültür tabakasında mimari kalıntılara henüz ulaşılamamış, bu döneme tarihlenen çanak çömlek ve çakmak taşı aletler ele geçmiştir. İskan Orta Çağ içinde terk edilmiş olmakla birlikte İslami Dönem'e kadar uzanan mezarlık bulguları vardır. Höyükteki kazılarda saptanan tabakalar şu şekildedir;
- I. Tabaka: Yakın Çağ İslam mezarlığı (19. yüzyıl sonu, 20. yüzyıl)
- II. Tabaka: Orta Çağ (12.-14. yüzyıl)
- III. Tabaka: Helenistik Çağ (MÖ 4. yüzyıl son çeyreği – MÖ 3. yüzyıl)
- IV. Tabaka: Post – Assur Dönemi (Geç Demir Çağı, MÖ 7. yüzyıl sonu – 4. yüzyıl son çeyreği)
- V. Tabaka: Yeni Assur Dönemi (MÖ 9. yüzyıl – 7. yüzyıl sonu)
- VI. Tabaka: Erken Demir Çağı (MÖ 11. yüzyıl – 9. yüzyıl]]
- VII. Tabaka: Mitanni - Orta Assur Dönemi (Geç Tunç Çağı, MÖ 14. yüzyıl – 11. yüzyıl)
- VIII. Tabaka: Erken Tunç Çağı sonu - Orta Tunç Çağı (MÖ 3. binyıl sonu – 2. binyıl ilk yarı)
- IX. Tabaka: Erken Tunç Çağı IV (MÖ 3. binyıl sonları – 2. bin yarı)[3]
Buluntular
Erken Demir Çağı Doğu Anadolu'sunun iyi tanınan yivli seramiği, Kavuşan Höyük'te Orta Assur ve Mitanni çanak çömleği ile birlikte bulunmaktadır. Güneyden gelen bir etkiyle Mezopotamya çanak çömleğiyle, el yapımı, kaba çanak çömlekle temsil edilen kuzeyli bir kültürü, Kavuşan Höyük'te bir arada görmekteyiz.[4]
Yeni Assur Yapı Katı'nın geç evresine tarihlenen 20 cm. kalınlıkta sıkıştırılmış çamurdan bir taban, 3,5 x 3 metre alan halinde bulunmuştur. Yeni Assur tabakasının devamı niteliğindeki tabakada buna benzer bir çamur taban vardır. Hamur yoğurmaya elverecek şekilde çukurlaştırılmış bu taban 30 x 70 cm. boyutlarında olup yakınında bir dibek taşı ile silo açığa çıkarılmıştır. Bu mekanın, bir "faaliyet alanı" olduğu, tahılların işlenerek günlük ekmek üretildiği düşünülmektedir. Devam eden çalışmalarda yakında bir tandır bulunması da bu yaklaşımı desteklemektedir. Bu alanın, günümüzde yöredeki tandır alanları gibi ahşap direkler üzerine serilen hafif bir malzemeyle kapatılmış olması mümkün görülmüştür.[4]
Yeni Assur Dönemi gömütleri, takılar yönünden zengindir. Kemik ve taştan çeşitli büyüklükte boncuklar, yüzükler ve bilezikler ele geçmiştir. Gömütler, kremasyon gömütler, basit toprak gömütler ve çömlek içi gömütler gibi çeşitlidir.[4] Üç farklı gömü geleneğini gösteren gömütlerin dökümü ise, 23 kremasyon, 15 basit toprak ve 5 çömlek içi gömüttür. Gömüt hediyeleri sadece çocuk mezarlarına bırakılmıştır.[3] Gömüt hediyeleri çoğunlukla boncuklar ve bilezikler olmakla birlikte bir çocuğa ait bir kremasyon gömütte tunç mızrak ucu bulunmaktadır.[5] En zengin gömüt hediyeleri bir kremasyon mezarda ele geçmiştir. Bu çocuk gömütünde bir altın küpe, bir tunç ve altın karışımı küpe, bir tunç bilezik ve Hitit İmparatorluk Çağı'na (MÖ 13-12 yüzyıl) tarihlenen bir damga mühür ele geçmiştir.[6]
Esasen küçük bir yerleşme sayılan Yeni Assur Dönemi Kavuşan Höyük'te, orantısız olarak fazla sayıda ağırşak bulunduğu dikkati çekmiştir. Bu durumun, dokumacılığın yerleşmede önemli bir geçim kaynağı olduğunu, dokuma ürünlerinin civar yerleşmelere pazarlandığını düşündürmektedir.[3]
Yine Yeni Assur tabakasında bulunan bir şarap dinlendirme kuyusu, bölgede başkaca benzeri olmayan bir mimari ögedir. Tek benzeri günümüzde Mardin'in Sürgücu ilçesinde rastlanan pekmez çukurudur.[3] Kuyunun 4,29 metre dibinde, daha dar çapta 28 cm. derinlikte bir çukur vardır. Tüm yüzeyler 1,5–2 cm. kalınlıkta kireçle sıvanmış durumdadır. Günümüzde Sürgücü ilçesinin süryani köylerinde aynı yapıda kuyular görülmektedir. Eskiden şarap deposu olarak kullanılan bu kuyunun dibindeki çukurun, şarap tortusunun toplanması için yapıldığı anlaşılmaktadır.[7]
Orta Tunç Çağı mimari tabakalarındaki en önemli görünen mimari yapı, muhtemelen iki katlı, depolama mekanı da bulunan bir yapıdır. Yangın geçirmiş olduğu, yanmış ve parçalanmış çanak çömlekler, yanık ahşap malzeme, yanık kerpiç bloklar, tabanın geneline yayılmış tahıl, mercimek, bezelye, üzüm tohumlarının kömürleşmiş artıklarından da anlaşılmaktadır. Söz konusu yapı muhtemelen geniş topraklara hükmeden bir toprak sahibine ait olmalıdır.[8]
Değerlendirme
Höyük, özellikle Yeni Assur Dönemi'nde yaygın bir yerleşme göstermiştir. Bu dönemde Yukarı Dicle Bölgesine Yeni Assur tarafından, imparatorluğun başka bölgelerinden de toplu nüfus aktarımı yapıldığı bilinmektedir.[9]
Notlar
- ^ Tarihsel Çevre Araştırma ve Değerlendirme Merkezi
Dış bağlantılar
Kaynakça