Kariyerinin geri kalan kısmında Salk Biyolojik Araştırmalar Enstitüsü'nde J.W. Kieckhefer Araştırma Profesörü olarak görev yaparak insan bilinci üzerine çalışmalar yapmıştır.
Aile ve eğitim
Harry Crick ve Annie Elizebeth Crick'in oğlu Francis Crick Northampton yakınlarında o zamanlar küçük bir İngiliz kasabası olan Weston Favell'de doğmuş ve büyümüştür. Babası ve amcası burada bir bot ve ayakkabı fabrikası işletmekteydi. Crick erken yaşta bilime ilgi göstermeye başlamıştı. Çocukken ailesi tarafından kiliseye götürülmesine rağmen, 12 yaşında annesine artık kiliseye gitmek istemediğini ve dini inançlar yerine bilimsel araştırmaları tercih ettiğini söylemişti.[1]
Crick doktora tezi için fizikçi Edward Neville da Costa Andrade'nin laboratuvarında, yüksek sıcaklıklarda suyun viskozite'ni ölçmeye çalıştı. Daha sonra bu çalışma için "Akla hayale gelebilecek en sıkıcı problem" demiştir.[2]II. Dünya Savaşı'nda laboratuvarın çatısından içeri düşen bir bomba bütün deney ekipmanını yok edince Fizik kariyeri yapmaktan vazgeçti.
II. Dünya Savaşı'nın ardından Crick 1947'de o sırada birçok fizikçinin yaptığı gibi biyoloji alanına kaydı. Bu geçiş sırasında yaşadığı güçlükler hakkında "neredeyse yeniden doğmam gerekti" demişti. Crick, döneminde fizik dalında yapılan büyük ilerlemelerin, biyoloji dalında da mümkün olduğunu düşünüyordu.
Honor Bridget Fell yönetiminde, Cambridge'in Strangeways Laboratuvarında neredeyse iki sene boyunca sitoplazma'nın fiziksel özelleri üzerine çalıştı. Daha sonra Cavendish Laboratuvarında Max Perutz ve John Kendrew'e katıldı. O sırada Cavendish Laboratuvarı 1915'te, henüz 25 yaşındayken Nobel Ödülü'ne layık görülen Sir Lawrence Bragg tarafından yönetiliyordu.