MacKinnon, Elizabeth Valentine Davis ve George E. MacKinnon'ın (bir kız ve iki erkek) üç çocuğundan ilki olarak Minneapolis, Minnesota'da doğdu. Kendisi de bir avukat olan babası, 1947–1949 yılları arası milletvekili ve 1969–1995 yılları arası ABD DC Temyiz Mahkemesi yargıcıydı.[4]
MacKinnon, Michigan Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Elizabeth A. Long Hukuk Profesörü ve Harvard Hukuk Fakültesi'nde James Barr Ames Misafir Hukuk Profesörüdür. 2007'de Harvard Hukuk Fakültesi'nde[1]Roscoe Pound Misafir Hukuk Profesörü olarak görev yaptı ve ayrıca NYU, University of Western Australia, University of San Diego, Hebrew University, Columbia Hukuk Fakültesi, University of Chicago, Basel, Yale Hukuk Fakültesi, Osgood Hall Hukuk Fakültesi, UCLA Hukuk Fakültesi ve Stanford Hukuk Fakültesi'nde misafir öğretmenliklerde bulundu.
MacKinnon, çok atıf alan bir hukuk bilgini[5] ve düzenli olarak konuşmalar yapan bir konuşmacıdır. Fikirleri birbiriyle kesişen üç alana ayrılabilir: cinsel taciz, pornografi ve fuhuş ve uluslararası çalışma. Ayrıca toplumsal ve siyasal kuramlar ve metodolojiler üzerine kapsamlı yazılar yazmıştır.[6]
Araştırma ve hukuksal çalışmaları
Cinsel taciz
1977'de MacKinnon, cinsel tacizin toplumsal cinsiyete dayalı bir ayrımcılık biçimi olduğuna dair yazdığı tezi Profesör Thomas I. Emerson'a teslim ettikten sonra Yale Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. İki yıl sonra, Yale University Press, 1964 Medeni Haklar Yasası'nın VII. maddesi ve başka toplumsal cinsiyet ayrımcılığı yönetmeliklerinin yasal temelini oluşturan, Sexual Harassment of Working Women: A Case of Sex Discrimination (1979) kitabplarını yayınladı. Ayrıca, Alexander v. Yale davasında Yale lisans öğrencilerinin açtığı dava üzerine kabul edilen 9. Başlık uyarınca cinsel tacize yönelik yasal iddiayı eğitimde toplumsal cinsiyet ayrımcılığı olarak tanımladı. Olaylar üzerine mahkemeye giden davacı Pamela Price kaybetmesine rağmen, davanın sonunda bir yasa kabul edildi: ABD İkinci Daire Temyiz Mahkemesi, 1972 tarihli Eğitim Değişikliklerinin9. Başlık medeni haklar kanunu uyarınca okulların cinsel tacizi bir toplumsal cinsiyet ayrımcılığı biçimi olarak ele alacak prosedürlere sahip olmasının zorunlu olduğunu kabul etti.[7]
MacKinnon kitabında, cinsel tacizin cinsiyet ayrımcılığı olduğunu, çünkü eylemin kadınların erkeklerle olan toplumsal eşitsizliğinin bir ürünü olduğunu ve bunu yeniden ürettiğini savundu (örneğin bkz. 116–18, 174). İki tür cinsel taciz arasında ayrım yapar (bkz. 32–42):
"quid pro quo", cinsel itaatin bir istihdam fırsatı karşılığında takas edildiği veya takas edilmesinin teklif edildiği (s. 32) durumlar, cinsel taciz anlamına gelir ve
cinsel tacizin "kalıcı bir çalışma koşulu olduğunda" ortaya çıkan taciz türü (s. 32).
1980'de Eşit İstihdam Fırsatı Komisyonu, hem karşılıklı çıkara yönelik tacizi hem de düşmanca çalışma ortamı oluşturacak tacizi yasaklayarak cinsel tacizi yasaklayan yönergeleri kabul ederken MacKinnon'ın çerçevesini kullandı (bkz. 29 C.F.R. § 1604.11 (a)). Mahkemeler de bu kavramları kullandı.
1986'da ABD Yüksek Mahkemesi, Meritor Savings Bank v. Vinson'a cinsel tacizin toplumsal cinsiyet ayrımcılığına karşı yasaları ihlal edebileceğini söyledi. MacKinnon, davacı Mechelle Vinson'ın eş danışmanıydı ve Yüksek Mahkeme'de dava dosyasını yazdı. Meritor davasında Mahkeme, karşılıklı çıkara yönelik cinsel taciz ile düşmanca işyeri tacizi arasındaki farkı kabul etmiştir. 2002 tarihli bir makalede MacKinnon, Mahkemeden alıntı yaparak şunları yazdı:
O zamanlar Justice Rehnquist, oybirliğiyle alınan bir mahkeme kararı için "şüphesiz," diye yazmıştı, "bir amir, bir astına astının cinsiyeti nedeniyle cinsel tacizde bulunduğunda, o amir[ler] cinsiyete dayalı olarak arasında "ayrımcılık yapar[lar]". DC Mahkemesi ve kadınlar kazanmıştı. Yeni bir ortak hukuk kuralı oluşturuldu.[8]
Ocak 2000'de Fred R. Shapiro tarafından yayınlanan bir araştırmaya göre , Çalışan Kadınların Cinsel Tacizi: Bir Cinsiyet Ayrımcılığı Örneği, 1978'den beri yayınlanan ve en çok atıfta bulunulan sekizinci Amerikan hukuk kitabıdır.[9]
MacKinnon, radikal feminist yazar ve aktivist Andrea Dworkin ile birlikte pornografiyi toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ve insan kaçakçılığı biçiminde bir sivil haklar ihlali olarak çerçevelendirerek pornografiye yönelik yasal yaklaşımları değiştirmeye çalıştı. Pornografiyi şöyle tanımladılar:
the graphic sexually explicit subordination of women through pictures or words that also includes women dehumanized as sexual objects, things, or commodities; enjoying pain or humiliation or rape; being tied up, cut up, mutilated, bruised, or physically hurt; in postures of sexual submission or servility or display; reduced to body parts, penetrated by objects or animals, or presented in scenarios of degradation, injury, torture; shown as filthy or inferior; bleeding, bruised, or hurt in a context that makes these conditions sexual.[10]
Feminist Bir Devlet Kuramına Doğru'da MacKinnon, "Feminist görüşe göre pornografi, zorla seksin bir biçimi, bir cinsel politika pratiği ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği kurumudur" diye yazıyor. Kapsamlı ampirik araştırmalarla belgelendiği gibi, "Pornografi, nüfusun yarısına yönelik davranışları ve statülendirilmelerini tanımlar. Şiddet ve ayrımcılığa yönelik tutum ve davranışlara sebep olacak şekilde etkiye sebep olur." diye yazıyor.[11]:196
Pornografi karşıtı yönetmelikler
1980'de Linda Boreman (Deep Throat adlı pornografik filmde Linda Lovelace adıyla rol almıştı) eski kocası Chuck Traynor'un kendisini Deep Throat ve diğer pornografik filmlerde rol almaya şiddet yoluyla zorladığını söyledi. Boreman, Pornografiye Karşı Kadınlar üyeleri MacKinnon ve feminist yazar Andrea Dworkin ile birlikte bir basın toplantısında basın mensuplarına yönelik suçlamalarını kamuoyuna açıkladı. Basın toplantısından sonra Dworkin, MacKinnon, Boreman ve Gloria Steinem, Traynor ve Deep Throat'ın yapımcılarından tazminat talep etmek için federal sivil haklar yasasını kullanma olasılığını tartışmaya başladılar. Boreman için bu mümkün değildi çünkü olası bir dava için zamanaşımı gerçekleşmişti.[12]
MacKinnon ve Dworkin, pornografiyle mücadelede olası bir yaklaşım olarak medeni haklar davasını, özellikle toplumsal cinsiyet ayrımcılığını tartışmaya devam ettiler. MacKinnon, pornografiyi engellemek için geleneksel cezai müstehcenlik yasasının kullanılması da dahil olmak üzere, pornografiye karşı ahlak, pislik veya cinsel masumiyet fikrine dayanan geleneksel argümanlara ve yasalara karşı çıktı. Pornografiyi cinsel ahlak veya tevazu gibi temellerden gelen "topluluk standartlarını" ihlal ettiği için kınamak yerine, pornografiyi bir tür cinsiyet ayrımcılığı olarak nitelendirdiler ve kadınlara zarar gördüklerini kanıtlayabildiklerinde medeni haklar yasası uyarınca tazminat talep etme hakkı vermeye çalıştılar. Pornografi karşıtı yönetmelikleri, yalnızca cinsiyet temelinde ayrımcılık yaptığı kanıtlanabilen müstehcen materyalleri yargılanabilir hâle getiriyor.
1983'te Minneapolis şehir yönetimi, MacKinnon ve Dworkin'i, Minneapolis şehri insan hakları yönetmeliğinde bir değişiklik olarak pornografi karşıtı bir sivil haklar yönetmeliği hazırlamaları için çağırdı. Değişiklik, pornografiyi kadınlara yönelik bir medeni hak ihlali olarak tanımlamış ve pornografi ticaretinden zarar gördüğünü iddia eden kadınların, hukuk mahkemesinde yapımcı ve dağıtıcılara tazminat davası açmasına izin vermiştir. Ayrıca, pornografide bulunmaya zorlanan, pornografi tüketimine zorlanan veya pornografiden gelen belirli nedenlerle saldırıya uğradıklarını kanıtlayabilecekleri durumlardaki zarar için dava açmalarına izin verdi. Yasa, Minneapolis belediye meclisi tarafından iki kez kabul edildi, ancak belediye başkanı tarafından veto edildi. Yönetmeliğin başka bir versiyonu 1984'te Indianapolis, Indiana'da kabul edildi, ancak Yedinci Daire Temyiz Mahkemesi tarafından yasanın anayasaya aykırı olduğuna karar verildi ve bu karar, ABD Yüksek Mahkemesi tarafından (görüş olmaksızın) hızlı bir şekilde onaylandı.
MacKinnon, 1985'te Harvard Civil Rights-Civil Liberties Law Review'de şunları yazdı:
Ve kadınları pornografiye çeken rıza varsayımını düşünürken, tahriş olmuş dizlere, morluklara, kırbaçlardan kaynaklanan izlere, çiziklere, yaralara bir süre yakından bakın. Birçoğu simüle edilmemiştir. Nispeten hafif pornolarda rol alan bir pornografi modeli, "Canımı yaktığında pozun doğru olduğunu biliyordum" dedi. İzleyiciler için pornografideki olayların gerçek olması kesinlikle önemli görünüyor. Bu nedenle pornografi, bir kişinin seks filmi yapmak için işkence edilerek öldürüldüğü "snuff" filmlerinde olduğu gibi, cinayet için bir sebep haline gelir. Bunlar var.[13]
MacKinnon, 1980'den Boreman'ın 2002'deki ölümüne kadar Boreman'ı temsil etti. Liberteryenler, cinsel içerikli medyanın kadınlara yönelik şiddeti teşvik ettiğine veya övdüğüne dair hiçbir kanıt olmadığını savunarak sık sık MacKinnon'ın teorilerini eleştirdiler.[14] Max Waltman, ampirik kanıtların (Kanada'daki müstehcenlik doktrinindeki değişikliklere dayalı olarak), kadına yönelik şiddeti caydırmak için yasal yollardan çok medeni kanuna dayanan yollarının daha etkili olabileceğini öne sürdüğünü belirtiyor.[15]
Uluslararası çalışma
Şubat 1992'de Kanada Yüksek Mahkemesi, MacKinnon'ın Manitoba pornografi distribütörü Donald Butler aleyhine kaleme aldığı bir kararda ortak yazdığı bir özetten kapsamlı bir şekilde alıntı yaparak, MacKinnon'ın eşitlik, nefret propagandası ve pornografi teorilerini büyük ölçüde kabul etti. Butler'ın kararı bazıları için tartışmalıydı; bazen Dworkin'in Pornography: Men Possessing Women adlı kitabının bu karar kapsamında Kanada gümrük görevlileri tarafından el konulduğu, ayrıca Marguerite Duras ve David Leavitt'in kitaplarına da el konulduğu ima edilir.[16][17] Aslında, MacKinnon'ın brifingi, hiçbir zararı gösterilmeyen materyallere el konulmasının anayasaya aykırı olduğunu savunuyordu.
LezbiyensadomazoşistBad Attitude dergisine ve onu satan gey ve lezbiyen kitapçıların sahiplerine karşı başarılı Butler kovuşturmaları başlatıldı . Kanadalı yetkililer bir sanat galerisine baskın düzenledi ve çocuk istismarını tasvir eden tartışmalı tablolara el koydu. Pek çok ifade özgürlüğü ve eşcinsel hakları aktivisti, yasanın LGBT topluluğunu hedef alarak seçici bir şekilde uygulandığını iddia etti.
MacKinnon, 1992'den beri soykırımla suçlanan Sırplara karşı Bosnalı ve Hırvat kadınları temsil etti ve bu çatışmada tecavüzün bir soykırım eylemi olarak yasal iddiasını yarattı. Kadic v.Karadziç ve 10 Ağustos 2000'de New York'ta 745 milyon dolarlık bir jüri kararı kazandı. Dava (Amerika Birleşik Devletleri'nin Alien Tort Statute'u uyarınca), zorla fuhşun ve zorla hamile bırakmanın etnik kökene veya dine dayandığında dava edilebilir soykırım eylemleri olduğuna hükmetti.[18] 2001 yılında MacKinnon, uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan Equality Now'ın bir girişimi olan Lawyers Alliance for Women (LAW) Projesi'nin eş direktörlüğüne getirildi.[19]
MacKinnon ve Dworkin, 1990'da İsveç'te fuhşa karşı yasayı önerdiler ve İsveç bunu 1998'de geçirdi.[20]İskandinav Modeli, "Eşitlik Modeli" veya "Kısıtlayıcı Model" olarak da bilinen İsveç Modeli olarak adlandırılan model, seks satıcılarının yanı sıra seks alıcılarını da cezalandırıyor; burada satıcılar, pezevenk veya seks kaçakçısı olarak nitelendiriliyor. "Fuhuşta alınıp satılanlar" ise cezalandırılmıyor. Temel alınan kavram, hayatta kalmak için cinsel hizmetlerin satışının gerekliliğinin, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir ürünü ve kadına yönelik şiddetin bir biçimi olduğudur. Bu model Norveç, İzlanda, Kanada, İrlanda, Kuzey İrlanda, İsrail ve Fransa'da kabul edilmiştir, ancak Yeni Zelanda'da reddedilmiştir.[21][22]
Global Network of Sex Work Projects, International,[23] ve Global Alliance Against Traffic in Women[24] gibi bazı kuruluşlar ve kişiler, bu yasa modelinin "seks işçilerinin barınabilmesini, hayatta kalmak için para kazanmalarını, müşterilerinden gelebilecek şiddetten kaçınmayı, erkek arkadaşlarının 'pezevenk' olarak tutuklanmalarını önlemeyi ve seks işçilerinin yaşadığı bir sürü çeşit cinsel saldırının sonucunda polise ulaşmalarını zorlaştırdığını" söylüyor.
MacKinnon, Kadın Ticaretine Karşı Koalisyon (CATW) ve Hindistan'daki Apne Aap ile aktif olarak çalışmaktadır.
Siyasal kuramları
MacKinnon, çoğu toplumda kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğin, rasyonelleştirilmiş ve genellikle doğal olarak algılanan bir düzenlemede kadınları ikincilleştirerek erkek egemenliğini kurumsallaştıran bir hiyerarşi oluşturduğunu savunuyor. Teori ve pratik arasındaki karşılıklı ilişkiler hakkında yazıyor ve kadınların deneyimlerinin her iki alanda da çoğunlukla göz ardı edildiğini anlatıyor. Ayrıca, feminist teoridekiliberal feminizmin belirli noktalarını eleştirmek için Marksizmi ve Marksist teoriyi eleştirmek için radikal feminizmi kullanıyor. [25] MacKinnon, Marx'ın sınıflı toplumun ortaya çıkışını doğal olarak meydana gelen kendiliğinden bir olay olarak ele alan teorik kuramına eleştiri yapıyor. Epistemolojiyi bilme teorileri[25] ve siyaseti güç teorileri olarak anlıyor: "Güç sahibi olmak, diğer şeylerin yanı sıra, birisi 'bu böyledir' dediği zaman, onun öyle kabul edilmesidir. ...Güçsüzlük, 'bu böyledir' denince öyle algılanmaması demektir. Bu, sessizliği dile getirmeyi, yokluğun varlığını algılamayı, toplumsal olarak güvenilirliğinden sıyrılmış olanlara inanmayı, basit gerçekmiş gibi görünen şeyleri eleştirel bir şekilde bağlamsallaştırmayı, güçsüzlerin siyasetinin epistemolojisi için gerekli kılıyor.” [25]
1996'da Fred R. Shapiro, "Feminism, Marksism, Method, and the State: Toward Feminist Jurisprudence", 8 Signs 635'in (1983) bağımsız bir dergide yayınlanmış olmasına rağmen hukuk dergilerinde en çok alıntı yapılan 96. makale olduğunu hesapladı.[26]
Eleştiriler
1980'lerdeki "Feminist Seks Savaşları" sırasında, Carole Vance ve Ellen Willis gibi pornografi karşıtı duruşlara karşı çıkan feministler kendilerinden "seks yanlısı" veya "seks-pozitif feministler" olarak bahsetmeye başladılar. Seks-pozitif feministler ve pornografi karşıtı feministler, bu etiketlerin üstü kapalı ve açık anlamları üzerinde tartışmışlardır. Seks-pozitif feministler, MacKinnon ve Dworkin tarafından hazırlanan pornografi karşıtı yönetmeliklerin müstehcen materyalin kaldırılması, sansürlenmesi veya kontrol edilmesi anlamına geldiğini belirtiyorlar.[27]
States of Injury'de (1995), Wendy Brown, MacKinnon'ın fahişeliği ve pornografiyi yasaklama girişiminin "kadın" kategorisini birincil olarak korumadığını, yaralanmaya dayanan özselleştirilmiş bir kimlik olarak yeniden yarattığını iddia eder.[28]The Nation'da Brown ayrıca MacKinnon'ın Feminist Bir Devlet Kuramına Doğru'sunu (1989) "son derece durağan bir dünya görüşü ve demokratik olmayan, hatta belki de anti-demokratik bir siyasi anlayış" ve aynı zamanda "eskide kalmış" olduğunu ve feminizmin ikinci dalgasının şafağında, artık var olmayan, radikal sosyal söylemlerde Marksist erkeklerin tekeli olduğu bir politik-entelektüel bağlam üzerine geliştirilmiş olduğunu söyledi.
Judith Butler, 1994 tarihli "Against Proper Objects" başlıklı bir yazısındaki "Against the anti-pornography paradigm" başlıklı bölümde MacKinnon'ı cinsellik, özellikle heteroseksüellik konusunda "bütüncülleştirici" ve "determinist" konumlara sahip olmakla eleştiriyor:
Catharine MacKinnon'ınki gibi feminist duruşlar, cinsel ilişkilerin zorla boyun eğdirme ilişkileri tarafından yapılandırılan bir analizini sunar ve cinsel tahakküm eylemlerinin "erkek" olmanın toplumsal anlamını oluşturduğunu, çünkü zorla boyun eğdirilmenin "kadın" olmanın toplumsal anlamını oluşturduğunu iddia eder. Böylesine katı bir determinizm, cinselliğe ilişkin her türlü açıklamayı katı ve belirleyici tahakküm ve boyun eğdirme konumlarına ve bu konumları kadın ve erkeğin toplumsal cinsiyetine benzetir. Ancak bu deterministik açıklama, yalnızca kadın cinselliğinin zorla boyun eğdirilmek olduğu gibi savunulamaz bir düşünceyi savunması nedeniyle değil, aynı zamanda -tüm güç ilişkilerinin tahakküm ilişkilerine indirgendiği-ve cinsellikte zoraki tahakkümün mevcudiyetini, haz veren ve aranan iktidar dinamiklerinden ayırt edememeye sebep olan bütünleştirici heteroseksüellik görüşü nedeniyle de feministler tarafından sürekli eleştirilere maruz kalmıştır.[29]
Kişisel hayatı
1990'ların başında, MacKinnon'ın yazar ve hayvan hakları aktivisti Jeffrey Masson ile bir ilişkisi vardı.[30]
Alice Paul Ödülü, Ulusal Cinsiyetçiliğe Karşı Erkekler Örgütü (NOMAS), "Kadına Yönelik Erkek Şiddetiyle Yüzleşmede Ömür Boyu Adanmışlık ve Üstün Başarı" (2017)
Yale Hukuk Fakültesi Derneği Liyakat Ödülü, "Kamu hizmetine veya hukuk mesleğine önemli katkılarda bulunduğu için tanınan ... Yale Hukuk Fakültesi'nin saygın bir mezununa" (2022) [31]
Seçkiler
kitaplar
(1979). Sexual Harassment of Working Women: A Case of Sex Discrimination. New Haven, CT: Yale University Press. 1979. ISBN 0-300-02299-9. OCLC 3912752.
(1988) with Andrea Dworkin. Pornography and Civil Rights: A New Day for Women's Equality. Minneapolis, MN: Organizing Against Pornography. 1988. ISBN 0-9621849-0-X.
(1989). Toward a Feminist Theory of the State. Cambridge, MA: Harvard University Press. ISBN 0-674-89645-9.
(1993). Only Words. Cambridge, MA: Harvard University Press. 1993. ISBN 0-674-63933-2. OCLC 28067216.
(1997) with Andrea Dworkin (eds.). In Harm's Way: The Pornography Civil Rights Hearings. Cambridge, MA: Harvard University Press. 1997. ISBN 0-674-44579-1. OCLC 37418262.
(2001). Sex Equality. University Casebook Series. New York: Foundation Press.
(2004) with Reva Siegel (eds.). Directions in Sexual Harassment Law. New Haven, CT: Yale University Press.
^Catharine A. MacKinnon, "Pornography, Civil Rights, and Speech", 20 Harvard Civil Rights-Civil Liberties Law Review 1 (1985). As support for the existence of snuff films, MacKinnon wrote in footnote 61, "In the movies known as snuff films, victims sometimes are actually murdered."' 130 Cong. Rec. S13192 (daily ed. October 3, 1984; statement of Senator Arlen Specter introducing the Pornography Victims Protection Act). See People v. Douglas, Felony Complaint No. NF 8300382 (Municipal Court, Orange County, Cal. August 5, 1983); "'Slain Teens Needed Jobs, Tried Porn"' and "Two Accused of Murder in 'Snuff' Films", Oakland Tribune, August 6, 1983 (on file with Harvard Civil Rights-Civil Liberties Law Review); L. Smith, The Chicken Hawks (1975)(unpublished manuscript; on file with Harvard Civil Rights-Civil Liberties Law Review).
^Dworkin, Ronald. "Women and Pornography", New York Review of Books 40, no. 17 (October 21, 1993): 299. "no reputable study has concluded that pornography is a significant cause of sexual crime: many of them conclude, on the contrary, that the causes of violent personality lie mainly in childhood"
^"Canada's Thought Police". Wired. Electronic Frontier Canada. 1995. 3 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mayıs 2023.Birden fazla yazar-name-list parameters kullanıldı (yardım); Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
^Fred R. Shapiro, "The Most-Cited Law Review Articles Revisited," 71 Chi.-Kent L. Rev. 751 (1996)
^Carole Vance. "More Pleasure, More Danger: A Decade after the Barnard Sexuality Conference", Pleasure and Danger: Towards a Politics of Sexuality (Carole Vance, ed., 1984).
^"Award of Merit". Alumni Weekend. Yale Law School. 18 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Kasım 2022.
Bibliyografi
"Sexual Harassment of Working Women". Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press. 1979. "Feminism Unmodified: Discourses on Life and Law". Cambridge, Massachusetts: Harvard University "Towards a Feminist Theory of State". Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press. 1989. "Only Words". Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press. 1993. "ButterflyPolitics". Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press. 2017.
Daha fazla okuma
"Catharine MacKinnon, 'Trafficking, Prostitution, and Inequality'". University of Chicago Law School.
"Appraising the Impact of Toward a Feminist Theory of the State: Consciousness-Raising, Hierarchy Theory, and Substantive Equality Laws". Law and Inequality: A Journal of Theory and Practice. Social Science Research Network. 35 (2). 28 Haziran 2017.
Catharine MacKinnon 2 Ekim 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. . Virginia Tech'te Dijital Söylem ve Kültür İşbirliği. Erişim tarihi: 4 Eylül 2020. MacKinnon'un eserlerinin bir bibliyografyasını içerir.