Birleşik Arap Emirlikleri-Türkiye ilişkileri, Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında kurulan diplomatik, kültürel, askerî ve ve ekonomik ilişkileri kapsamaktadır.[1]
Son zamanlarda BAE'nin en büyük ticaret ortaklarından biri olan Türkiye, yıllık ikili ticaret hacminde 9 milyar dolarla son yedi yılda %800'lük bir artışa neden oldu.[2] 2008 yılı dış ticaret rakamlarına göre, Türkiye BAE'nin en büyük 10 tedarikçisi arasında yer alırken, BAE'nin son beş yıldaki Türkiye'ye yaptığı ihracat altı kat arttı. BAE, turizm bağlarını geliştirmek amacıyla 2009'da yeni açılan Etihad Airways hava yolu şirketiyle İstanbul'a haftanın dört günü sefer başlattı.[3]
BAE'li işadamları, Türkiye'nin devam eden özelleştirme çabalarının bir parçası olarak Türkiye'ye yatırım yapmaya teşvik edildi.[4] 2010 yılında her iki taraf da ortak projelerle ticari ilişkileri geliştirme ve muhtemel işbirliği alanlarını belirlemek için gelecekte yetkilileri bir araya getirme sözü verdiler.[5]
BAE'de bölgedeki pek çok gelişmeye imza atmış Türk inşaat şirketleri de dahil olmak üzere önemli miktarda Türk varlığı var. Buna ek olarak Birleşik Arap Emirlikleri'nde küçük bir Türk topluluğu bulunmaktadır. Türk büyükelçiliğine göre, BAE'de kurulan Türk şirket sayısı 400'ün üzerindedir ve bunların 75'i Abu Dabi çevresinde faaliyet göstermektedir.
Daha yakın zamanlarda, iki ülke arasındaki ilişkiler, Mısır askerî darbesi ve sonrasında gelişen olaylar sonrasında Türkiye'nin Müslüman Kardeşler'i, Birleşik Arap Emirlikleri'nin ise Müslüman Kardeşler yönetimine darbe yapan Abdülfettah es-Sisi'yi desteklemesiyle bozuldu ve bu nedenle Birleşik Arap Emirlikleri, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi'nin Türkiye'ye karşıtlıkta en uçtaki üyesi haline geldi.[6]
Birleşik Arap Emirlikleri'nin Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe'nin Haziran 2017'de hacklenen e-postalarının ortaya çıkması, 2016 Türkiye askerî darbe girişiminin Birleşik Arap Emirlikleri tarafından desteklendiği iddialarını güçlendirdi.[7][8][9]
Ağustos 2017'de BAE, Türkiye'yi Suriye'deki askeri varlığıyla Suriye devletinin egemenliğini azaltmaya çalıştığını ve sömürgeci ve rekabetçi tutum içerisinde olmakla itham etti.[10] BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid, Osmanlı yönetimi sırasında Medine'nin soyulduğunu iddia eden bir tweet paylaştıktan sonra ilişkiler 2016 yılının aralık ayından daha da kötüleşti. Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah bin Zayid'i "petrol şımarığı" ve "terbiyesiz adam" olarak tanımlayarak yanıt verdi. BAE'li diplomat Enver Gargaş "Mezhepçi ve partizan görüşler bir alternatif olarak kabul edilmemelidir, Arap dünyası Tahran ya da Ankara tarafından yönetilmeyecek" cevabını verdi.[11]
Libya'da Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümetini indirmek için Trablus'a taarruz başlatmış, kontrol ettiği bölgelerde toplu mezarlar çıkmış[12] Halife Hafter'i destekleyen; Suriye'de Türkiye Cumhuriyeti'nin terörist örgüt saydığı YPG'yi destekleyen[13] Birleşik Arap Emirlikleri hakkında 30 Temmuz 2020'de Al Jazeera'ye konuşan Türk Savunma Bakanı Hulusi Akar, Birleşik Arap Emirlikleri'nin başka ülkelere hizmet ettiğini, kendi çıkarlarını düşünmediğini; boyutunu ve nüfuzunun etki alanını düşünerek bu işlere kalkışmaması gerektiğini belirtti ve Birleşik Arap Emirlikleri için "Bunlar ateş olsalar cürümleri kadar yer yakarlar. Bunların ister Suriye'de olsun ister Irak'ta olsun, bazı terörist grupları PKK'yı, DAEŞ'i desteklemelerinin hiçbir kıymeti yok. Bu konuda biz Türkiye Cumhuriyeti olarak silahlı kuvvetlerimizle, diplomatlarımızla yapılması gereken neyse bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapacağız fakat Abu Dabi yönetiminin Suriye'de ve Libya'da yaptıkları var, yeri ve zamanı geldiğinde bunların hepsinin hesabı görülecek." cümlelerini kurdu.[14][15]
Kaynakça