Belkız Rufa Kemali Söylemezoğlu, yaygın olarak bilinen adıyla Benli Belkıs, (17 Şubat 1917, San'a, Yemen Vilayeti, Osmanlı İmparatorluğu – ö. 19 Temmuz 1972, Nişantaşı, İstanbul, Türkiye) Türk oyuncu, manken, sosyetik ve asilzade kişiliği.^[1]

Babası Harbiye Nazırı Süleyman Şefik Paşa'nın Yemen'in San'a şehrinde askeri vali olarak görev yaptığı dönemde, 1917 yılında dünyaya gelmiştir ve adı, Saba Melikesi Belkıs'a ithafen konulmuştur. Annesi Halepzade R. Ayşe Vedad Söylemezoğlu idir. Çocukluğunu Kuzguncuk, Üsküdar, İstanbul'da, babasına ait olan otuz odalı Marko Paşa Yalısı'nda geçiren Belkıs Hanım, Kandilli Kız Lisesi ve Üsküdar Amerikan Kız Koleji'nde eğitimini tamamlamıştır. Amerikan kolejine 13 yaşında başlamıştır.^[1]

Benli Belkıs'ın dedesi Konya Valisi ve Rumeli Beylerbeyi Ali Kemali Paşa'dır. Dedesinin kardeşi Ethem Pertev Paşa'dır ve üç amcası da büyükelçidir. Kardeşleri Prenses Perizat Osmanoğlu, ilk maden kralı ve Galatasaray divan üyelerinden Sihamettin Kemali Söylemezoğlu, Turgut Söylemezoğlu, Rabia Bayramoğlu, Azade Söylemezoğlu ve Talia Söylemezoğlu'dur. Bütün kardeşler Galatasaray Lisesi'ni tercih ederken sadece kendisi Amerikan ekolüne yönelmiştir.

Mehmet Demirtaşçı, Ömer R. Akömer, Şehzade Cengiz Osmanoğlu, Selçuk Perin ve Azade Perin'in teyzesi olan Belkıs Hanım,^[2] Şehrazat Kemali Söylemezoğlu, S. Şefik Kemali Söylemezoğlu'nun halasıdır.^[2] Sabahattin Bayramoğlu'nun ve Mithat Perin'in baldızıdır.^[2] Ömer Halis Bıyıktay'ın kızı ve Kazım Karabekir'in yeğeni olan Aynur Söylemezoğlu'nun görümcesidir. Mustafa Rauf Paşa'nın kızı Afife Hanım ile evli olan Galip Kemali amcasının kızı Lamia Hanım, Hüsrev Gerede ile evlenmiştir. Kuzeni ise Hamit Kemali Söylemezoğlu'dur.

Yanağındaki karakteristik beni sebebiyle Benli Belkıs olarak adlandırılan sarı saçlı, oldukça açık tenli Belkıs Söylemezoğlu, döneminin en tanınmış isimlerindendi. Soyu ve mesleğinden çok, güzelliği, giydiği iddialı kıyafetler ve taktığı gösterişli mücevherler ile anılan Benli Belkıs, Türk modasına da adını yazdırmıştı. Öyle olacak ki kendisi, bikini adlı deniz giysisini Türkiye'de ilk kez giyen ve ülkeye ilk kez tanıtan kişi olarak bilinmektedir. Onun kadın modası konusundaki bilgisinde ise Amerika Birleşik Devletleri'ne ve Avrupa ülkelerine sık sık yaptığı seyahatler ve oralarda tanıştığı ünlü simaların etkisi vardır.

Belkıs, Mısır Kralı I. Faruk, İsveç Kralı VI. Gustaf, Monako Prensi III. Rainier, Grace Kelly, Milford Haven 3. Markizi David M. Mountbatten, Eva Bartok, Merle Oberon ve çeşitli Hollywood yıldızlarının dostluğunu kazanmış, onların davetlerinde yer almıştır. Darío Moreno, Orhan Boran, Celal Şahin ve Gönül Yazar gibi isimler de Belkıs Hanım'ın Türkiye'den en samimi arkadaşlarıdır.^[3] Çocukları ve oyuncakları çok sevdiğini, batıl inançlardan çok korktuğunu pek çok kez dile getirmiştir. Narsist olduğunu esprili bir biçimde itiraf etmiştir.

Genç yaşta iken, döneminde Tütün Kralı olarak bilinen iş adamı, Tütüncü İhsan Bey ile evlenmiştir ve ayrılmıştır. Bu evlilik sonrasında avukat Sadi Rıza Dağ (Feriha Tevfik'in de eski eşi) ile bir izdivaç gerçekleştirmiştir. Ancak Dağ Bey'in de ardından, Mısır Krallığı'nın önemli devlet adamı, Zamalek Valisi ve Kahire'nin meşhur Endülüs Bahçeleri'nin sahibi Gallini Fahmy Paşa ile evlenmiştir. Dördüncü evliliğini ünlü Fransız sanayi devinin veliahtı ve avukat Pineaud ile yapmıştır lakin bu birliktelik de uzun sürmemiştir. Sonrasında Sherlock Holmes'un meydana getiren yazar Sir Arthur Conan Doyle'un oğlu Adrian Conan Doyle ile yaşadığı aşk dünya basınında uzun bir süre konuşulmuştur. Venedik Kontu Giorgio Gini ile de kısa bir süre adı anılan Belkıs Hanım, ardından Tevfik Yürüten ile evlenmiştir.^[4]

1954 yılında Çılgınlar Cehennemi adlı sinema filminde Eşref Kolçak ile başrolde oynamıştır ancak uluslararası magazin medyasındaki ününün etkisi onu, Yeşilçam'dan uzaklaştırmıştır. Çok iyi piyano çaldığı ve Batı danslarında son derece yetenekli olduğu vebilinmektedir. İngilizce, Fransızca, Türkçe ve İtalyanca lisanlarını pek iyi bilirdi.

Hareketli yaşamıyla anılan Belkıs Hanım, kendi evinde geçirdiği kalp krizi sonucu 19 Temmuz 1972'de İstanbul'da ölmüştür. Cenazesi ise 20 Temmuz 1972'de Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki aile kabristanına defnedilmiştir.