İran ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki siyasi ilişkiler 1800'lerin ortasında başladı, ancak II. Dünya Savaşı sonrasındaki Soğuk Savaş dönemine ve Basra Körfezi'nden petrol ihracatının başlamasına kadar çok az bir önem ve gerginlik taşıdı. Bu tarihten itibaren Şah Muhammed Rıza Pehlevi ile yakın birer müttefik olmaktan 1979'daki İran devrimi sonrası açık düşmanlık sergilemeye kadar varan dramatik bir tablo sergilediler. Günümüzde yönetim değişikliği ve Ruhani'nin gelişiyle ilişkiler yumuşamaya başladı.
Kronoloji
Temmuz 2008
6 Temmuz 2008 İsrail'in eski Hava Kuvvetleri Komutanı Eitan Ben-Elyahu, İran'ın muhtemel bir savaşta İsrail'e 5 bin 300 füze fırlatacağını söyledi. Uzun menzilli her bir İran füzesini imha için İsrail'in en az iki füze fırlatması gerektiğini ifade eden eski general, savaş durumunda İran'ın bölgedeki müttefikleri Suriye ve Lübnan'ın topraklarını da kullanabileceğini bildirdi. Elyahu, "İsrail en az 20 gün sürecek bir savaşa hazır olmalı" diye konuştu. Dün İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Hasan Firuzabadi, Amerikan ordusuna "ABD Başkanı George W. Bush'un ipiyle kuyuya inmemesi" çağrısında bulunmuştu.[1]
7 Temmuz 2008 New Yorker muhabiri Seymour Hersh ABD'nin İran'a karşı CIA, DIA ve Özel Kuvvetler'i de dahil eden gizli hareket planlarını detaylıca açıkladı.[2] Hersh'e göre, ABD İran'ın içinde şiddet eylemleri gerçekleştiren aşağıda yazılı grupları maddi olarak destekliyor:
Bana, Beluci unsurları kullanmanın, mesela, sorunlu olduğunu neredeyse yirmi yıldır Güney Asya ve Ortadoğu'da çalışmış olan eski bir CIA ajanı olan Robert Baer, anlattı. Baer şunları söyledi: "Beluciler sünni kökten dinci olup Tahran rejiminden nefret ederler ancak onları aynı zamanda El-Kaide olarak da görebilirsin."
8 Temmuz 2008 Amerika Birleşik Devletleri hükûmeti, İran'ın uranyum zenginleştirme programı ile bağlantılı olduğunu savunduğu şirket ve şahıslara yönelik yeni mali yaptırımlar uygulamaya karar verdi. Hedef alınan isimler arasında, İran Savunma Bakanlığı'nda görevli üst düzey bilim adamlarından Muhsin Fahrizade Mahabadi ile İran savunma sanayinin önde gelen şirketleri de bulunuyor.[3]
9 Temmuz 2008 İran'da Cumhuriyet Muhafızları, Şahab-3 tipi uzun menzilli bir füze denemesini başarıyla yaptıklarını açıkladı. Toplamda dokuz füzenin ateşlendiği, füzelerden birinin 2000 kilometre mesafe katedebildiği ve dolayısıyla İsrail'i rahatça vurabilecek menzile sahip olduğu belirtiliyor. Sanayileşmiş sekiz ülkenin Japonya'daki zirvesinde bulunan ABD, bir açıklamayla füze denemesini kınadı ve bunun BM Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal ettiğini savundu. ABD'de Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde yarışacak her iki aday da denemelere tepki gösterdi ve Tahran'a daha sert bir tutum izlenmesi çağrısında bulundu. Demokrat Parti'nin adayı Barack Obama, İran'ı "büyük bir tehdit" olarak nitelendirdi ve daha fazla ekonomik yaptırım çağrısı yaptı. Cumhuriyetçi Parti'nin adayı John McCain de İran'ın denemesinin etkin bir füze kalkanına ihtiyaç duyulduğunu kanıtladığını savundu. Dışişleri Bakanlığı'nın İran konusundaki en üst düzey uzmanı William Burns ise, Tahran'ın nükleer programında kaydettiği ilerlemenin "mütevazı" olduğunu dile getirdi.Kongre'yi bilgilendiren Burns, Birleşmiş Milletler yaptırımları sayesinde, İran'ın henüz silah üretecek kalitede uranyum zenginleştiremediğini belirtti.[4]
12 Temmuz 2008 İran Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki, ABD ve İsrail'in, İran'a askeri saldırıda bulunacak durumda olmadığını söyledi. İsrail'in, 33 Gün Savaşının sonuçlarının etkisinden hala kurtulamadığını ve ABD'nin de bölgede bir çıkmazda olduğunu savunan Mutteki, "Ne ABD, ne de İsrail bölgede yeni bir krizi göze alır" diye konuştu.[5]
13 Temmuz 2008 İran, nükleer güç olduğunun Batılı ülkelerce de kabul edildiğini ileri sürdü. İran Meclisi Millî Güvelik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Alaaddin Burucerdi, Batı'nın "uranyum zenginleştirilmesinin durdurulması" ön şartından vazgeçmesinin İran'ın nükleer gerçeğini kabul anlamına geldiğini söyledi. İran'dan, 5 artı 1 ülkelerinin öneri paketini kabul edip, aynı zamanda da müzakerelere başlanmasının istendiğini belirten Burucerdi, "havuç-sopa yaklaşımının" sonuçsuz kaldığını bildirdi.Burucerdi, "İran vazgeçilemez haklarını koruyarak, Batı'yı ön şartsız nükleer müzakerelere ikna etti" ifadesini kullandı. ABD, İran ile ön koşulsuz nükleer müzakerelere başlanabileceğini açıklamıştı.İran'ın öneri paketlerine cevabını olumlu bulan AB de uranyum zenginleştirilmesi durdurulmadan da İran ile müzakereye başlama kararı almıştı.İran, uranyum zenginleştirme programını "kırmızı çizgileri" olarak ilan etmişti.İran ve AB arasındaki yeni nükleer müzakereler 19 Temmuz'da Cenevre'de başlayacak.[6]
15 Temmuz 2008 İran’ın Pekin Olimpiyatları’na hazırlanan Basketbol Millî Takımı özel maçlar için ABD’ye davet edildi. Sürpriz davet, akla 70'lerde ABD’nin Çin ile kötü ilişkilerini düzeltmek için pinpon takımları arası maçlarla başlattığı “Pinpon Diplomasisi”ni getiriyor.NBA’in önderliğinde İran Basketbol Federasyonu’na (IRIBF) giden teklif tam olarak ‘Pekin Olimpiyatları’na gidecek olan İran Millî Takımı’nın temmuz ortasında ABD’ye gelerek Utah Jazz ve Dallas Mavericks’in yaz kampı takımlarıyla hazırlık maçı oynaması, böylelikle iki ülke halklarının spor ve kültürel faaliyetlerle birbirine yaklaştırılmasını’ kapsıyor.IRIBF teklifi kabul ederken İran Millî Takımı ABD’ye uçtu.[7]
16 Temmuz 2008 ABD Füze Savunma Sistemi Başkanı Korgeneral Henry Obering, İran'ın, en geç 2015 ya da 2017'ye kadar ABD'yi vurabilecek kıtalararası füze geliştireceğini savundu.[8]
16 Temmuz 2008 Amerikan yönetimi, önde gelen diplomatlarından birini ilk kez İran'ın nükleer konulardaki başmüzakerecisiyle görüşmeye yollayacak. Dışişleri Bakan yardımcısı William Burns'ün, Avrupa Birliği Dış politika yüksek temsilcisi Javier Solana'yla birlikte İran'ın başmüzakerecisi Said Celili'yle hafta sonu Cenevre'de görüşeceği belirtildi. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Burns'ün Celili'yle ayrı görüşme yapmayacağı ve sadece dinleyeceği belirtildi.ABD ve İran nadiren resmen temas kuruyor. 1979 İran İslam Devrimi ve ardından Tahran'daki ABD Büyükelçiliği'ndekilerin rehin alınmasından sonra iki ülke diplomatik ilişkilerini kesmişti.[9]
16 Temmuz 2008 İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, Tahran'ın nükleer programı konusunda müzakerelere hazır olduğunu, ama kendisine yönelik tehditleri kabul etmeyeceğini söyledi.[10]
17 Temmuz 2008 Amerika Birleşik Devletleri'nden gelen haberlere göre Washington, İran'da bir diplomatik misyon açmayı değerlendiriyor. İngiltere'de yayınlanan The Guardian gazetesinin haberine göre, ABD bu yöndeki planlarını gelecek ay kamuoyuna duyuracak. Amerikan Dışişleri Bakanlığı bu haberi yalanlamayı ya da doğrulamayı reddediyor.[11]
17 Temmuz 2008 İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, BM Genel Kuruluna katılmak için ABD'ye gidecek. Ahmedinejad, televizyondan canlı yayınlanan "ulusa sesleniş konuşmasında" bu yılki BM Genel Kurulu toplantısına katılmak üzere ABD'ye gideceğini söyledi.[12]
17 Temmuz 2008 ABD Başkanı Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley, dün akşam saatlerinde Ankara’ya geldi. Başkent’te bugün temaslarda bulunacak olan Hadley ile PKK’ya karşı işbirliği yanında, İran ve Irak gibi konular ele alınacak. Hadley, Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile Genelkurmay’da üst düzey yetkililerle bir araya gelecek.Ankara, Hadley’in ardından İran Dışişleri Bakanı Manuçher Muttaki’yi ağırlayacak. Muttaki, günübirlik bir ziyaret için yarın Ankara’ya gelecek. Muttaki, mevkidaşı Ali Babacan ile yapacağı görüşmelerinin yanı sıra, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından da kabul edilecek. Ankara’daki görüşmelerde İran’ın nükleer programı sorununun ağırlıklı bir konuyu oluşturması bekleniyor. Sorunun ‘diyalog’ ile ve ‘barışçıl’ yollardan çözümlenmesini isteyen Türkiye’nin bu yöndeki çabalarının çerçevesinde temaslarda bulunduğu ifade ediliyor. Görüşmelerde, enerji ve PKK gündeme gelecek.[13]
18 Temmuz 2008 ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice İran'a nükleer çalışmaları askıya alması karşılında verilecek teşvikler konusunda vereceği yanıtla ilgili olarak ABD'nin hiçbir söz vermediğini söyledi.[14]
20 Temmuz 2008 AB diplomatları, nükleer krizi çözmek üzere Cenevre’de İranlı yetkililerle buluştu. Tarihi bir geri adım atan ABD de toplantıya dışişleri bakan yardımcısı seviyesinde katıldı. Müzakerelere BM Daimi Konseyi’nin 5 daimi üyesi ve Almanya da katıldı. Böylece İran ve ABD nükleer teknoloji konusunda ilk defa aynı masaya oturmuş oldu. Ancak Tahran uranyum zenginleştirilmesinin askıya alınmasının ön koşul olmasını reddedince sonuç çıkmadı. Solana "2 hafta içinde yine buluşacağız" derken ABD’den ültimatom: Ya işbirliği ya da çatışma![16][17]
20 Temmuz 2008 İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, İran ve 5+1 grubu arasında yapılan yeni tur müzakereleri, "Her bir müzakere bizim için bir adım ileri anlamına geliyor" olarak değerlendirdi.[18]
20 Temmuz 2008 İsrail'de yayınlanan Haaretz gazetesine göre her on Amerikalıdan sekizi İran'ın nükleer silahlara sahip olacağına inanıyor. Bu araştırma ABD'de düzenli olarak kamuoyu araştırmaları yapan Rasmussen Araştırma Şirketi'nin yaptığı bir araştırmaya dayanıyor.[19] Bu araştırmaya göre on Amerikalıdan sekizi İran'ın yakın bir zamanda nükleer silaha sahip olacağını ve yarıdan fazlası ise kim ABD başkanı seçilirse seçilsin İran'ın nükleer programını durdurmayacağını düşünüyor.Ayrıca İran füze denemeler yaptıktan sonra yapılan ayrı bir araştırmaya göre Amerikalıların %71'i İran'ın ABD için ciddi bir tehdit olduğunu ve % 46'sı ise İran'ın İsrail'e saldırması halinde ABD'nin İran'a askeri müdahalede bulunması gerektiğini düşünüyor.[20]
21 Temmuz 2008 The Guardian'da yer alan habere göre:"Gordon Brown bugün İran'ı, İsrail'in güvenliğini tehdit etmemesi ve nükleer silah geliştirme planlarından vazgeçmesi konusunda uyaracak. İsrail parlamentosunda konuşacak olan Brown, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın İsrail'in haritadan silinmesi hakkındaki açıklamalarını da bütünüyle iğrenç olarak tanımlayacak."[21]
22 Temmuz 2008 İran'a yönelik olası saldırıyı değerlendiren ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Michael Mullen, Irak ve Afganistan'da savaştıklarını hatırlatarak, “Üçüncü bir savaşa ihtiyacım yok” dedi. ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Michael Mullen, Fox News Sunday'e yaptığı çarpıcı açıklamalarda İran'a yönelik böyle bir saldırının bölgede istenmeyen sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti.[22]
23 Temmuz 2008 İran İslam Cumhuriyeti İslami Şura Meclisi Başkanı Ali Laricani, Lahey Mahkemesinin Sudan Cumhurbaşkanının tutuklanması yönünde kararının tamamen siyasi ve önemsiz olduğu değerlendirmesinde bulundu. Laricani, Batılı ülkleerin ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin Ebu Gureyb Cezaevi ve Guantanamo’da işlediği insanlık dışı cinayet ve insan hakları ihlallerini insanlığın hiçbir zaman unutmayacağını söyledi. Sudanlı temsilci de bu görüşmede, iki ülkenin dost ve yakın ilişkilere sahip olduğunu ve her alanda iki ülke arasında ilişkilerin geliştirilmesini istediklerini hatırlatarak, İran barışçıl nükleer teknoloji ve biliminin tüm İslam dünyasının malı olduğunu, Sudan’ın İran’ın nükleer alanda başarılarını İslam dünyasının başarıları olarak gördüğünü ve İran’ı desteklediğini belirtti.[23]
24 Temmuz 2008 İran İslam Cumhuriyetinin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Temsilcisi Ali Asgar Sultaniye, İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Golamrıza Agazade ve UAEK Başkanı Muhammed El Baradey’in bugün Viyana’da bir araya geleceğini haber verdi.Sultaniye konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Agazade ve El Baradey görüşmesi ardından tarafların basın toplantısı düzenleyeceğini ve açıklamalarda bulunacağını belirtti.[24]
25 Temmuz 2008 İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, İran halkının müzakere ve diyalog yanlısı olduğunu ama meşru ve doğal haklarından da zerre taviz vermeyeceğini açıkladı. Ahmedinejad, İran’ın ve Batılı ülkelerin öneri paketleri hazırladığını ve karşılıklı saygı çerçevesinde öneri paketleriyle ilgili diyaloğa hazır olduklarını, Siyonist rejim dışında tüm dünya ülkeleriyle karşılıklı adalet ve eşit hukuk çerçevesinde diyaloğa hazır olduklarını belirtti.[25]
26 Temmuz 2008 Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İran'ın 5+1'in öneri paketine yanıtınin olumlu olmasını umut ettiğini söyledi.[26]
27 Temmuz 2008 İran, nükleer müzakerelerde üçüncü bir yolun çözüme katkı sunabileceğini bildirdi.İran Meclisinde konuşan Laricani, "Taraflar, kendi önerilerini de içeren ve herkesin yararına olabilecek yeni bir model üzerinde çalışmalı. Bunun için de yeni müzakerelere ihtiyaç var" ifadesini kullandı.Laricani, 5 artı 1 ülkelerinin teşvik paketine karşı İran'ın sunduğu önerilerin de önemli konuları içerdiğini ve bunun ciddiye alınması gerektiğini kaydetti.[28]
30 Temmuz 2008 Ahmedinejad, Tahran’da düzenlenen 15. Bağlantısızlar Hareketi Dışişleri Bakanları Oturumunda Umman Dışişleri Bakanı Alevi ile görüşmesinde, İran’ın her konuda açık ve şeffaf bir tutum sergilediğini, bölge güvenliğinin bölge ülkeleri tarafından sağlanması gerektiğine inandıklarını, bölge ülkelerinin kültürel ve ekonomik ilişkilerini geliştirerek işbirliği ve ilişkiler süreci dengeleyebileceklerini belirtti.[29]
31 Temmuz 2008 Merkezi Londra'da bulunan Uluslararası Af Örgütü Amnesty International, İran hükümetini Kürt azınlığa yönelik ayrımcılığı ve insan hakları ihlallerini engelleme yükümlülüğünü yerine getirememekle suçladı.[30]
Ağustos 2008
4 Ağustos 2008 Tahran’ı ziyaret eden Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, "İran’ın nükleer enerji elde etme hakkını destekliyoruz" dedi. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile görüşen Esad, "Suriye, nükleer enerji faaliyetleriyle ilgili uluslararası yasalara büyük önem veriyor. Bu şartlarda İran’ın da diğer ülkeler gibi uranyum zenginleştirme ve nükleer santraller kurma hakkı var" ifadesini kullandı.[31]
5 Ağustos 2008 Uranyum zenginleştirme faaliyetlerini askıya alması karşılığında sunulan öneri paketine yanıtını bugün açıklaması beklenen İran, Avrupa Birliği'ne bir mektup gönderdi.İranlı yetkililer bu sabah bir mektup gönderildiğini belirtirken, konu hakkındaki müzakereleri BM Güvenlik Konseyi üyeleri adına yürüten Avrupa Birliği henüz bir yanıt alınmadığını kaydediyor.[32]
6 Ağustos 2008 ABD, İran'ın nükleer programı ile ilgili dün 6 ülkeye verdiği cevabın oyalama taktiğinden başka bir anlama gelmediğini ve büyük ülkeler olarak İran'a uygulanan yaptırımların ağırlaştırılmasından başka çarelerinin kalmadığını açıkladı.[33]
6 Ağustos 2008 İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki, İran’ın 7 bin yıllık kültür ve uygarlık tarihinin İran halkının şiddet ve çatışma karşısında diyalog ve uzlaşıyı seçtiğini gösterdiğini, bunun İran’ın kalıcılığının sırrı olduğunu söyledi.[34]
7 Ağustos 2008 Rusya'nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Vitali Çurkin, 5 1 grubu arasında, nükleer programı nedeniyle İran'a yeni bir yaptırım olması konusunda kesin bir anlaşma olmadığını açıkladı.[35]
7 Ağustos 2008 Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkan Yardımcısı Olli Heinonen Perşembe sabahı Tahran'a geldi.Heinonen'in iki günlük ziyaretinde UAEK ile İran Atom Enerjisi Kurumu arasındaki işbirliği süreci ele alınacak[36]
10 Ağustos 2008 Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Başkanı Muhammed El Baradey,İran aleyhine uygulanan yaptırımların sorunu çözmeyeceğini söyledi. İsrail rejimi ile Mısır arasında yapılan anlaşmada yanlışlık yapıldığını dile getiren UAEK Başkanı, "Nükleer silahların bölgeden arındırılması konusu anlaşmada yazılmalı idi"şeklinde konuştu.[37]
12 Ağustos 2008 İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, ABD’nin dünya üzerindeki hegemonyasının sona yaklaştığını söyledi.[38]
13 Ağustos 2008 İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki, ülkelere uygulanacak dayatmaların kabul edilemeyeceğini, Irak ve Afganistan’da yaşanan gelişmelerin hegemon anlayışın iflas ettiğini gösterdiğini söyledi. Mutteki, Japon Parlamentosu Liberal Parti Grup Başkanı Han Yamanka ile Tahran’da görüşmesinde, İran’da kadının önemli bir konumu bulunduğunu ve toplumda çeşitli rolleri üstlendiğini bütün bu olumlu gelişmelerin yanı sıra Asya toplumlarında aile kurumunun ve ailede kadının konumunun zedelenmediğini belirtti. Mutteki, İran-Japon Kadın Dostluk Grubunun iki ülke kadınları arasında işbirliğinin gelişmesi yönünde önemli bir zemin yarattığını vurguladı. Mutteki, İran tarihinde İran halkının başka bir millete saldırdığının görülmediğini barış yanlısı ülkelerle Barış İçin Birlik Hareketi kurmak istediklerini söyledi. Mutteki, ülkelere dayatma ve yaptırımların kabul edilmeyeceğini, Irak ve Afganistan’da yaşanan gelişmelerin hegemon ve zorba anlayışların sona erdiğini açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.[39]
15 Ağustos 2008 Guardian, Ankara'nın Tahran ile doğal gaz anlaşması imzalamaması karşılığında, Washington'un da İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın ziyaretine göz yumduğunu yazıyor.[40]
18 Ağustos 2008 İran'dan uzaya roket denemesi İran, uzay yörüngesine uydu yerleştirme kapasitesine sahip bir roketin denemesini başarıyla gerçekleştirdiğini açıkladı. Beyaz Saray, denemeyi kaygı verici olarak niteledi ve adımın İran'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne yükümlülüklerine uymadığını savundu.[41]
19 Ağustos 2008 İran ve UAEK arasında yeni dönemUluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Başkan Yardımcısı O. Hainunen ve İran İslam Cumhuriyeti Atom Enerjisi Kurumu yetkilileri arasında yeni müzakere süreci başladı. İran Atom Enerjisi Kurumunun davetlisi olarak Tahran’a gelen Hainunen’in İran ve UAEK arasında devam eden işbirliği ve müzakere süreci çerçevesinde Tahran’a geldiği açıklandı. Hainunen bu ay içinde ikinci kez Tahran’a geliyor. Saidi, bu ziyaretle ilgili yaptığı açıklamada, İran ve UAEK arasında işbirliği ve müzakerelerin devam ettiğini, olumlu ve yapıcı sonuçlar alındığını belirtmişti.[42]
Ocak 2016
İran, Birleşmiş Milletler ile imzaladığı anlaşmadan sonra nükleer programında küçülmeye gitti. Daha sonra Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu İran'ın nükleer enerji kapsamında gerekli şartları yerine getirdiğini açıkladı. Bu açıklamadan sonra başta ABD, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler kademeli olarak İran'a uygulanan yaptırımların kaldırılacağını açıkladı.[43] Yaptırımların kaldırılmasını İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ''İran için yeni bir sayfa'' şeklinde yorumladı.[44]
Ocak 2020
ABD, 3 Ocak 2020 tarihinde İran Devrim Muhafızları OrdusuKudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani'yi saldırı düzenleyerek öldürdü. İranlı liderler ABD'den intikam almaya söz verirken, ABD'li yetkililer Irak'taki İran destekli herhangi bir paramiliter gruba tehdit olarak algıladıkları önleyici saldırılarda bulunacaklarını açıkladılar. Iraklı, Suriyeli ve Rus yetkililer saldırıyı kınarken ve Çin, Hindistan, Pakistan, Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık'tan temsilciler sükûnet ve diyalog çağrısında bulundular. İran bu saldırının üzerine, ABD'nin Irak'taki tesislerini bombaladı. İran bu saldırıda 80'in üzerinde ölünün olduğunu söylerken ABD Başkanı Donald Trump hiçbir ABD askerinin zarar görmediğini açıkladı.
2020 yılından sonraki süreç
İran'ın uranyumu zenginleştirme çalışmaları ABD - İran ilişkilerinin gerginleşmesine neden oldu. Bu nükleer gerginlik, ABD'nin yine İran'a yaptırım uygulamasına neden olmuştur. Joe Biden, İran uranyum çalışmalarına son vermediği sürece yaptırımların devam edeceğini söyledi.[45]
Daniel Strum, For Iran. A video diary of the visit of 17 American delegates of The Fellowship of Reconciliation to Iran in December 2005. video.google.com (33 minutes).
Michael Zirinsky, Onward Christian Soldiers: Presbyterian Missionaries and the Ambiguous Origins of American Relations with Iran, Bellagio Conference, Italy, August 2000. CIAONET[ölü/kırık bağlantı]
Seymour M. Hersh, Preparing the Battlefield: The Bush administration steps up its secret moves against Iran, The New Yorker, July 7, 2008, [2] 16 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
Gareth Porter, Bush's Iran/Argentina Terror Frame-Up, The Nation, posted January 18, 2008 (web only), [3]21 Eylül 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
Farideh Farhi, The U.S. and Iran After the NIE, The Audit of Conventional Wisdom Series, MIT Center for International Studies, December 2007. pdf 26 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Scott Peterson, Iran's Peace Museum: The reality vs. the glories of war, The Christian Science Monitor, December 24, 2007. [4]31 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Maziar Bahari, 'A Wall of Mistrust' - A former Iranian diplomat [Sadeg Kharazi — Iran's former deputy foreign minister and ambassador to France] discusses nukes, the Holocaust and how Washington can win Tehran's trust, Newsweek Web Exclusive, November 9, 2007: [6] 6 Temmuz 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. A brief comment on this article by Farideh Farhi can be read here: Informed Comment: Global Affairs 13 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (November 11, 2007).