Mısır isyanı sonunda Osmanlı İmparatorluğu'nin tam bir çöküntü içine düştüğü ortaya çıkınca Boğazlar meselesi önemli bir konu olarak ön plana çıktı. Çünkü, Akdeniz'in doğu kapısı durumunda olan İstanbul ve Çanakkale Boğazları, devletlerarası ilişkiler ve dengeler açısından hayati önemi haizdi. Aslında, bu safhada boğazlar, Birleşik Krallık veya Rusya'nın kontrolüne girebilirdi. Fakat bu güçler karşı karşıya gelmemek için ve dengelerin muhafazası maksadıyla bu türden uygulamaya teşebbüs etmediler.
1841 tarihine kadar Boğazlar'ın statüsü
(a) 1535 kapitülasyonlarıyla Fransız bayrağı taşıyan ticaret gemilerine tüm Türk limanlarına girip çıkmak müsaadesi verildi. Bu müsaadeler zaman zaman diğer devletlere de tanındı.
(b) 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması Rus ticaret gemilerine Boğazlardan serbestçe geçebilmek hakkını tanıdı.
(c) 1798 ve 1805'te Rusya ile yapılan ittifak antlaşmalarında Rus savaş gemilerinin Boğazlardan geçeceğine dair hükümler konuldu. 1806'da iki devlet arasında çıkan savaş bu antlaşma hükümlerini geçersiz kıldı.
(d) 1809'da Birleşik Krallık ile imzalanan Kale-i Sultaniye Antlaşması'nda Boğazların tüm devletlerin savaş gemilerine kapalı tutulması prensibi kabul edildi.
(e) 1829'da Edirne Antlaşması'na, Boğazların bütün devletlerin ticaret gemilerine açık tutulacağı hükmü kondu. (Md: 7)
(f) 1833 tarihli Hünkar İskelesi Antlaşmasının gizli maddesinde, Osmanlı Devleti'nin Çanakkale Boğazını Rusya lehine kapatacağına, yani hiçbir yabancı savaş gemisinin hiçbir sebep ve bahane ile Çanakkale'den giriş yapmasına müsaade etmeyeceği hususuna yer verildi.
Bundan da anlaşılıyor ki Osmanlı Devleti bu dönemde Boğazlar'ın sorumluluğunu Avrupa'nın büyük devletleri ile paylaşma durumuna girmiştir.
Mısır meselesinden sonra ise Boğazlar, Rusya'nın kontrolünden alınmış ve tekrar Avrupa büyük devletlerin taahhüdü altına verilmiştir.
Bu antlaşma ile Boğazların barış zamanında savaş gemilerine kapalılığı uluslararası yükümlülük altına alınmıştır. Boğazların kapalılığı kavramı yalnız barış zamanı ile sınırlıdır. Osmanlı Devleti savaşa girdiği takdirde Boğazlar üzerinde istediği gibi tasarruf edebilecektir. Yani, dilediği devletin savaş gemilerine açabilecektir. Nitekim, bu prensip Kırım Savaşı'nda uygulanacak, İngiliz ve Fransız savaş gemilerinin Karadeniz'e geçmelerine izin verilecektir.
Sonuç olarak; 1841 yılında Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki Rus nüfuzu ve baskısı gerilemiş; Fransa'nın Mısır üzerindeki etkinliği ortadan kalkmış; Hünkar İskelesi Antlaşması hükümleri sona ermiş; İngiltere ise en kazançlı ülke durumuna gelmiştir.