Ümmü Gülsüm (Arapça: أم كلثوم; d. 31 Aralık 1898 veya 4 Mayıs 1904, Tamay ez-Zahayra, Mısır Hidivliği - ö. 3 Şubat 1975, Kahire, Mısır) MısırlıArap şarkıcı, söz yazarı ve sinema oyuncusu. Doğu'nun Yıldızı ve Mısır'ın 4. Piramidi olarak da tanınmaktadır.[1]
Vokal yeteneği, uzun süren sanat hayatı, Soğuk Savaş döneminde Arap ülkelerindeki milliyetçi akımı temsil etmesi sebebiyle, tüm Arap dünyasında popüler olmuş ve memleketi Mısır'da ulusal simge haline gelmiştir.[2]20. yüzyılın en önemli Arap şarkıcıları arasında gösterilir.[3]
Hayatı
Erken Yaşam
Bütün zamanların en güzel sesli şarkıcısı olarak anıldığı Mısır'da 20. yüzyılın başında doğdu. Dakhaliye eyaletinin Sinbillaveyn yerleşimi yakınlarındaki Tamay Zahayra köyünde fakir bir imamın çocuğuydu. Doğduğu dönemde Mısır'da doğum kaydı yapılmadığı için tam olarak ne zaman doğduğu bilinmemektedir. Çeşitli kaynaklar; 28 Aralık 1898,[2] 31 Aralık 1898,[4] 4 Mayıs 1904[5] ve 4 Mayıs 1908[6] tarihlerini vermektedir. İlk ses eğitimini 12 yaşında babasından aldı, ondan Kuran okumayı öğrendi ve hafız oldu. Daha sonra babası ile birlikte çeşitli köylere giderek İlahiler, kasideler okudu. Bu dönemde kızların topluluk içinde okumaları hoş karşılanmadığından erkek kıyafetiyle okumak zorunda kaldı.[7] Bu dönemde okuduğu ilahiler ve kasideler ona ileride doğaçlama yapabilmesinde yardımcı oldu.[8] Daha sonra 16 yaşında, Şeyh Ebu'l Ala'dan ses eğitimi aldı ve ondan Eski Klasik Arap Müziği repertuvarını öğrendi. Udî Zekeriya Ahmed tarafından Kahire'ye davet edildi ve 1923 yılında buraya taşındı.[9] 1924 yılında ilk şarkısı olan Al Sabb Tafdahoho Eyono'yu plağa doldurdu.[10] Daha sonra sanat hayatı boyunca ona 137 şarkı yazacak olan Ahmed Rami ile tanıştı. Kahire'de sanat çevrelerine girerek ona önemli besteler yapacak ve ölümüne değin Ümmü Gülsüm'ün orkestrasında ud çalacak olan Muhammed El-Kasabgi ile tanıştı.[5] Önceleri Türk tarzıyla şarkılar okuyan Mısırlı Münire'tül Mehdiye ile bitmeyen bir yarış içindeydi. Ama zafer Ümmü Gülsüm'ün oldu. Önceleri Mısırlı aristokratların evlerindeki gece toplantılarında şarkılar söyleyerek seçkin çevrelerin arasına girmeyi başardı. Ümmü Gülsüm, kendisini olduğundan farklı hiç göstermedi ve köylü geçmişinden asla utanmadı. Bu doğallığı daha da sevilmesine neden oldu.[11] 1928 yılında ilk beste deneyimini Ala Aini El Hagr şarkısı ile yaptı.[10] 1930'lu yılların başında Mısır'da ün kazanmıştı. 1934 yılında Mısır Radyosunun kurulması ile sesini tüm Orta Doğu'ya duyurmayı başardı.[5] Sanatçı, radyo ile yaptığı anlaşma ile kendi konserlerini canlı yayınlatma fırsatını buldu ve böylece hangi tabakadan olursa olsun tüm Arap dünyasına sesini duyurmayı başardı. Böylece kısa sürede Arap dünyasının en ünlü sesi oldu 1930'lar ve 1970'ler arasında her ayın ilk perşembe günü konser vermeye devam etti.[2] 1935 yılında Mısır müzikal filmlerinde oynamaya başladı. Bu sayede geniş kitlelere ulaştı. Toplam 6 filmde oynadı.[5] Bu dönemde tanıştığı ve her zaman görüşlerine büyük önem verdiği Riyad El-Sunbati ile tanıştı, onun kendisine yaptığı ilk besteleri 1935 yılında okudu.[10]
Altın Çağ
1940'lı yılların başında Mısır Kralı Faruk döneminde kralın doğum gününde şarkılar okuyacak kadar saray çevresinde el üzerinde tutuldu. Dönemindeki en büyük kadın şarkıcılardan Asmahan'ın 1944'te bir trafik kazasında ölümünden sonra rakipsiz kaldı ve altın çağı başladı.[12] Genellikle 1940'lı yılların ikinci yarısında Riyad El-Sunbati tarafından bestelenen dini şarkıları okudu. Bu şarkılar arasında en önemlileri "Salou Qalbi(1946)", "Woulida el-Houda(1949)", "Nahg El-Barda(1946)"dır.[10] Kariyeri boyunca okuduğu aşk şarkılarının yanında her zaman repertuvarında dini ve milli şarkılarda bulundu. 1948 yılında I. Arap-İsrail savaşının yenilgi ile sonuçlanmasından sonra daha çok milliyetçi şarkılar okudu. Krallık rejiminin 1952'de bir darbe ile sona ermesiyle Ümmü Gülsüm'ün radyo konserleri kısa bir süre yasaklandıysa da bu yasak, yanlışlığın anlaşılmasıyla bizzat Mısır Arap milliyetçilerinin başı ve Ümmü Gülsüm hayranı Abdünnâsır'ın emriyle kaldırıldı.[13] 1956 yılında Süveyş krizi sırasında radyolardan bir Ümmü Gülsüm şarkısı olan "Walla Zaman Ya Selahy" şarkısının sıkça çalınması ile bu şarkı Enver Sedat tarafından kaldırılana kadar milli marş ilan edildi.[9] Yeni rejim ile iyi ilişkiler kurdu ve Cemal Abdünnâsır ile çok yakın bir dostluk kurdu. 1964 yılından itibaren Muhammed Abdülvehab ile yaptığı iş birliği ile en popüler şarkıları Abdülvehab tarafından bestelendi. Bu şarkılar arasında İnta Omri, Amal Hayati ve Fakaruni gösterilebilir.[9] Birçok müzik eleştirmeni tarafından 20. yüzyıl Arap müziğinin en iyi bestesi olarak gösterilen bestecisi Riyad El-Sunbati olan "Al Atlal(1966)" şarkısını okudu.[14] Bu dönemde Beliğ Hamdi'nin eserlerini de okumaya başladı.[10]6 gün savaşında büyük bir zafer beklenirken Mısır ordularının utanç verici yenilgiler alması, onu derinden yaraladı. Mısır'ın kaybettiği maddî zararlar ve daha önemlisi prestijin yeniden Ortadoğu'da kazandırılabilmesi için ülkesi yararına konserler vermek üzere Fas, Kuveyt, Libya, Lübnan, Sudan, Tunus gibi Arap ülkelerinde konserler verdi. Bu konserlerde diplomatik bir elçi gibi davranarak ülke liderleri ile görüştü. Kazandığı tüm geliri, mücevherlerini ve birkaç dostunun mücevherlerini Mısır hükûmetine bağışladı.[2] Bu tur içerisinde Ümmü Gülsüm, Arap ülkeleri dışında sadece Fransa'da 1967 yılında Paris Olympia Konser Salonu'nda iki konser verdi.[15] 1970'li yılların başında Arap müziğinin modernleşmesini gördü ve eserlerinde bunlar görüldü. 1971 yılında Birleşik Arap Emirliklerinin kurulması ile buraya davet edildi ve bir konser verdi.[16]
Son dönemleri ve vefatı
Ümmü Gülsüm son konserini 4 Ocak 1973 tarihinde verdi.[2] Bu konserde bayılacağını hissettikten sonra ilerideki konserleri iptal edildi.[13] 1973 yılında son şarkısı olan Hakam Alaya El Hawa'yı stüdyoda okuduktan sonra sağlığı giderek kötüleşmeye başladı.[10] Hastalığına rağmen tedaviyi "Hastaneye gidersem ölürüm" sözleri ile reddetti.[17] Ümmü Gülsüm'ün sağlık durumunu bildiren radyo saatleri kuruldu ve insanlar onun için kanlarını bağışlamayı teklif etti.[17] 3 Şubat 1975 günü kalp ve böbrek yetmezliği sebebi ile öldü. Cenaze töreni Kahire'de gerçekleşti. Cenaze törenine katılanların 2-4 Milyon arasında olduğu söylenmektedir. Cenaze töreninin Cemal Abdünnâsır'ın töreninden daha kalabalık olduğu iddia edildi.[17] Kahire'de İmam El-Şafi mezarlığına, annesinin yanına defnedildi.[18]
Özel Yaşamı
Ümmü Gülsüm ilk evliliğini Udî Mahmud Şerif ile yaptı, fakat bu evlilik birkaç gün sürdü.[19] Mısır Kraliyet ailesinden Şerif Sabri Paşa ile aşk yaşadığı söylendi.[20] Sanatçı 1954 yılında ölene kadar evli kalacağı Dr. Hasan el-Hifnavi ile evlendi.[7] Sanatçı çocukluğundan beri gözleri ile ilgili problemler yaşadı ve kalın camlı gözlükler takmak zorunda kaldı. Guatr gibi çeşitli hastalıklarla mücadele etti.[5] Sahneye çıktığında elleri terlediği için ilk sahneye çıkışından beri bir mendili elinde tuttu.[2]
Sesi ve Sanatsal Mirası
Ümmü Gülsüm bir kontralto sese sahipti.[21] Ümmü Gülsüm, Arap dünyasının en önemli seslerinden birisi olarak kabul edildi. Mısır hükûmeti onun anısına 2001 yılında bir müze açtı.[22] Eski evinin bulunduğu Zamalek'te bir heykeli yapıldı. Ümmü Gülsüm sesiyle, yorumuyla, okuduğu bestelerle tam bir İslâm-Arap ruhunu dinleyicisine sundu. Şarkılarda sesiyle yaptığı yorumlar eşsizdi. Bu nedenle okuduğu bir bestenin ne kadar sürede biteceği bilinemezdi. Her birinde değişik yerlere yaptığı vurgularla şekilden şekle soktuğu tekrarlamalar seyircisi tarafından bıkmadan dinlenirdi. Verdiği konserler olay olur, halk taşkınlık yapardı.
Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdünnâsır'ın ölümü için söylendi. Fakat Enver Sedat'ın selefinin gölgesinde göreve başlamaması için şarkı yayımlanamadı. Şarkı ancak Ümmü Gülsüm'ün ölümünden sonra yayımlanabildi.
Özyıldırım,M.,"Arap ve Türk Musikisinin 20.yy Birlikteliği"(edt.V. Yıldırım),Bağlam Yay, Istanbul 2013.
Danielson, V., Mısır’ın Sesi Ümmü Gülsüm, Arap Şarkısı ve Yirminci Yüzyılda Mısır Toplumu (Çev. N. Doğrusöz - C. Ünver), Bağlam Yayınları, İstanbul, 2008.
Oğuz, A., "Nil Deltasından Yankılanan Ses: Ümmü Gülsüm", Doğudan Dergisi S. 5, İstanbul, 2008.
Racy, A., J., Arap Dünyasında Müzik Tarab Kültürü ve Sanatı (çev. S. Aygün), Ayrıntı Yay., İstanbul, 2007.
Stoke, M., Türkiye’de Arabesk Olayı (çev. H. Eryılmaz), İletişim Yay., İstanbul, 1998.
Turan, N., S., "Mısır’da Ulusal Bir Sembolün Oluşumu “Mısır’ın Dördüncü Piramidi: Ümmü Gülsüm”, Folklor - Edebiyat Dergisi (Cilt 12, Sayı: 46), İstanbul, 2006.