Zigguratlar eski Mezopotamya'da Sümerlerde, Babillerde ve Asurlarda bir çeşit tapınaktır. En eski ziggurat örnekleri basit yükselti platformları iken Ubaid döneminde MÖ 4000'li yıllara aitti. En sonuncusu da MÖ 6. yüzyıldadır. Piramitlerin aksine zigguratların üstü düzdür. Basamak piramidi tarzı ilk krallık dönemleri sonunda olmuştur. Dikdörtgen, oval ya da kare platformlar üzerinde kurulan zigguratların pramitsel tasarımı mevcuttu. Güneşte ısıtılmış tuğlalar zigguratların dışındaki görüntüsünü yaratmıştır. Bu tuğlalar genelde astrolojik anlamlarından dolayı değişik renklere sahipti. Kat sayısı 2 ila 7 arasındaydı ve tepesinde ya bir tapınak ya da türbe bulunurdu. Türbeye ulaşmak için bir tarafında rampalar yapılır ve bu rampa en aşağısından en yükseğine kadar uzanırdı. Tanınmış örnekleri arasında Nasiriye'da bulunan Büyük Ur Zigguradı bulunur.
Mezopotamya zigguratları sadece halkın ibadet ettiği ya da seremoni yaptığı yerler değildi. Bu yerlerde tanrıların bulunduğuna inanılırdı. Zigguratlar sayesinde tanrıların insanlara yakın olduğuna inanılırdı. Her şehrin kendi tanrısı mevcuttu. Sadece rahipler zigguratın içerisindeki odalara girebilirdi ve onların sorumluluğu altında tanrıların gereksinimleri karşılanırdı. Bu vesile ile, zigguratların içerisinde tanrılarla yüz yüze karşılaştıklarını ve diyalog kurabildiklerini iddia eden rahipler böylece Sümer halkının en güçlü üyelerinden olmuştur.
Bilinen 32 ziggurat vardır. Bunlardan 4'ü İran'da, gerisi Irak'tadır. En son keşfedilen ziggurat İran'ın merkezi Tepe Sialk'ta bulunmuştur.
Günümüzde eski halini en iyi koruyan zigguratlardan biri de İran'ın batısında Koka Zanbil'dedir; İran-Irak Savaşında birçok arkeolojik yer yokolsa da burası ayakta kalmıştır. Tepe Sialk ise günümüzde mevcut olan en eski ziggurat olduğu tahmin edilmektedir ve MÖ 3000'li yıllardan kalmaktadır. Ziggurat tasarımları basit bir tepe üzerine oturulmuş mimariden, matematiği ve inşaatın mucizesine kadar ulaşabilen birçok çeşittedir.
Basit bir ziggurata örnek, Sümerler döneminden kalan Uruk'taki Beyaz Tapınak'dır. Ziggurat kendiliğinden Beyaz Tapınağın bulunduğu yerdir. Amacı da ne kadar gökyüzüne yakın olursa, tanrılara ulaşımın o kadar kolay olduğuna inanılırdı.
Bilinen en büyük ziggurat ise, Babil'den kalma Marduk zigguratıdır (ya da Etemenanki). Bu tapınağın tabanından bile kalıntısı fazla kalmamıştır, ancak arkeolojik araştırmalar ve tarihsel kayıtlar sayesinde bu zigguratın renkli 7 katlı ve tepesinde de dev bir tapınaığın bulunduğu gösterir. Tapınağının renginin indigo (mora yakın) olduğu düşünülmekte ve en üst katlarda da bu renk kullanılmaktadır. Tapınağın üstüne giden 3 merdivenin bulunduğu bilinir ve bunlardan ikisi zigguratın yarısına kadar ulaşır.
Bu zigguratın diğer ismi Etemenanki, Sümerce'de "Cennet ve Dünya'nın kuruluşu" manasına gelir. Hammurabi tarafından inşa edildiğine inanılır ve bu zigguratın içinde bulunanlar bundan daha önce bulunan zigguratlarda da bulunur. En üst katı 15 metre uzunluğunda tuğla gelişimiyle Kral Nabukadnezzar tarafından yapılmıştır.
Anlatımı ve manası
Herodot'a göre, her zigguratın tepesi bir türbe idi, ancak bu türbelerden hiçbiri günümüzde mevcut değildir. Buranın pratik bir kullanımı da, zigguratların yüksek bir yer olması sayesinde rahiplerin yükselen sulardan ve sellerden kaçabilmesini sağlıyordu (Misal olarak 1985 seli). Başka bir pratik kullanımı da güvenlik açısındandı. Türbenin sadece 3 yoldan ulaşılabilir olması rahip olmayanların geçmesini engelleyebiiliyordu. Yapılan ritüeller arasında kurban edilen etin pişirilmesi ve yenmesinin de mevcut olduğu tahmin edilmektedir. Zigguratın yüksekliği, çıkan dumanın şehirdeki binaların üzerine düşmesini engelliyordu. Her zigguratın içinde detaylı bir tapınak bulunurdu ve burada ana bahçe, depolar ve yaşam yerleri bulunurdu ve etrafına da şehir kurulur idi.
İncil'de bahsi geçen Babil Kulesi hikâyesi Mezopotamya'daki zigguratlardan bahseder, büyük bir ihtimalle de bu ziggurat Etemenanki (Marduk) dur.
Günümüz mimarisinde ziggurat
Ziggurat tarzı ve mimarisi günümüzde bile Dünya'nın birçok yerinde kullanılır. Örnek olarak:
Age of Empires'daki Babil medeniyetindeki tapınaklar ve harikalar zigguratlar hakkındadır.
Rise Of Kingdoms'daki KVK (Kingdoms vs Kingdoms) savaşlarının bulunduğu haritanın ortasında bulunan ve en son safhada ulaşabilen krallığın kazandığı bir oyun modu mevcuttur.
Filmlerde ziggurat
Metropolis çizgi filminde Ziggurat bir kulenin ismidir.
T. Busink, "L´origine et évolution de la ziggurat babylonienne". Jaarbericht van het Vooraziatisch-Egyptisch Genootschap Ex Oriente Lux 21 (1970), 91-141.
R. Chadwick, "Calendars, Ziggurats, and the Stars". The Canadian Society for Mesopotamian Studies Bulletin (Toronto) 24 (Nov. 1992), 7-24.
R.G. Killick, "Ziggurat". The Dictionary of Art (ed. J. Turner, New York & London: Macmillan), vol. 33, 675-676.
H.J. Lenzen, Die Entwicklung der Zikurrat von ihren Anfängen bis zur Zeit der III. Dynastie von Ur (Leipzig 1942).
M. Roaf, Cultural Atlas of Mesopotamia and the Ancient Near East (New York 1990), 104-107.
E.C. Stone, "Ziggurat". The Oxford Encyclopedia of Archaeology in the Near East (ed. E.M. Meyers, New York & Oxford 2007
), vol. 5, 390-391.
J.A. Black & A. Green, "Ziggurat". Dictionary of the Ancient Near East (eds. P. Bienkowski & A. Millard, London: British Museum), 327-328.
Harriet Crawford, Sumer and the Sumerians, Cambridge University Press, (New York 1993), ISBN 0-521-38850-3.
A. Leo Oppenheim, Ancient Mesopotamia, University of Chicago Press, (Chicago 1977), ISBN 0-226-63187-7.