Yan yana getirme veya juxtaposition, iki öğenin bir etki yaratması amacıyla yan yana getirilmesi eylemidir. Bunun yanı sıra iki ya da daha fazla öge arasındaki ayrım ve benzerlikleri belirginleştirmek için de kullanılır.
Yazınsal Kullanımı
Yazınsal olarak kullanımına, Charles Dickens'ın "İki Şehrin Hikayesi" adlı kitabının açılış cümlesi örnek verilebilir:[1]
Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, bilgelik çağıydı, aptallık çağıydı...
Dilde kullanımı
Edebi anlamda yan yana getirme, karşıtlıkların yan yana konulan kavramlarla gösterilmesidir. Yan yana getirmenin bir örneği, John F. Kennedy'nin "Ülkenizin sizin için ne yapabileceğini sormayın; ülkeniz için ne yapabileceğinizi sorun" ve "Asla korkarak müzakere etmeyelim, ancak müzakere etmekten asla korkmayalım" alıntılarıdır.[2]Jean Piaget, çeşitli alanlardaki yan yana getirmeyi senkretizmden özellikle ayırıyor ve "yan yana gelme ve senkretizm antitez içindedir, senkretizm bütünün ayrıntılara üstünlüğü, ayrıntıların bütüne yan yana gelmesidir" diyor.[3]
Dilbilgisinde yan yana gelme, birlikte kullanılan sözcükler arasında bağlaç bulunmaması anlamına gelir. Örneğin İngilizce'de "ve"bağlacı kullanıldığında (örneğin anne ve baba ), birçok dilde basitçe yan yana ("anne baba") kullanılır. Mantıkta yan yana getirme, yan yana yerleştirilen iki öğenin birbirleriyle bir bağlantıyı ima ettiğini belirtip, gözlemci açısından mantıksal bir yanılgı yaratmaktır. Örneğin, aynı sayfada bir siyasetçinin ve Adolf Hitler'in resmedilmesi, siyasetçinin Hitler ile ortak bir ideolojiye sahip olduğu anlamına gelebilir. Benzer şekilde, "Hitler silah kontrolünden yanaydı, sen de öyle" demek de aynı etkiyi yaratacaktır. Bu özel retorik araç, kendi adını alacak kadar yaygındır: Reductio ad Hitlerum .
^Lucas, Stephen (2015). The Art of Public Speaking. Boston: McGraw-Hill Education. s. 232. ISBN9781259095672. OCLC953518704.
^Piaget, Jean (2002) [orig. pub. 1928]. "Grammar and Logic". Judgement and Reasoning in the Child. International Library of Psychology, Developmental Psychology. 23. Londra: Routledge. s. 59. ISBN0415-21003-8. OCLC559388585 – Google Books vasıtasıyla.