Tıbbi jeoloji (ing. medical geology), jeolojik öğelerin (kaya, mineral ve organik kalıntılar) ve süreçlerin insan sağlığı ve doğa üzerindeki etkilerini inceleyen bir jeoloji disiplinidir.[1]
Kökenbilim
Bilimsel literatüre İngilizce medical geology olarak geçen bir isim tamlaması olan bu disiplinin adı Latince sağlık manasına gelen mederi ve Antik Yunanca'da yer bilimi demek olan geo(yer)+logos(bilim) sözcüklerinden gelir. Tıbbi jeoloji ise ingilizce medical geology isim tamlamasının doğrudan çevirisidir.[1]
Tarihçe
Eski çağlardan beridir kaya ve minerallerin insan sağlığı üzerine olumlu yahut olumsuz etkileri merak konusu olmuştur. Hastalıkların gözlem yoluyla coğrafi dağılımı yani mekan-hastalık ilişkisi oluşturulmuştur.[1]Eski Mısır, Çin, Antikite ve İslam dönemlerinde sağlığa etkiyen bazı minerallerin tanımları ve hastalıklarla olan ilgileri önemli eserlerde sayılmıştır.[2]Hipokrat'ın eserleri ve De Materia Medica gibi eserler buna örnektir.[2] Bunun yanında Rönesans dönemi sağlık bilgini Paracelsus da doğal maddelerin hepsinin zehir olduğunu, insana zararının dozuna göre belirlendiğini ifade eden bir görüşü bulunmaktadır.[3]
Kapsam
Yerkürenin jeolojik süreçleri ve yapısını oluşturan kayaç, mineraller ve fosil yakıtların doğaya ve dolayısıyla insan sağlığına olan etkisini inceleyen bir jeoloji disiplinidir. Bu alanda yapılan araştırmalarda yerbilimciler ve sağlık alanındaki bilim insanları bir arada çalışmaktadırlar.[2]
Yaklaşım
Tıbbi jeoloji'nin inceleme çizgisi öncelikle jeolojik birimlerin tanımlanması, bu birimlerin içeriklerinin belirlenmesi ve bu içeriklerin doğaya ve insan sağlığına olan olumlu olumsuz etkilerinin çalışılması şeklindedir ve akabinde halk sağlığını korumak adına önleyici tedbirlerin alınması için sağlıkçılara önemli verilerin iletilmesi şeklinde gerçekleşir.[2]
Hastalıklar ve mineraller
Özellikle besin ve içme suyu dahilindeki mineral anomalileri çeşitli sağlık sorunlarıyla deneştirilmektedir. İçme sularında flor miktarının aşırı olması başta gelişim çağındaki çocuklar olmak üzere florozis hastalığı görülmekte ve bu hastalık diş ve iskelet yapısının sertliğini ve sağlamlığını bozmaktadır, yine içme suyundaki selenyum ve iyot eksikliği guatr ve kalp kası hastalığıyla sonuçlanabilmektedir. Sadece insan sağlığı değil aynı zamanda hayvan sağlığı da bu mineral anomalililerinden etkilenir, örneğin otlakların yeşerdiği topraklarda nikel veya molibden varlığı besi hayvanlarının endemik körlüğe yakalanmasına neden olmaktadır.
Arsenik de ciddi bir hastalık kaynağıdır, özellikle içme sularında ciddi oranda kirlilik görülebilmekte ve yerküre genelinde kanser vakalarının artışıyla arsenik varlığı çakışmaktadır. Bilhassa Güneydoğu Asya, Arjantin ve Çin'de bu veriler elde edilmiştir.[4]
Ayrıca en tehlikeli mineral gruplarından biri de asbest grubudur. Uzun ipliksi yapısı, ısıl direnci ve kimyasal etkileşimsizliği bu mineralin inşaat ve imalat alanında yoğun kullanımına neden olmuştur. Arsenik son 40 yılda batı dünyasında solunabilir zehir olarak tanımlanmış ve hammadde olarak kullanımı yasaklanmakla beraber halihazırda asbest içeren yapıların yıkımına başlanmıştır. Asbestin neden olduğu hastalıklar da akciğer kanseri, iç zar tümörü ve asbestoz gibi hastalıklardır.[2]