Referandum, plebisit veya halkoylaması; anayasa değişikliği, yasaların kabulü gibi bazı önemli meselelerde halkın iradesini belirlemek amacıyla yapılan oylamadır. Referandumda halkın iradesi idareye doğrudan doğruya yansımakta olup doğrudan demokrasinin güzel bir örneğidir. Temsili demokraside ise, halkın seçtiği insanlar, halkın iradesini yansıtmaya çalışmaktadır. Ancak bu tür oylamalar, muhalefetin onayını almadan, popüler uygulamaları hayata geçirmekte kullanılabildiğinden, totaliterrejimlerde yönetimin isteklerini hukuka uydurmaya alet edilebilirler.[1]
Plebisit genelde yasama organlarının biri tarafından halkın oylamasına sunulan bir sorudur. Plebisitlerde genellikle seçmene farklı seçenekler sunulmaz, sadece bir teklifin kabulü veya reddi oylanır.[1] Bu nedenle plebisit bir şekilde "güven oylaması" manasını ihtiva ettiği için, günümüzde referanduma nazaran daha az kullanılır.
Etimoloji
Referandum kelimesi genelde plebisit kelimesiyle beraber anılır. Plebs, Eski Roma'da, ayrıcalıklı patriciiler dışında kalan kalabalık halk sınıfına verilen isimdir. Plebs meclislerinin aldığı karar anlamında olan Latince plebiscitum sözünden gelir. Referandum ise Latince "referre" (geri getirmek) kökünden gelir.[2]
Tarihçe
Bazı antik toplumlarda vatandaşlık hakkına sahip bir kısım halk, gerçek bir hükûmet ve yasama organı gibi toplanırdı. Bugün ise bazı İsviçrekantonlarında ve bir kısım Amerikan kominlerinde, yılda bir defa toplanan halk genel kurulunun görevi, sadece yöneticileri denetlemek ve tekliflerini bildirmektir.
Doğrudan demokrasinin fiilen uygulanmasındaki güçlük sebebiyle temsili demokrasi sistemine gidilmiştir. Bu sistemin de mahzurlarını gidermek ve doğrudan demokrasi sistemine yaklaşmak için, yarı doğrudan demokrasi sistemine gidilmiştir. Referandum bunlardan birisidir. Yarı doğrudan demokrasi denilen, halkın yönetime katılmasının bu şeklinde ise; seçmenlerin görevi, sadece temsilciler seçmek değildir. Seçmenler, gerek anayasa yapma ve gerekse yasama yetkisine oylarıyla katılırlar.
Hazırlanmakta olan bir kanunun kabulüne veya bir kanun teklifine halkın katılması iki şekilde olur:
Yetkili makamın bir kanun tasarısı veya teklifinin esaslı kısımları hakkında halk oyuna başvurmak.
Yasama organı (parlamento)nun hazırladığı kanun hakkında halkın reyine müracaat etmek.
Meclisin hazırlamış olduğu kanun, yürürlüğe girmeden önce halka sunulur. Seçmenler, hazırladıkları bir dilekçe ile kanunun karşısında yeterli sayıda imza toplayabilirse, kanunun tasdiki veya yürürlükten kaldırılması hususunda halkın reyine başvurulur. Karşı oylar yetersiz kalırsa kanun, referandumla tasdiklenmiş sayılır. Karşı oylar fazla gelirse, kanun yürürlükten kalkmış olur. 1789 Fransız ihtilali sonucu Fransa'da uygulanan bu sistem, bugün bazı Amerikan eyalet anayasalarında yer alır. Buna halkın tasdiki veya halk vetosu denir. Bazen de, Alman Weimar Anayasasında olduğu gibi; devlet başkanı dilerse, herhangi bir kanunu tasdik etmeden önce, bir defa da halkın oyuna gerek duyabilir.
Anayasaların, yeni hazırlanmalarından sonra veya önemli değişikliklerde referandumla halkın oyuna başvurulur. Türkiye'de, Fransa'da ve İsviçre'de yeni anayasaların kabulü bu şekilde olmuştur. Buna Anayasa Referandumu denir.
Kanunların halkın referandumuna sunulması usulü ABD ve İsviçre'de temel bir prensip olarak kabul edilmiştir. Bugüne kadar referanduma sunulmuş dünya anayasaları içinde sadece 1946 Fransız Anayasası halk tarafından birinci oylamada reddedilmiştir. Bu anayasa ikinci referandumda kabul edilmiştir.
Kaynakça
^ab"plebiscite." Encyclopædia Britannica Ultimate Reference Suite. Chicago: Encyclopædia Britannica, 2012.