Küçük Paşa, siyasetçi ve yazar Ebubekir Hâzım Tepeyran’ın 1910’da yayımlanan romanı.
Romanda, Orta Anadolu’nun yoksul köylerinden birindeki yaşam koşulları gerçekçi biçimde anlatılır. Niğdeli olan yazar, eserde kişileri kendi şiveleri ile konuşturmuştur. Yazarın kaleme aldığı tek romandır.
Eser, Türk edebiyatında -uzun hikâye olarak da kabul edilebilecek olan- “Karabibik” adlı romandan sonra ikinci köy romanı kabul edilir; edebiyat tarihinin öncü yapıtlarından birisidir. Yayınlandığı dönemde ilgi uyandırmayan roman, Cumhuriyet devrinde dikkat çekmiştir[1]
Konusu
Askerlik nedeniyle Orta Anadolu’daki köyünden İstanbul’a giden Keleşoğlu Ali, sadrazamın yanına kapılanmış bir hemşehrisinin önerisiyle, sadrazamın yakında doğacak çocuğuna süt annelik yapmak üzere doğum yapmak üzere olan karısı Selime’yi İstanbul’a getirir. Ali ve Selime çocukları Salih’i İstanbul’daki konakta yetiştirirler. Köye dönme vakti geldiğinde “Küçük Paşa" diye çağrılan oğullarını sadrazamın isteği üzerine konakta bırakırlar. Salih, sadrazam ölünce köyüne gönderilir ve köy hayatına alışmakta sıkıntı çeker[2]
Kaynakça