Klasik koşullanma ya da tepkisel koşullanma,[1] organizmaların doğal uyarıcılara verdiği doğal tepkileri, yapay uyarıcılara da verip vermediğini denemek için yapılmış deneyler bütünüdür. Psikoloji tarihinde birçok yaklaşım vardır, bunlardan Davranışçılar bu koşullanma türüyle ilgili ilk deneyleri yapmışlardır. Klasik koşullanma ile deney grubuna ödül veya ceza verilmez. Deney grubunda istenen veya istenmeyen davranışlar sonucunda ödül veya ceza verilmesi edimsel koşullanma ile alakalıdır. Psikoloji biliminde klasik koşullanma denince akla gelen ilk isim Rus fizyolog İvan Pavlov'dur. John B. Watson ile davranışçı yaklaşımın önde gelen isimlerden olan Pavlov, köpekler üzerinde bir takım deneyler yapmıştır.
Ivan Pavlov'un deneyi
Doğal uyarıcı, organizmaların doğal olarak ve refleksel bir biçimde tepki verdikleri öğretilmemiş ve kalıtımsal olan uyarıcı demektir. Doğal tepki ise organizmanın bir uyarıcıya karşı gösterdiği doğal bir tepkidir. Tüm köpekler kendileri için doğal bir uyarıcı olan ete karşı doğal bir tepki vermektedirler. Köpeklerin doğal tepkisi ise salyalarıdır. Klasik koşullanmada ilk olarak köpeğe doğal uyarıcı olarak et verilir. Bu doğal uyarıcı karşısında köpek doğal tepkisini yani salyasını vermektedir. Pavlov ikinci adımda ise köpeğe doğal uyarıcı olan et verirken bunun yanında da yapay uyarıcı olan zili çalmaya başlamıştır. Bu durum bir süre devam edince, köpek zil çalınca kendisini et verileceğini öğrenmiş, yani bu duruma koşullanmıştır. Pavlov bir süre sonra köpeğine et vermeyip sadece zil çalmıştır ve köpeği tekrar salya tepkisi vermiştir. Böylece köpeklerin koşullanma yolu ile yapay uyarıcılara da tepki verdiğini saptamıştır.[2][3]