1951 yılında arkeolog Osman Habibulla yerleşimde kazı çalışmalarına başlayarak bölgenin stratigrafisini ve kültürel katmanlarını ortaya çıkarmıştır. Höyük, araştırma başladığı tarihte tahrip olmuş bir haldeydi.
Araştırma ekipleri, toplam derinliği 22 metrelik bir kültür katmanına sahip bir yerleşim ortaya çıkardı. Bu katmanların en az 9 metrelik kısmı Neolitik Çağ'a tarihlendirilmektedir. Bazı Halaf kültürü eserleri de kazılar sırasında ortaya çıkarıldı.
Bu katmanların her birinde çeşitli eserler bulunmuştur: çanak çömlekler, hayvancılık ve tarımla ilişkili aletler, süslemeler, silahlar vb.
Araştırma ekipleri Eneolitik katmanda mezar yerlerinin yanı sıra bina kalıntılarını da keşfettiler. Bu binalar yuvarlak olduğu kadar dikdörtgen şekildeydi ve kerpiçten yapılmıştı. Yuvarlak yapıların çapı 6-8 metre civarındaydı. Dikdörtgen olanlar yaklaşık 15 metrekare büyüklüğündedir. Bu yapılar tipik olarak tarımla bağlantılıydı.
Eneolitik tabakada 85 mezar yeri ortaya çıkarıldı. Araştırma ekipleri bu mezarların 31'inde çanak çömlek, kemik ve taştan yapılmış eşyalar ve boncuklar ortaya çıkardı.
Bakır-arsenik
Sovyet bilim insanlarının araştırmalarına göre, Güney Kafkasya'da MÖ 4. binyıla tarihlenen bakır-arsenik alaşımlarından yapılmış ilk parçaların bulunduğu yer Kültepe idi.[1]
Yerel arsenik bakır üretim yöntemi, kimyasal araştırma ve döküm biçimlerinin sonuçları ve orada bulunan döküm kalıntıları ile doğrulandı.[2]
Bölgesel etki
Alikemek Tepesi arkeolojik sit alanı Mugan Ovası'ndaAras boyunca uzanmaktadır. Bazı arkeologlar, Şulaveri-Şomu kültürünü takip eden ve Neolitik'ten Kalkolitik dönemlere (MÖ 4500) geçişi kapsayan Güneydoğu Kafkasya'nın antik Alikemek Kültepe kültürünü işaret etmektedir. Arataşen (II. katmandan sonrası) de bu kültürün bir parçasıydı.
Alikemek-Kültepe kültürü, İran'ın kuzeybatısındaki Ağrı Ovası, Nahçıvan, Mil'skoj ve Mugan Bozkırları ile Urmiye Gölü çevresindeki bölgeyi kapsıyordu.[3][4]
Kültepe II
Kültepe II, Kültepe I'in yaklaşık 1.5 km kuzeyinde veya Nahçıvan şehrinin yaklaşık 10 km kuzeyinde, Kültepe ve Didivar köyleri arasında, nehrin batı kıyısında yer almaktadır. Alanın genişliği yaklaşık 10 hektardır. Erken (Kura-Aras kültürü) ve Orta Tunç Çağı'nda yerleşim görmüştür.
Osman Abibullaev Kültepe 2'yi ilk kez 1962 yılında Kültepe 1 ile ilgili çalışmasının bir parçası olarak araştırdı. 2006 yılında, Nahçıvan Arkeolojik Projesi kapsamında bölge yeniden incelemeye alındı.
Kuraz şehri 5 hektar civarında bir alanı kaplamış ve daha sonraki dönemde yerleşim 10 hektara kadar genişlemiş olmalıdır, bu büyüklüğü ile bu bölgedeki en büyük yerleşim alanlarından birisiydi.[5]