Hayat Kıvılcımı (orijinal adı: Der Funke Leben), Erich Maria Remarque'nin bir romanıdır.
Remarque, Hayat Kıvılcımı'nın ilk baskısını 1943'te "halk adına" Freisler Halk Mahkemesi tarafından öldürülen kız kardeşi Elfriede'nin anısına ithaf eder. Kiepenheuer&Witsch Yayınevi'nin Almanca ilk baskısı bu ithafı içermemektedir.
- To the memory of my sister Elfriede
- A la mémorie de ma soeur Elfriede
- A mia sorella Elfriede
- A la memoria de mi hermana Elfriede
Konusu
Mellern Toplama Kampındaki numarası 509 olan mahkûmun hikâyesi ve hissettikleri anlatılır. SS mensuplarının şakayla dans salonu dedikleri yoklama meydanı, üzerinde eski bir Prusya özdeyişi "herkes layığını bulur" olan giriş kapısının yanında asılmış bulunan dört kişi, krematoryumda çalışan mahkûmlar, zeminlikte iki Yahudi'yi öldürdükten sonra keyifle iyi cins kahve içen, çekirdeksiz üzümlü kek yiyen SS komutanı Breuer, kamp bandosunda çalınan Günaydın Güller Valsiyle komutan Neubauer'i, mahkûmların bitlenmelerini, genç mahkûm Ludwig'in homoseksüel ilişkileri, işkenceler, derişik HCL ile cinsel organları koparılan mahkûmlar, Bucher ile Ruth Holland'ın aşkı dikenli tellerden birbirlerine ekmek atmaları, sevişmeleriyle günlük kamp yaşamını sergileyen bir panorama kitabıdır.
Kitabın içerisinde Remark'ın kendinden büyük izler vardır. Örneğin 1919 haziranında sağ kalan öğretmen okulu öğrencilerinin savaşa katılmaları nedeniyle yarıda kalan öğrenimlerini tamamlamaları ardından, Remarque Osnabrück'deki Piesberg salonunda bir "gül şenliği" düzenler ve şenliğin açılışı kendisinin çok sevdiği Günaydın Güller Valsiyle yapılır. Bu motifi romanında birkaç kez kullanır. Osnabrück Remarque Arşivi terekesinde 1952'de el yazısıyla yazılan bir metinde kitap şöyle özetlenir:
- "Yazar "Hayat Kıvılcımı" yapıtına 1946'da başladı ve üzerinde beş yıl çalıştı. Kitabı yazmak çok güçtü. Ancak yazar kendisini kesinlikle bunu yazmakla yükümlü hissediyordu. Dostlarından ve ailesinden birçok kişi Nazilerin kurbanı olmuştu ve onun bir daha tekrarlanmaması için üzerine düşeni yapmak istiyordu."
Hayat Kıvılcımı'nın 1952'de yayımlanmasından sonra, Remarque eleştirmenler tarafından birçok kez, anlatılan olayların korkunçluklarıyla asla roman gibi yapıtsal olarak biçimlendirilemeyeceği gerekçesiyle kınanmıştır. Bu eleştirilerin başını Rhein-Neckar gazetesi yazarı Emil Belzner çekmiştir.
Romanın çıkış noktası
İdam Kararı :(j 508/43)
29 Ekim 1943 Tarihli duruşmaya dayanarak; Elfriede Scholz, evlilik öncesi soyadı Remark'ın bir asker karısına söylediği aşırı bozguncu ve kışkırtıcı sözleriyle, Führer'in beynine kurşun sıkmak, askerlerimizin kasap olduğunu söylemek kadar ileriye götürmüştür. İdamla cezalandırılacaktır. Her ne kadar Sholz karamsarlığını kısmen "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" adlı kötü ünlü değersiz yapıtın yazarı kardeşinin etkisine dayandırmak istiyorsada bu onu mazur göstermez çünkü kendi ifadesinde 13 yıldır kardeşini görmediğini belirtmiştir. O daha çok kendi soyuna ve Alman soyuna birliğine ihanet eden bozguncu ve ajandır. Elfriede Sholz mahkûm olduğu için giderleri ödemek zorundadır. İmzalayanlar Dr.Freisler ve Dr.Schulze-Weckert.
Mitteilungender Erich Maria Remarque Gesselshaft, Osnabrück (Erich Maria Remarque Derneğinin Bildirilerinden-Eylül 1988)
Bu karardan sonra 16 Aralık 1943'te Elfriede Scholz Plötzensee'de baltayla idam edildi. 1938'de vatandaşlıktan çıkarılan ve 1943'te New York'ta yaşayan Erich Maria Remarque'ye bu durum tebliğ edilmedi. Nazi kamplarından sağ kurtulan tek kardeşi Erna Brames'e giderleri ödetildi. Führer'e affedilmesine dair bir belge gönderilmesine rağmen mezarının yeri bile söylenmedi. Tıpkı Remarque'nin kitabında Mellern Toplama Kampında ölenlerin nereye gömüldüğünün bilinmemesi gibi.
Hayat Kıvılcımı'nda kamp amiri Weber'in, 509'un, Neubauer'in konuşmalarıyla gerçekler arasında büyük bağlantı vardır. Weber Nazizm sona erdiğinde ne yapacağı konusunda fikirlerini Neubauer'e anlatırken, dışarıdan olayları izleyen Remarque'nin gözlemleri okunur. Alman Demokratik Cumhuriyeti'nde stalinist nüfuz alanındaki eski Nazilerin, SS ve Gestapo mensuplarının, resmî görevlere getirilmelerine dikkat çeker.
"Benim gibi biri için her zaman yapılacak bir şeyler vardır" yanıtını verdi kuru bir ifadeyle. "Yeniden yükseliriz başka isimler altında. Diyelim ki komünist olarak. Birkaç yıl içinde Nasyonal Sosyalist Parti ortadan kalkacak. Herhalde bir gün bir yerlerde polis örgütüne gireriz. Sahte belgelerle olsa da. O zaman orada çalışmaya devam ederim."
1952 yılında bile Alman halkı tarafından şiddetli eleştirilere maruz kalmış bir kitaptı. Sadece Almanya'da küçük çoğunluğun sempatisini kazanmıştı. Buna rağmen Der Spiegel'in başını çektiği yazılar çıkıyordu:
Katılmamış birinden katılmamışlar için toplama kampı betimlemesi. Damıtılmış klişeler, ancak yaşamışsa anlatabilecek bir yazar tarafından derlenmiş."
Bundan sonraki romanlarında da aynı sorunları aynı üslupla dile getirmeye devam eden Remarque barıştan sonra Münih'te düzenlediği basın toplantısında roman için yapılan eleştirilere son noktayı Kız kardeşim Elfriede'yi Naziler politika suçlusu olarak astılar. Toplama kamplarında işlenen korkunç cinayetler üzerine geniş bir arşivim var. Görüyorum ki, Almanya'da bazı olayları ve durumları tenkif etmenin Almanya düşmanlığı demek olmadığını Almanlara anlatmak çok zor. sözleriyle koydu.
Dış bağlantılar