Halepçe Katliamı veya Halepçe'ye zehirli gaz saldırısı, İran-Irak Savaşı esnasında Saddam Hüseyin'in, 1986-1988'de Irak'ın kuzeyinde Kürtlere karşı düzenlettiği El-Enfal Harekâtı adlı başkaldırıyı bastırma operasyonunun bir parçasıdır. Kanlı Cuma olarak da bilinen bu ağılı gaz saldırısı (Kürtçe: Kîmyabarana Helebce کیمیابارانی ھەڵەبجە) Kürt halkına yapılmış bir katliam olarak kabul edilir.[1]Birleşmiş Milletlerce yürütülmüş tıbbi incelemeler sonucunda saldırıda hardal gazı ile türü tespit edilememiş bir sinir gazı çeşidinin kullanıldığı tespit edilmiştir.[2]
Saldırıda 3.200 ile 5.000 arasında kişi öldü ve 7.000 ile 10.000 arası sivil yaralandı.[3] Saldırıdan sonra komplikasyonlar, çeşitli sayrılıklar çıktı ve yapılan doğumlar sağlıklı neticelenemedi.[4] Bu saldırı o bölgelerde Kürt halkına, sivil nüfusa karşı yapılmış en büyük kimyasal saldırı olarak bilinir.[5] Irak Yüksek Ceza Mahkemesi 1 Mart 2010 tarihinde soykırım eylemi olarak Halepçe Katliamı'nı tanıdı. Saldırı bazı ülkelerde parlamentolar tarafından insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tanımlanıp, kınandı. Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisine bu katliamın tanınması için kanun teklifi verildi.[6][7][8]
16 Mart 1988'de zehirli gaz bombalarını taşıyan sekiz MiG-23 uçağı tarafından Halepçe kasabasına bombardıman düzenlendi. Halepçe sakinleri, İran askerleri ve Peşmergelerle birlikte 5.000'den[9] fazla insanın öldüğü, 7.000'den fazla insanın da yaralandığı tahmin ediliyordu. Ancak Irak Savaşı'ndan sonra bölgeye giren yabancılar tarafından bu rakamın daha da büyük olduğu tespit edildi.[kaynak belirtilmeli]
Sonuçları
19 Ağustos 1988'de Irak ve İran, ateşkes anlaşmasını imzaladılar. Irak ordusu ateşkesten 5 gün sonra Halepçe'yi geri aldı ve bu işgal esnasında 200 sakinin öldürüldüğü söylenmektedir.[kaynak belirtilmeli]
Süleymaniye Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Fuat Baban, 7 Aralık 2002 tarihli 'The Sydney Morning Herald' gazetesinde yayımlanan 'Experiment in Evil' başlıklı makalesinde, Halepçe'de engelli doğum oranının Hiroşima ve Nagasaki'nin 4-5 katı olduğunu iddia etti. Amerika Birleşik Devletleri ise bu iddiayı suistimal ederek Zayıflatılmış Uranyum mermilerini kullanmasını meşrulaştırmaya çalıştı.[kaynak belirtilmeli]
Saddam Hüseyin, Halepçe Katliamı'nda Kürtlere karşı soykırım yaptığı suçlamasıyla da yargılanırken, başka bir katliam suçundan Duceyil Katliamı'nda, insanlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm edildi ve asılarak idamına karar verildi. (5 Kasım 2006)[10]
Pelletier iddiası
2004'te CIA'nın eski Orta Doğu'dan sorumlu yüksek araştırmacısı ve 1988-2000 arasında Amerika Kara Harp Okulu öğretim üyesi görevinde bulunmuş olan Prof. Stephen Pelletier tarafından hazırlanan ve söz konusu zehirli silahların İran'a ait olduğunu gösteren rapor açıklandı.[kaynak belirtilmeli]