Fazıl Doğan

Fazıl Doğan
Kişisel bilgiler
Doğum 1892
Midilli, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm 1951
Türkiye
Evlilik(ler) Hüsnüye Hanım
Çocuk(lar) Gültekin, İlter
Bitirdiği okul Darülfünun Tıp Fakültesi
Mesleği Asker, doktor.
Dini İslam
Ödülleri İstiklal Madalyası
Askerî hizmeti
Takma adı Doktor Fazıl Doğan Bey
Bağlılığı Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı
Türkiye Türkiye
Rütbesi Yüzbaşı
Çatışma/savaşları I. Dünya Savaşı
Kurtuluş Savaşı
II.Dünya Savaşı

Doktor Fazıl Doğan, Doktor Fazıl Doğan Bey (1892, Midilli – 1951), Türk hekim, asker, iş insanı.

Tıbbiye'de Türk Ocaklarının temelini atan ekip içinde yer aldı. I. Dünya Savaşı'ndan sonra yerleştiği Emet’te, Emet Müdafa-i Vatan Cemiyeti'ni kurmuş; bölgedeki çeteler ve dağ eşkıyasını toplayarak Emet Millî Müfrezesi'ni oluşturmuştu. İstiklal madalyası sahibidir.

Millî Mücadele'den sonra yerleştiği Ayvalık'ın sosyal, ekonomik, kültürel kalkınmasında büyük emeği geçti. Doktorluk, CHF ilçe başkanlığı, Türk Ocağı şube başkanlığı, Halkevi başkanlığı üstlendi. Prina yağı fabrikası işletti ve pek çok hayır hizmeti verdi.

Yaşamı

1892'de Midilli'de dünyaya geldi. Babası Abdullah Efendi, annesi Gül Hanım'dır. Yedi çocuklu ailenin en büyük oğludur.[1]

İlk ve ortaöğrenimini Midilli'de gerçekleştirdikten sonra İstanbul'da Darülfünun Tıp Fakültesi'ni bitirdi. Kuruluşu 1912'de gerçekleşen Türk Ocakları'nın temelini 1911'de atan 190 Tıbbiyeli öğrenciden birisidir.

I. Dünya Savaşı'nda Nusaybin'de görev yaptı. Mondros Ateşkes Anlaşması'nin imzalanmasından sonra terhis edilip İstanbul'a döndü. Arkadaşları Reşit Galip, Hasan Ferit ve Mustafa Alp ile birlikte Köycüler Cemiyeti 'ni kurdu. Amaçları köylüyü aydınlatmak, sağlık sorunlarını çözmek, köy üretimini artırmaktı. Bu amaçla Kütahya bölgesine giderek sağlık hizmeti verdiler. Reşit Galip Tavşanlı, Fazıl Bey Emet bölgesine yerleşti.

15 Mayıs 1919'da İzmir'in Yunanlar tarafından işgal edildiği haberinin ulaşmasından sonra "Emet Müdafa-i Vatan Cemiyeti”ni kurdu. Bu, işgalden sonra Batı Anadolu'da kurulan ilk müdafa-i vatan cemiyetidir.[1] Millî mücadeleye silah ve savaşçı toplamak üzere çalışan Doktor Fazıl, dağdaki eşkıyalar ve çeteleri toplayarak Emet Mili Müfrezesi'ni oluşturdu. Karakeçili yörüklerinin desteği ile müfrezeyi güçlendirdi. Kendisi, Demirci-Gördes dolayları kumandanı olarak görev yaptı. Çerkez Ethem'in Yunanlarla ilişkisinin saptanması ve Garp cephesi komutanı İsmet Paşa'ya bildirilerek önlem alınmasını sağlamada etkili oldu.[2] Kuvay-ı Seyyare birliklerinin yöreye gelmesi ile i Kuvay-ı Seyyare'ye bağlanan Emet Müfrezesi, Çerkez Ethem olayından sonra feshedildi. Dr. Fazıl Bey, Emet'teki 3 yıllık çalışmalarının ardından Ankara'ya çağrıldı. Ankara'ya giderken Kütahya-Eskişehir Muharebeleri'ne şahit oldu; dağılan orduyu toparlamaya çalıştı. Millî Mücadele'ye katkıları 28 Mart 1927'de İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi.

Millî Mücadele'nin ardından, Midilli'den ayrılan ailesinin yerleştiği Ayvalık'a gitti ve doktorluk yaptı; evinde halka ücretsiz sağlık hizmeti verdi. 1925 yılında Hüsnüye Hanım ile evlendi, bu evlilikten Gültekin (1926) ve 'İlter (1931) adlı iki oğlu dünyaya gelmiştir.

1923-1951 arasında Ayvalık ilçesinin kalkınmasında çok özel bir yer i oldu. 1923'te Türk Ocağı Ayvalık şubesini kurdu ve Türk Ocakları'nın 1931'de kapatılmasına kadar bu şubenin başkanlığını yürüttü. Ocak'ta konferanslar, kurslar, müsamereler, film gösterimleri, spor etkinlikleri düzenledi; sağlık hizmetleri sundu; kütüphane kurdu. Ocağa 3 bina ve 3 dükkân kazandırdı.[2] Cumhuriyet Halk Fırkası'na girerek ilçe başkanlığını, belediye doktorluğunu, halkevi başkanlığını yürüttü.

1930'da Yunan bir aileye ait olan prina yağı fabrikasını satın alarak iş hayatına katıldı. Doğumhane haline getirdiği evini ticari faaliyetlerinden sağladığı gelir ile finanse etti; burada çalışan doktor ve personelin ücretlerini kendisi karşıladı. Ayrıca Ayvalık Lisesi'nin yapımına katkıda bulundu.

II. Dünya Savaşı sırasında yüzbaşı rütbesiyle orduya çağrıldı ve Uludağ'daki Sağlıkevi'nde hizmet verdi. Celal Bayar'ın ısrarı üzerine 1940 yılında Millî Mücadele anılarını kaleme almıştır[1]

1949'da Türk Ocakları'nın yeniden açılışında fiilen görev aldı.

1948'de bozulan sağlığı gittikçe kötüye gitti ve 1951'de akciğer yetmezliğinden öldü. Naaşı, Ayvalık'ta Belediye Kabristanı'ndaki aile mezarlığına defnedilmiştir.

Emet'te bir parka, Ayvalık'ta evinin bulunduğu caddeye adı verilmiştir.

Kaynakça