Eğiklik 0 derece olduğunda, iki eksen aynı yönü gösterir; diğer bir deyişle, dönme ekseni yörünge düzlemine diktir.
Örneğin Dünya'nın dönme ekseni hem Kuzey Kutbu'ndan hem de Güney Kutbu'ndan geçen hayali bir doğruyken, Dünya'nın yörünge ekseni Dünya'nınGüneş etrafında dönerken hareket ettiği hayali düzleme dik olan bir doğrudur; Dünya'nın eğikliği ya da eksenel eğimi bu iki doğru arasındaki açıdır.
Bir yörünge dönemi boyunca, eğiklik genellikle önemli ölçüde değişmez ve eksenin yönü arka plandaki yıldızlara göre aynı kalır. Bu da bir kutbun yörüngenin bir tarafında Güneş'e daha fazla yönelmesine, diğer tarafında ise Güneş'ten daha fazla uzaklaşmasına neden olur ki bu da Dünya'daki mevsimlerin nedenidir.
Tarihçe
Eksen eğikliğini hesaplayan ilk kişi, 14. yüzyılda İbnü'l-Şatir'dir[2] ve eksen eğikliğinin nispeten sabit bir oranda azaldığını anlayan ilk kişi de 1538'de Fracastoro olmuştur.[3]El-Ma'mun, El-Tusi,[4]Purbach, Regiomontanus ve diğerleri de dahil olmak üzere pek çok kişinin gözlemlerine rağmen, eksen eğikliğinin ilk doğru ve modern gözlemlerini muhtemelen Danimarka'dan Tycho Brahe 1584'te yapmıştı.[5]
MÖ 1100 yıllarında Dünya'nın eğikliği, Hindistan ve Çin'de de doğru bir şekilde ölçülmüştür.[6]
Orta Çağ döneminde, hem devinim (yalpalama) hem de Dünya'nın eğikliği ortalama bir değer etrafında hesaplanmış ve "ekinoksların dehşeti" olarak bilinen bir düşünceyle insanlar tarafından 672 yıl boyunca yaygın olarak inanılmıştır.[2]
Kuvaterner Dönemi'ndeki etkisi
Yaklaşık 40 yıl önce yapılan çalışmalara göre Kuvaterner dönemdeki iklimsel dalgalanmaların sebebinin Dünya'nın, uydusu ile kendisi arasındaki çekim kuvveti ve Güneş etrafındaki uydu-dış merkezlilik durumu olduğu anlaşılmıştır.[9]
Dünya, günlük hareketi, yıllık hareketi, eksen eğikliği ve Güneş'in etrafındaki eliptik yörüngesindeki hareketi sonucu geniş aralıklı ve daimi olan bu döngülere girmektedir. Dünya Güneş'in etrafında dönerken Ay'ın ve diğer gezegenlerin üzerinde yarattığı çekim kuvveti ile meydana gelen uzun dönemli ve geniş aralıklı bu dalgalanmalar Milankoviç döngüleri olarak adlandırılmaktadır.[10]
Salınım
Eksen eğikliği, yerküre ekseninin güneş etrafındaki dönüş düzlemi arasındaki açı olup, jeolojik zamanda 41,000 yıllık periyot boyunca 22.1° ile 24.5° arasında değişmektedir. Günümüzde 23.440 düzeyinde olan eksen eğikliği azalma eğiliminde olup bu durumun (iklimde antropojenik değişimler oluşmaması durumunda) ılık yazlar ve soğuk kışlara neden olarak yeni bir buz çağını başlatması gerekmektedir. Eksen eğikliğinin yüksek enlemlerde yer alan bölgeler üzerindeki etkisi, düşük enlemlerde yer alan bölgelerdeki etkisine oranla daha fazladır. Eksen eğikliği arttıkça, yüksek enlemlere yaz aylarında ulaşan güneş enerjisi miktarı da artmaktadır. Kış aylarında ise tam tersi bir süreç meydana gelmekte ve ulaşan güneş enerjisi miktarı azalmaktadır.[11]
Mevsimler
Eksen eğikliği, Yerküre üzerinde mevsimlerin oluşumundan sorumludur. On bin yıllık zaman ölçeklerinde, Yerküre'nin eksen eğikliği arttığında, mevsimlik enerji dengesi bozulduğu ve sıcaklık zıtlıkları kuvvetlendiği için, her iki yarımkürede de kışlar daha soğuk ve yazlar daha sıcak olur. Başka bir deyişle, insolasyon (güneşlenme) yaz mevsiminde kutup bölgelerinde daha yüksek olurken, kışın uzun kutup gece süresince sıfır olur. Yerküre'nin eksen eğikliği azaldığındaysa, mevsimler daha az şiddetli geçer; yazlar daha serin, kışlarsa daha ılıman olur. Daha serin yaz mevsimlerinin, yüksek enlemlerde (kutup bölgelerde) kar ve buz örtüsünün daha az erimesine ve yerde daha fazla kalmasına neden olarak, kutup bölgelerinde kütlesel buzul kalkanlarının oluşmasına yol açtığı düşünülmektedir. Ayrıca, yine uzun zaman ölçeklerinde olmak koşuluyla, daha fazla kar ve buz/buzullar ile kaplanan Yerküre, gelen kısa dalga boylu Güneş ışınımını uzaya daha fazla yansıtarak ek soğumaya neden olduğu için, iklim sisteminde bir buz-albedo geri beslemesi düzeneği oluşturur.[12][13]
Son birkaç milyon yılda, Yerküre'nin eksen eğikliği, ortalama yaklaşık 41,000 yıllık yarı dönemsellikle birlikte yaklaşık 22.5° ve 24.5° arasında değişim göstermiştir. Bu değişimin enerji karşılığı, günlük ortalama insolasyon tutarında kutuplarda 50 W/m2'ye ulaşan önemli değişiklikler olmuştur. Eksen eğikliğinin değeri, yıllık ortalama insolasyon üzerinde de, yüksek enlemlerde birkaç W/m2'lik artış, Ekvator’daysa büyüklük olarak daha küçük bir azalma şeklinde beliren bir etki yapmaktadır. Sonuç olarak, eksen eğikliğindeki değişimler mevsimlik zıtlıkları düzenlemekle birlikte, yıllık ortalama gelen kısa dalga boylu Güneş ışınımı değişimleri alçak enlemlerde yüksek enlemlere göre bir zıt etki yaptığı için, küresel ortalama insolasyon üzerinde önemli bir etki oluşmaz.
^Türkeş, M. 2011a. ‘Physical science basis of the climate change: Physical climate system, enhanced greenhouse effect, observed and projected climate variations’. In: 5th Atmospheric Science Symposium ProceedingsBook, 135-151. İstanbul Teknik Üniversitesi, 27-29 April 2011: İstanbul, (in Turkish with an English abstract).,
^Türkeş, M. 2012. ‘Küresel İklim Değişikliği ve Çölleşme’. İçinde: Günümüz Dünya Sorunları – Disiplinlerarası Bir Yaklaşım (ed. N. Özgen), 1-42. Eğiten Kitap: Ankara.