Caz, ilk kez ABD'nin güney eyaletlerinde, 1900'lerin başında gelişmeye başlamış bir Afro-Amerikan müzik türüdür. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında New Orleans, Louisiana'daki Afrikalı-Amerikalı topluluklarda ortaya çıktı. Caz müziği, mavi notalar, senkop, swing, çoklu ritim, atışma ve doğaçlama tekniklerini kullanır; Afrikalı-Amerikalı ve Batı müziği tekniklerinin harmanlanmasıdır. Bu müziğin dünya ile tanışması ise 1917 yılında Dixieland Jazz Band'in ilk plaklarının piyasaya çıkmasıyla olmuştur. 1920 ile 1930'larda popülerliğinin artmasıyla başta ABD olmak üzere tüm dünya genelinde Caz Çağı yaşanmıştır. Caz yalnızca geçmişte değil, bugün dahi çok sevilen ve ünü gün geçtikçe artan müzik türlerinden biridir. 1920'lerin Caz Çağı'ndan bu yana, geleneksel müzik ve popüler müzikte önemli bir müzikal ifade biçimi olarak kabul edilmiştir.
Caz müziği yirminci yüzyıl başlarında keşfedildiği topraklar olan ABD'den çıkıp dünyaya yayılma sürecinde ve günümüze gelene kadar birçok alt türe (New Orleans, Swing, Kansas, Çingene cazı, bebop, cool, avangart, serbest caz, Latin caz, soul, füzyon, caz rock, smooth, caz funk, etno caz, asit caz) ayrılmış ve sayısız müzik türü ve geleneğiyle etkileşime girmiştir.
Köken
Cazın kökeni Eski Afrika - ruhani törenler, blues ve ragtime - ve batı dünyası geleneklerinden - Avrupa ordu bandoları- gelir. 19. yüzyıl'ın başında oluşmasından sonra caz stilleri yayılmaya, müzik akımlarını etkilemeye başlamıştır. Caz kelimesinin kökeninin o dönemin argosundan geldiği düşünülmektedir. Önerilen anlamlar enerjik, ruhani ve titreşimlidir.
Cazın ilk yıllarında en çok beslendiği akım blues'dur. Blues, Amerika'ya gelen köle Afrikalıların halk müziğidir. Caz da Afrika'daki geleneksel müzikten kaynaklanmıştır. Bu nedenle caz, pek çok caz müzisyeni için Güney Afrikalıların icat ettiği bir müziktir.
Caz müziği 1880′lerde New Orleans'ta gelişmeye başladı ve 1920′lerin başında New York, Los Angeles ve Chicago'da yapılan kayıtlarla son şeklini aldı.[1]
Ordu bandolarının müzik aletleri caz müziğinin en önemli enstrumanları olmaya başlamıştır: nefesliler, üflemeliler ve vurmalı gitarlar. Geneli alaylı olan zenci müzisyenler, kendi ufak gruplarını kurmaya başlamış, gezici olan ve cenazelerde çalan bu gruplar, müziğin kısa sürede çok sayıda kişiye ulaşmasını sağlamıştır.
Savaş sonrasında açılan siyahlara özel okullar ve sivil topluluklar daha fazla eğitimli müzisyen yetişmesine olanak sağlamıştır. Lorenzo Tio ve Scott Crabbe klasik Avrupa müzik eğitiminden geçen ilk caz müzisyenlerindendir. Eğitilmiş yetenekler, ürettiklerinin daha uzun ömürlü olmalarını sağlamış ve doğaçlama müziklerine katkıda bulunmuştur.
Caz Çağı
1920'den 1933'e kadar ABD'de içki yasağı dönemi'nde alkollü içkilerin satışı yasaklandı, bu ise yasadışı gizli içki satılan barların ortaya çıkmasına neden oldu; bunlar popüler müzik, dans şarkıları, yeni şarkılar ve şov melodileri yapılan "Caz Çağı"nın canlı mekanları haline geldi. Caz ahlaksızlık olarak ünlenmeye başladı ve eski nesillerin birçok üyesi, Kükreyen 20'lerin çökmekte olan değerlerini destekleyerek onu eski kültürel değerlere tehdit olarak gördü.
Princeton Üniversitesi'nden Henry van Dyke şöyle yazdı: "... bu müzik değil. Bu sadece işitme sinirlerinin tahrişi, fiziksel tutku tellerinin şehvetli bir alayı."[2]The New York Times Sibirya köylülerinin ayıları korkutmak için caz kullandığını, ancak köylülerin tencere ve tava kullandığını bildirdi; Başka bir hikaye, ünlü bir orkestra şefinin ölümcül kalp krizine cazın neden olduğunu iddia etti.[2]
Dinlerken sorun mu yaşıyorsunuz? Medya yardımı alın.
1919'da, Kid Ory'nin New Orleans'lı müzisyenlerden oluşan Orijinal Creole Jazz Band'ı, 1922'de kayıt yapan New Orleans kökenli ilk siyah caz grubu oldukları San Francisco ve Los Angeles'ta çalmaya başladı.[3][4] Aynı yıl Bessie Smith ilk kayıtlarını yaptı.[5] Chicago "Hot Jazz"ı geliştiriyordu ve King Oliver, kontrabascı Bill Johnson'a katıldı. Bix Beiderbecke, 1924'te The Wolverines'i kurdu.
Güney siyahi kökenlerine rağmen, beyaz orkestralar tarafından çalınan caz dans müziği için daha büyük bir pazar vardı. 1918'de Paul Whiteman ve orkestrası San Francisco'da hit oldu. Victor Talking Machine Şirketi ile sözleşme imzaladı ve 1920'lerin en iyi grup lideri oldu, sıcak caza beyaz bileşen katarak Bix Beiderbecke, Jimmy Dorsey, Tommy Dorsey, Frankie Trumbauer ve Joe Venuti gibi beyaz müzisyenleri işe aldı.
1924'te Whiteman, George Gershwin'in orkestrası tarafından ilk kez seslendirilen Rhapsody in Blue adlı eserini ısmarladı. Caz kayda değer bir müzik formu olarak tanınmaya başladı. Olin Downes, The New York Times'daki konseri değerlendirirken, "Bu beste olağanüstü bir yeteneği gösteriyor, çünkü kendi türünün çok ötesinde amaçları olan, ustası olmaktan uzak olduğu bir formla mücadele eden genç bir besteciyi gösteriyor.... Bütün bunlara rağmen, kendisini önemli ve genelde son derece özgün bir biçimde ifade etmiştir. ... İlk teması ... sadece bir dans melodisi değildir. ... dinleyicinin ilgisini hemen çeken, değişen ve zıt ritimlerde ilişkilendirilen ve birleştirilen bir fikir veya birkaç fikirdir."[6]
Cazın gelişimi
Ragtime: Bunun başlangıcı, siyahilerin, çeşitli törenlerde söyledikleri eski şarkılardır. Parçayı, ritmik bir şekilde ayrı ayrı ve birçok sesin meydana getirdiği ses dizisi takip eder. Cazın 1917 yılına kadar sürmüş olan bu devresinde yetişen musikişinasların en ünlüsü Jelly Roll Morton'dır. Bu devrede çalınan parçalardan günümüze tek bir plâk bile kalmamıştır.
Blues: Amerikalı siyahilerin çalışma sırasında söyledikleri halk şarkılarından oluşan blues, cazı meydana getiren en önemli unsurdur. İfade muhtevası bakımından siyahilerin iç sıkıntısını, hüznünü ifade eder.
Hot Caz: Cazın perdeye ve sahneye geçmesinden sonra gelişen melodilerle meydana gelmiştir. Bu gelişmede herkes kendi stilinde bir solo yapar.
Cuse: Hot Caz'ın devamı ve daha olgunlaşmışıdır. Bu gelişimle cazın karakteri kesin olarak belli olmuş, caz bütün yönleriyle olgunlaşmış ve tamamlanmış bir müzik haline gelmiştir. Bütün bu gelişim içinde özellikle klasik müzik parçalarının caz müziğine uydurulması ön planda yer alır. Bu çağda, Louis Armstrong, Coleman Hawkins, Lester Young, Roy Eldridge, Glenn Miller gibi büyük caz sanatçıları yetişmiştir.
Cazda ölçü dört zamanlıdır. Dört zamanlı ölçünün zayıf zaman denilen ikinci ve dördüncü vuruşlarının vurgulanmış ve temponun dinleyenlere dans etme arzusu verecek şekilde hafiflik ve rahatlıkla yaşatılması cazın başlıca özelliğidir. Caz, armoni bakımından da müziğin doğasını beslemiş ve klasik armoniden ayrı bir armoni şekli geliştirilmiştir.
Bir caz topluluğu, çalgılar bakımından melodi (ezgi) ve ritim (dizem) olmak üzere iki bölüme ayrılır. Ezgi bölümünde trompet, trombon, klarnet, saksofon, gibi nefesli çalgıları; dizem bölümünde piyano, kontrbas, gitar ve davul vardır. Keman, flüt, akordiyon, mandolin gibi çalgılar ya az kullanılır ya da hiç kullanılmaz. Caz müzik topluluklarında genelde saksofon, trompet, klarnet, trombon, piyano, kontrbas, gitar gibi çalgılar kullanılır. İnsan sesi ön plandadır. Bestelenmiş şekliyle seslendirilmiş olmasının yanı sıra genellikle doğaçlama olarak çalınması en büyük özelliğidir.
Doğaçlama
Caz müziğini tanımlamak güçtür, ama olası tanımları arasında genel kabul gören, önemli bir öğesinin doğaçlama olduğudur. Doğaçlamanın kökenleri yine Afrika'ya dayanmaktadır. Özellikle blues'da sık rastlanan atışma, tek başına doğaçlamadır.
Doğaçlamanın formu zamanla değişmiştir. İlk zamanlarda sadece atışma iken, daha sonra sözlere ve nihayetinde melodiye yerleşmiştir. Dixieland cazında, müzisyenler sırayla melodiler çalarak, bir şekilde atışmaktadırlar. Daha sonra oluşan klasik caz formunda ise müzisyenler belirli bir melodiye bağlı kalarak doğaçlama yapmaktadır. Bu nedenle caza sürekli yeni bir yorum getirilmektedir.
Swing döneminde, büyük bandolar notalarla düzenlemeler yapmışlar, diğer yandan solo müzisyenleri doğaçlamalarına bu çerçevede devam etmişlerdir. Bebop'ta ise doğaçlama daha fazla alan bulmuş, en başta, çalınan melodi doğabilir olmuştur.
Müzisyenlerden biri doğaçlamaya başlayınca diğer müzisyenler ona eşlik edebilir ya da birkaç akor ile arka plana geçebilir.