Biyografik roman, çağdaş veya tarihsel bir kişinin hayatının kurgusal bir şekilde aktarılmasını sağlayan bir roman türüdür. Bu tür roman, bir kişinin yaşamı boyunca yaşadığı deneyimlere, tanıştığı kişilere ve karşılaştığı olaylara odaklanır. Diğer biyografik kurgu biçimleri gibi, ayrıntılar genellikle kurgusal türün, yani romanın sanatsal ihtiyaçlarını karşılamak için kırpılır veya yeniden tasarlanır. Bu yeniden tasarlanmış biyografilere, eserin göreceli tarihselliğini diğer biyografik romanlardan ayırmak için bazen yarı biyografik romanlar da denir.
Tür, Robert Graves, Thomas Mann, Irving Stone ve Lion Feuchtwanger gibi yazarların en çok satan eserleriyle 1930'larda öne çıktı. Bu kitaplar en çok satanlar oldu; ancak tür, edebiyat eleştirmenleri tarafından reddedildi. Daha sonraki yıllarda daha fazla kabul gördü ve hem popüler hem de eleştirel olarak kabul gören bir tür haline geldi.[1]
Tarihsel romanlara sadece yüzeysel benzerlik gösteren veya tarihsel anlatının yeniden anlatımının yerini alan diğer tarzların unsurlarını tanıtan bazı biyografik romanlar, örneğin Abraham Lincoln, Vampir Avcısı, bir vampir kurgusunun olay örgüsünü yakından takip eder. Biyografik kurgu genellikle tarihsel kurgu veya alternatif tarih türlerine de girer.
En iyi kurgusal yetenekleri ile bilinen bazı romanlar; ancak okuyucular için daha az açık olan kapsamlı biyografik bilgiler içerir. Bu türden çok iyi bir örnek, Goldsmith'in "The Vicar of Wakefield" adlı eseridir, bu kitabın yazarın çok yakından tanıdığı ve gözlemlediği bir kişinin biyografisi olduğuna inanılır.