|
Gemi sınıfı
|
Adı: | Belleisle class |
İnşa eden: | Samuda Brothers, Poplar, London |
Kullanıcılar: | Kraliyet Donanması |
İnşa edilme: | 1874-1882 |
Görev dönemi: | 1878-1913 |
Tamamlanmış: | 2 |
Genel karakteristik
|
Tipi |
Zırhlı korvet |
Deplasman |
4,870 ton |
Uzunluk |
245 ft (75 m) p/p |
Genişlik |
52 ft (16 m) |
Çekiş |
21 ft (6,4 m) |
İtme gücü |
- İki şaft Maudslay yatay
- 4.040 ihp (3.010 kW)
|
Rota planı |
Ön direkte kare yelken, mizende gaff |
Hız |
12,1 kn (22,4 km/sa) |
Kişi kapasitesi |
249 |
Silah donanımı |
|
Zırh |
Kemer: 6 in (150 mm)-12 in (300 mm)
Batarya: 8 in (200 mm)-10 in (250 mm)
Bölmeler: 5 in (130 mm)-9 in (230 mm)
Zırhlı kule: 9 in (230 mm)
Güverteler: 1 in (25 mm)-3 in (76 mm) |
Belleisle sınıfı, HMS Belleisle ve HMS Orion'dan oluşan, aslen Birleşik Krallık'ta Osmanlı Donanması için inşa edilen ancak 1878 yılında Kraliyet Donanması tarafından devralınan bir zırhlı gemi sınıfıdır.
Tarih
1878'de Rusya ve Osmanlı İmparatorluğu savaş halindeydi. Birleşik Krallık hükûmeti, ülkelerinin bu çatışmanın içine çekilebileceğini düşünmekteydi. Bu düşünce daha sonra "1878 Rus savaşı korkusu" olarak adlandırılmıştır. Kraliyet Donanması'nın kullanabileceği kuvvetleri artırmak için, Osmanlı İmparatorluğu'ndan Belleisle, Orion ve Superb ile Brezilya'dan Neptune gemileri toplam 2 milyon £ maliyetle hızla satın alındı.
Birleşik Krallık, tarafsızlık anlaşmalarına uymak için her halükarda limanlarındaki Türk gemilerini savaş süresi boyunca alıkoymak zorundaydı; bu şartlar altında satın alma neredeyse bir zorunluluktu.
Gemiler, bir Türk gemi mimarı olan Ahmed Paşa tarafından, Doğu Akdeniz'de kullanılmak üzere küçük boyutlu, sınırlı seyir menziline sahip mahmuzlu zırhlı korvetler olarak tasarlandı. Gemilerin silah ve teçhizatta İngiliz standartlarına ulaşması için satın alındıktan sonra hatırı sayılır bir tersane çalışmasından geçmesi gerekiyordu, ancak yine de çağdaş Kraliyet Donanması savaş gemilerine kıyasla daha zayıftılar. Zayıf silahlı ve yavaş olan gemilerin küçük kömür ambarları, abluka işlerinde veya limandan uzakta kullanılmalarına engel oluyordu. Bununla birlikte, su çekimlerinin az olması sayesinde kıyıya yakınlaşabiliyorlardı, ilk başta "zırhlı koçlar" ve "ikinci sınıf savaş gemileri" olarak etiketlendikten sonra, nihayetinde "sahil savunma gemileri" olarak adlandırıldılar.
Ayrıca bakınız
Kaynakça