Barometrik ışık, iki tarafı kapalı silindirik bir tüp çalkalandığında bir barometre tüpündeki cıvanın üzerindeki boşlukta görünen parlak parıltı olarak bilinir. Bu aslında bir foton saçılması durumudur.[1][2]
Yapım ve sonuçlar
Barometrik ışık üretebilmek için cam tüpünün oldukça temiz, pürüzsüz ve kullanılan cıvanında saf olması gerekir.[1] Kullanılan cıvanın saf olmayışı barometrik ışığı önemli ölçüde etkiler, ayrıntılı bir araştırmayı engelleyebilmektedir.[1] Barometre'nin sallanması durumunda, cıva akışkan olarak aşağı doğru hareket edecektir. cıvanın bulunduğu tüpün menisküsünde ki cam üzerinde bir ışık şeridi belirecektir.[1] Cıva cam tüpe temas ettiği sürece cıva elektronları cama aktarılır.[1] Cıva cam yüzeyinden her çekildiğinde, bu elektronlar camdan çevreye saçılır ve tüpün içindeki nadir gaz molekülleriyle çarpışarak gazın parlamasına neden olur (örneğin: neon, atmosferik basınçta karakteristik kırmızı ışığıyla parlar).[1][3] Bunun elektriklenme ile gerçekleştiği düşünülür. Elektriklenme muhtemelen hem cıvanın sıçramasıyla hem de cam yüzey üzerindeki akışkan hareketiyle üretildiği belirtilmektedir.[1][3]
Tarihi
Barometrik ışıklar ilk kez 1675 yılında bir Fransız gökbilimci olan Jean Picard tarafından keşfedilmiştir.[1][2] Daha sonraki yıllarda Francis Hauksbee 1709'da cam kaplar dışında meydana gelen etkinin çok düşük bir basınç gerektirmediğini ve elektrikli deşarj makinesinelerin ürettiği deşarjlara benzer olduğunu kanıtladı.[1][4] 1745 yılında, daha genç yaşta olan Hiob Ludolf, cıvanın çalkalanmasının barometre borusunda bir elektriklenme ürettiğini, borunun bilinen şekilde kağıt parçalarını çektiğini ve sonra ittiğini göstererek günümüz elektrik düşüncesinin temellerini atmıştır.[5] Kısa bir süre sonra Aepinus ve Deluc bu fenomeni yeniden fark ettiler ve elektriksel doğasını daha da vurgulamışladır.[5]
Ayrıca bakınız
Kaynakça