Bahadır Şah (Gücerât Sultanı)

Kutbeddin Bahadır Şah
قطب الدین بہادرشاہ
Bahadır Şah'a ait bakır bir sikke.
Gucerât sultanı
Hüküm süresi1526-1535
Önce gelenII. Mahmud Şah
Sonra gelenFetret Hümâyun Şah altında Babür İmparatorluğu: 1535 - 1536
Hüküm süresi1536 - 1537
Önce gelenFetret Hümâyun Şah altında Babür İmparatorluğu: 1535 - 1536
Sonra gelenI. Miran Muhammed Şah (taç giyme töreninden önce öldü)
III. Mahmud Şah
ÖlümŞubat 1537
HanedanMuzafferî hanedanı
BabasıII. Muzaffar Şah

Bahadır Şah (ö. 1537), 1526 ile 1535 ve 1536 ile 1537 yılları arasında hüküm süren Gücerât Sultanı. 1511 ile 1526 yılları arasında Gücerât Sultanı olan II. Muzaffer Şah'ın oğludur.[1]

Hayatı

II. Muzaffer Şah karısının baskısı ile büyük oğlu İskender'i veliaht ilân edince Bahadır Şah gizlice Gücerât'tan kaçarak önce Dungarpur'da Udai Singh'e, sonra da Çitor'da Mevâr hâkimine sığındı. Onlardan yardım göremeyince daha güçlü olduğunu duyduğu Delhi Sultanı İbrâhim Lûdî'nin yanına gitti. Ancak bu sırada Lûdî ülkesi de Bâbür tehlikesine mâruz kalmıştı. Panipat sahrasında iken bu defa gizlice Bâbür'e müracaat etti. Bâbür savaş sonrası uygun bir zamanda kendisiyle görüşebileceğini bildirdi. Bahadır, Panipat Muharebesi'nden önce bilinmeyen bazı sebeplerle Lûdî karargâhından ayrıldı ve Gücerât taraflarına gitti (1526). Bu sırada II. Muzaffer Şah öldü ve yerine İskender sultan ilân edildi.

Saltanatının başlangıcında halk üzerinde baskı kuran ve vezirleri de her zaman hor gören İskender bir saray darbesiyle ortadan kaldırıldı. İskender'in küçük yaştaki kardeşi Mahmud vezir İmâdülmülk Hoşkadem'in yardımıyla hükümdar ilân edildi. Kısa zamanda sarayın bütün kontrolü İmâdülmülk'ün eline geçti. Bu durumdan memnun olmayan diğer emîrler Bahadır'la temasa geçerek onu Gücerât'a davet ettiler. Bahadır İmâdülmülk'ü yenerek ortadan kaldırdı ve 1526'da Gıyâseddin unvanıyl hükümdar oldu. Ahmedâbâd'da devlet işlerini yoluna koyduktan sonra siyasî meselelerle ilgilendi. Portekiz, Bâbürlü, Halaç, Nizamşah, Handeş ve hatta çok uzaklardaki Bengal ile Osmanlılar nezdinde elçilik yoluyla temaslarda bulundu.

Daha sonra merkezi Mandu olan Halaç Sultanlığı ile mücadeleye girişti. Mâlvâ'nın önemli bir bölümünü kolaylıkla Gücerât topraklarına kattı. Ayrıca Halaç Sultanı II. Mahmud Şah da oğullarıyla birlikte esir alındı ve hepsi yolda öldürüldü (17 Mart 1531). Bahadır Şah Mâlvâ'nın zaptından sonra Hindu şehirlerine karşı harekete geçti. Hindistan'da büyük bir güç olan Racpûtlar'a karşı savaştı. Reisleri Silhâdî 25 Ocak 1532'de İmâdülmülk Melikci b. Tevekkül adlı kumandan tarafından esir alındı. Gücerât-Delhi yolu üzerindeki Çitor da Bahadır'ın saldırısına uğradı. Racaları 1534'te Loicha'da mağlûp edildi. Ancak bu sırada Bahadır, Bâbürlü ve Portekizliler'le de ilgilenmek zorunda kaldığından Ahmedâbâd'a döndü.

Vindhya sıradağlarının güneyinde, Tuğluklular'ın zayıflaması üzerine bağımsızlıklarını ilân etmiş bazı müslüman devletler de Mâlvâ hadisesinden sonra Gücerât'a cephe almışlardı. Bahadır, Handeş Fârûkī ve Burhan Nizamşâhîleri'ne karşı yeni bir sefere çıktı. Nizamşâhîler'in elindeki Ahmednagar ile Hindistan'ın en önemli şehirlerinden ve kalelerinden olan Devletâbâd'ı kolayca zaptetti. Bu savaş sırasında yardımını gördüğü Berar Sultanı Alâeddin İmâdşah iâşe işlerini gerektiği gibi düzenleyemediğinden orduda açlık baş gösterdi. Bahadır Şah bu tehlikeli durum üzerine Burhan Nizamşah ile barış yapmak zorunda kaldı ve bunu sağlamak için de elindeki ganimet malı filleri ona iade etti.

Mâlvâ ve Çitor taraflarında iken Hümâyun Şah, Bahadır'ın hareketlerini yakından takip ediyordu. Fakat beklenmeyen bir zamanda Muhammed Zaman Mirza adlı bir beyin Gücerât'a sığınması Bâbürlüler'i harekete geçirdi. Hümâyun, Bahadır'dan Hüseyin Baykara ailesine mensup Ma‘sûme Sultan Begüm'ün kocası Muhammed Zaman'ı teslim etmesini istedi. Bu teklif kabul edilmeyince de Bâbürlü ordusu Çitor tarafına yürüdü. Bu sırada Bahadır Çitor Kalesi önlerinde kuşatma ile meşguldü. Hümâyun Çitor muhasarasının bitmesini bekledi. Çitor'u ele geçiren Bahadır Bâbürlü kuvvetlerinin üstünlüğü karşısında süratle iç kısımlara çekilmek zorunda kaldı (1534). Hümâyun da Çampanir, Mandasor ve Mandu'yu ele geçirdi, başşehir Ahmedâbâd'ı muhasara etti. Bahadır durumun ciddiliğini görerek hızla sahile doğru kaçtı ve Portekizliler'den yardım istedi. Daha sonra da Hümâyun'un çıkan karışıklıkları bastırmak üzere Gücerât'tan ayrılmasından faydalanarak topraklarını geri almayı başardı.

Portekiz-Gücerât münasebetleri 1534'te çok gelişti. Hümâyun'un önünden kaçan Bahadır Portekiz genel valisinden yardım istemek zorunda kaldı ve bunun karşılığında Diu civarında bir kale yapmalarına izin verdi (1535). Diu, Basra ve Kızıldeniz'i Hindistan'a bağlayan önemli bir ticaret limanı idi. Ancak Bahadır, Hümâyun tehlikesi geçtikten sonra Portekizliler'e karşı daha sert bir siyaset takip etmeye başladı. 1536'da Diu'nun geleceğini görüşmek üzere buraya geldi. 15 Kasım'da Portekizliler'i şüpheye düşürmeden kendilerini ziyaret edeceğini bildirdi. Portekiz Valisi Nuno da Cunha'yı Diu'ya davet etti. Diu'ya gelen Portekiz valisi hastalığını bahane ederek görüşmeye gitmek istemedi. Bahadır ise durumu anlamadı ve onu ziyarete gitti. Vali ile görüştüğü sırada aleyhine bir komplo hazırlandığını sezerek hemen ayrıldı. Karaya çıkmaya hazırlanırken Manuel adlı bir Portekizli'nin saldırısına uğrayarak yaralandı ve denizde boğuldu (13 Şubat 1537).

Bahadır Şah Portekizliler'e karşı güçlü bir müslüman devletin desteğine ihtiyaç duyuyordu. Bu maksatla Osmanlı sarayına değerli hediyelerle bir elçilik heyeti yollayarak (1536) yardım talep etmiş, ayrıca 300 sandık dolusu hazinesini de emniyet altına almak gayesiyle Mekke'ye göndermek istemişti. Bu heyet o sırada Edirne'de bulunan Kanûnî Sultan Süleyman ile görüştü. Kanûnî'nin emriyle Mısır Beylerbeyi Hadım Süleyman Paşa 22 Haziran 1538'de 76 parça gemiden oluşan Osmanlı donanmasıyla Süveyş'ten yola çıktı ve 4 Eylül 1538'de Diu'ya vardı; ancak yeni Gücerât sultanı III. Mahmud'dan yeterli destek görmediği için Diu’yu kısa bir süre kuşattıktan sonra geri dönmek zorunda kaldı.

Gücerât Sultanlığı Bahadır Şah zamanında en geniş sınırlarına ulaştı. Ölümünden sonra ise iktidar mücadelesi başladı ve Gücerât tahtı ciddi sarsıntılara uğradı.

Kaynakça

  1. ^ Hasan, Farhat (2004). State and Locality in Mughal India: Power Relations in Western India, C.1572-1730 (İngilizce). Cambridge University Press. s. 12. ISBN 978-0-521-84119-1. 24 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Aralık 2013.