Thrór

Thrór, J.R.R.Tolkien'in hayalî orta dünya serisindeki hayalî bir cüce karakteridir.

Thrór, Güneşin 3. çağının 2542. yılında Gri Dağlar'da (Ered Mithrin) doğdu. O yıllarda, yani Thrór'un babası I. Dain'in zamanında Gri Dağlar'da cüceler çok zengindirler ve hazineleri çok fazlaydı. Bu yüzden ejderler, Gri Dağlar'daki hazinelere göz diktiler ve sorun yaratmaya başladılar. Thror 47 yaşındayken, yani bir cüceye göre çok genç bir yaştayken kendisinden 10 yaş küçük olan kardeşi Fror ve babası I. Dain bir ejder tarafından öldürülür. Thror ise halkını Gri Dağlar'daki ejder tehlikesinden dolayı Yalnız Dağ'a (Erebor) taşıdı. Kendisinden 20 yaş küçük kardeşi Gror ise halkının diğer bir kısmını Demir Tepeler'e (Iron Hills) taşıdı.

Thrór, ayrıca Yalnız Dağ'daki krallığı yeniden kurduktan sonra, dağın dibindeki insan krallığı ile de bir dostluk kurdu. Bu insan krallığı dağın dibindeki Uzun Göl'ün üstüne de bir iskele gibi kurulmuştu. Burası Gölkent (Esgaroth) idi. Buranın efendisi ise (Girion) isimli cesur bir insandı. Halkı da aynı Girion gibi cesurdular ve denizcilik ve okçulukta ünlüydüler.

Thror burada, küçük kardeşi Gror ise Demir Tepeler'de büyük bir krallık kurdu. Hazineleri oldukça büyüdü. Özellikle de Thrór'un hazinesi. Üstelik burada en alışılmadık demirler işlediler ve ünlendiler. Vadi insanları, çocuklarının cücelerin yanlarına çırak olarak girmesi için yalvarıyordu.

Bir süre sonra Gri Dağlar'dan gelen ve o çağın ejderlerinin en ölümcülü ve belki de sonuncusu olan yaşlı ejder Smaug'un Yalnız Dağ'ı da yağmalayıp ele geçirmesiyle birlikte halkının sürgündeki kralı oldu. Oğlu Thrain ve torunları Thorin, Frerin ve kız torunu Dis ile birlikte Yalnız Dağ'ın yan kapısından son anda kaçmıştı. Halkının büyük bölümünü Smaug öldürmüştü. Sürgündeki cücelerin hiçbiri bir daha Smaug'un viranesine gidemediler. Çünkü korkuları yüreklerinde hala tazeydi. Dağın dibindeki vadi insanları ise, Smaug yüzünden liderleri Girion'u ve insanlarının birçoğunu kaybetmişlerdi. Ama Smaug'a bulaşmadan Gölkent'te sessiz sedasız yaşamaya devam ettiler.

Bu olaydan yıllar sonra Thror artık tek başına dolaşmaya başladı ve eski hazinelerini düşünerek zaman geçirmeye başladı. Ama Yalnız Dağ'a ve Gri Dağlar'a girmeye cesaret edemedi. Çünkü buralar Smaug'un esareti altındaydı ve Smaug'un korkusu hala yüreğinde tazeydi. Ama hem Yalnız Dağ'dan hem de Gri Dağlar'dan daha büyük işler başardıkları ve atalarının inanılmaz şeyler yaptığı, ama uzun yıllar önce mithril ararken Balrog'u uyandırdıkları en eski şehirleri olan Moria'ya girmeye cesaret etti.

Ama Puslu Dağlar'ın kuzeyli orkları ve Puslu Dağlar'ın kötü yürekli wargları, Azog isimli bir orkun yönetiminde burayı ele geçirmişler ve bir koloni kurmuşlardı. Çünkü Balrog, buradan cüceleri sürdükten sonra uykuya dalmıştı ve Azog ise bundan yararlanarak buraya wargları ve orklarıyla birlikte yerleşmişti.

Thrór buranın da ele geçirildiğini anladığında ve terk etmeye kalkıştığında artık çok geç kalmıştı. Thrór'un uzun ve tehlikelerle geçmiş ömrü buraya kadardı. Moria'dan halkına geri dönemedi. Moria'da Azog'a yakalandı ve Azog tarafından öldürülerek cesedi paramparça edildi. Bu ölüm, uzun yıllar sürecek cüce-ork savaşlarına ve bu savaşların souncusu olan Azunulbizar Muharebesi'ne neden olacaktı.

Thrór, Sauron'un ışığın 2. çağında cücelerin 7 ırkına verdiği geçmişin ulu yedi cüce yüzüğünün sonuncusunun sahibiydi. Diğerlerinden 4'ü ejderler tarafından yok edilmiş, 2'si ise Sauron tarafından ele geçirilmişti. Ama bir tek Thrór'un ataları bu son yüzüğü uzun yıllar saklayabilmişti. Yüzüğünü ölmeden önce oğlu Thrain'e vermişti Thrór. Cücelerin uzun ama ölümlü ömürlerinden Thrór'un ömrü, oldukça önemli olaylara tanık olmuş ve tarihte önemli olaylara neden olmuştu.