Taşıt kayıt plakası bir taşıtın devlet mercilerince tanınır, sorumluluğunun kimde olduğu bilinir ve trafiğe çıkabilir olduğunu belirten, süphe oluşursa gerekli kayıtlara kolayca ulaşmak için gerekli bilgiyi kolay okunur şekilde teşhir eden, taşıta sağlam bir şekilde tutturulmuş küçük bir tabeladır. Genellikle araba tamponunun altında bulunur.
Araçlara plaka takılması uygulaması ilk olarak 14 Ağustos 1893 tarihinde Fransa’da başladı. Motorlu araçların kimlik kartı olan plakalar 1893 tarihinde kullanılmaya başlandı. Türkiye ise plaka kullanımına 1962 yılında geçti. Kare ya da dikdörtgen şeklindeki plakalarda, farklı harf, rakam ve semboller yer alır. Fransa, saatte 30 kilometre hız yapan bütün motorlu araçların üzerinde ‘araç sahibinin adı, adresi ve ruhsat numarası’ yazılı bir plaka olması kuralını getirdi. Fransa’nın ardından kısa süre sonra Belçika, ardından da İngiltere ve bütün dünya bu uygulamayı benimsedi. Türkiye’de daha önce motorlu taşıt sayısı azlığının da etkisiyle yaygın bir plaka düzenlemesi yoktu. Şehirlerin adının kısaltılmış harfleri ve 3 ya da 4 rakam kullanılıyordu. Ancak 27 Eylül 1962’de yayınlanan yönetmelik uyarınca araçlara plaka uygulamasına geçildi. Yeni tarz plakalar Kasım 1962’den itibaren taşıtlara takılmaya başlandı. Tüm illere ayrı bir kod verilerek plakalar belirlendi. Örneğin; 06 Ankara’nın, 34 İstanbul’un plaka sembolü oldu. Bugün Türkiye’de 81 şehir de, farklı rakam grupları ile plakalar vardır.[1]
Plakalarda alfabetik sıralama
01’den 67’ye kadar olan plaka kodlarında iller alfabetik olarak sıralanırken 67 Zonguldak ise alfabetik biçimdeki son şehir oldu. Daha sonra bazı ilçeler il yapılınca alfabetik sıralama bozuldu. 67-81 arasındaki plakalar, ilçelerin il yapılma yıllarına göre verildi. Karayoluna çıkan her aracın trafik denetimi, hukuki ve cezai sorumluluğu olduğu için ‘tescil plakası’ adı verilen plakalar belli standart ölçülerde aracın önü ve arkasına takılır. Daha sonra yapılan düzenlemeler ile de resmi araç plakaları, diplomatik plakalar, kişiye özel plakalar ortaya çıktı. İtfaiye, polis, jandarma, askeri araçlar için de farklı biçimde dizayn edilmiş ve farklı renkteki plakalar hayata geçti. Taksiler ve okul servis araçlarında da farklı plakalar kullanılır. Bakan, Vali, Kaymakam gibi unvan taşıyan kişilerin makam araçları da, farklı renk ile dizayn edilmiş plakalardan oluşur. Türkiye’de sadece Cumhurbaşkanı'nın makam aracında plaka bulunmaz, bunun yerine fors yer alır.[1]
Ayrıntıları
Her ülkenin kendine has araba plaka kuralları vardır, kullanılışı yöresel çeşitlilikler gösterse de belli yanları ortaktır:
Tasarımı:
Şekli ve boyutları: Dikdörtgen, içinde ülke kurallarına uygun bir ya da birkaç satır yazıya yer olur.
Renkler ve yazı tipi: Her ülkenin kendi kurallarına uygun
Delikleri: Üretici firmalarca standartlaştırıldı
Malzemesi: Genellikle metal
Üstündeki yazılar ve resimler:
Taşıtın kimin sorumluluğunda olduğu: Birçok ülkede web üzerinden taşıtla ilgili bilgilere belli kısıtlamalarla ulaşılabilir.
Taşıtın mülk boyutu: Birçok ülkede web üzerinden taşıtın belli bir borcun garantisi olup olmadığı bulunabilir (satan borcunu ödemezse satın alan arabasız kalabilir).
Yabancı taşıtın hangi ülke kökenli olduğu: Bu sayede taşıt bilgilerini nerede ne kurallara göre aramak gerektiği anlaşılabilir.
Gerekli vergileri vermiş mi? Yetkililerce vergi kontrolünü kolaylaştırır.
Varsa hangi ayrıcalıklara sahip: Örneğin Norveç'te yakıt olarak sadece elektrik kullanan arabalar otobüs şeridinde de sürülebilir ve elektrikli oldukları plaka numaralarından bellidir.