Sanal kaytarma, mesai saatlerinde, kişisel amaçlı (iş dışı) internet kullanımını ifade etmektedir.[1][2][3]
Siber kaytarma ya da siber aylaklık şeklinde de ele alınan sanal kaytarma, gün geçtikçe daha yaygın hale gelmektedir. Nitekim Türkiye’deki işletmelerde, sıradan bir mesai günü içerisinde en az 1 saat sanal kaytarma yapanların oranının %40 düzeyinde olması oldukça dikkat çekicidir.[4]
Türkiye'de yapılan bir çalışmada; çalışanlara mesai saatleri içerisinde, iş dışı internet kullanımı amacıyla ne kadar zaman harcadıkları sorulduğunda; %61.2'sinin 1 saatten daha az (n=120), %26.5‟inin 1-3 saat arası (n=52), %3.6‟sının 3-5 saat arası (n=7) ve %8.7‟sinin 5 saat ve üzeri (n=17) sanal kaytarma yaptığı anlaşılmıştır[4]. Aynı çalışmada, katılımcıların %8.7‟sinin sadece işyeri bilgisayarından (n=17), %57.1‟inin sadece şahsi araçlarından (tablet, cep telefonu gibi) (n=112), %34.2‟sinin (n=67) ise hem işyeri bilgisayarından hem de şahsi araçlarıyla sanal kaytarma yaptıkları belirlenmiştir. Çalışanların sanal kaytarmaya fazla zaman ayırmalarında, son yıllarda ortaya çıkan yenilikçi internet siteleri etkilidir.[4]
Sanal kaytarmanın kapsamı, 2000’li yılların başı itibarıyla kişisel e-posta kullanmak ya da haber ve spor sitelerini ziyaret etmekle sınırlıdır. Ancak günümüzde sosyal medya kullanımı, internetten video ya da müzik izleme/indirme, online alışveriş ve hatta online bahis gibi aktiviteler de sanal kaytarmanın kapsamı içerisine girmiştir.
Kaynakça