Robotik cerrahi

Robot destekli cerrahi veya robotik cerrahi, robotik sistemler kullanılarak gerçekleştirilen her türlü cerrahi prosedürdür. Minimal invaziv cerrahi yöntemlerinin sınırlamalarını ortadan kaldırmak ve açık cerrahi yapan cerrahların becerilerini ileri bir düzeye taşımak amacıyla tasarlanmıştır.

Robotik destekli minimal invaziv cerrahide, cerrah aletleri doğrudan hareket ettirmek yerine, diseksiyon, hemostaz ve rezeksiyon işlemlerini gerçekleştirmek için iki farklı yöntemden birini tercih eder. Cerrah, bu işlemleri ya doğrudan telemanipülatör kullanarak ya da bilgisayar kontrollü bir sistem aracılığıyla gerçekleştirir.

Tarihi

Farklı boyutlarda ve minyatür ölçeklerdeki kameraları ve manipülatörleri kontrol etmek için standart el kavramalarını kullanma fikri, Robet Heinlein'ın Ağustos 1942'de yayımlanan Waldo adlı öyküsünde ele alınmıştır. Hikayede, beyin cerrahisinden de bahsedilmektedir. Cerrahi süreçlerde yardımcı olan ilk robot, 1983 yılında Vancouver'da geliştirilen ve kullanılan Arthrobot olmuştur. [1][2][3] Bu robot, sesli komutlarla hastanın bacağını hareket ettirme ve doğru şekilde konumlandırma yeteğine sahipti. Biyomedikal mühendisi James McEwen, UBC mühendislik fiziği mezunu Geof Auchinleck ve Dr. Brian Day, bir grup mühendislik öğrencisiyle birlikte bu projede birlikte çalıştılar. Geliştirilen robot, 12 Mart 1983 tarihinde Vancouver'daki UBC Hastanesi'nde bir ortopedik cerrahi işlem sırasında başarıyla kullanıldı. Bir sonraki büyük gelişme, 1985 yılında bir robotik kol olan PUMA 560 kullanılarak gerçekleştirilen, BT (Bilgisayarlı Tomografi) rehberliğinde yapılan ilk beyin biyopsisiydi. Bu, robotik cerrahinin nörolojik alanda uygulanmasında önemli bir adım olarak kabul edilir. [4] Robotik cerrahi, teknolojik ilerlemelerle birlikte önemli adımlar atarak gelişti. PROBOT ( ilk prostat cerrahisi robotu), ROBODOC (ilk kalça protezi cerrahisi robotu) ve da Vinci robotunun öncülü olan ZEUS bu alanda çığır açan sistemler arasında yer aldı. Bu cihazlar, cerrahi uygulamalarda robotların etkinliğini arttırarak modern robotik cerrahinin temelini oluşturdu. [4] ilk 12 ay içinde, Arthrobot ile 60'tan fazla artroskobik cerrahi prosedürü başarıyla gerçekleştirildi. 1985 yılında, National Geographic'in endüstriyel robotlar hakkında hazırladığı The Robotics Revolution adlı videosunda bu cihaz da yer aldı. Aynı dönemde geliştirilen diğer robotik cihazlar arasında, sesli komutlarla cerrahi aletleri sunan bir cerrahi asistan hemşire robotu ve bir tıbbi laboratuvar robotik kolu bulunuyordu. Bu cihazlar, ameliyat süreçlerini daha verimli ve hassas hale getirmek amacıyla tasarlanmıştı. Bu teknolojilerin bir kısmını çalışırken görmek için "Arthrobot-the world's first surgery robot" adlı Youtube videosu yayınlandı.[5]

ZEUS, 1997 yılında ABD'nin Ohio eyaletine bağlı Cleveland'da, son teknoloji robotik cerrahi kullanılarak fallop tüplerini yeniden bağlama operasyonunda kullanıldı. Bu, jinekolojik cerrahiyi gerçekleştiren ilk cerrahi robot olarak tarihe geçti. 20 yüzyılın sonlarında doğru robotik cerrahi, kalp baypasları ve diğer torasik cerrahiler gibi daha karmaşık işlemlerde kullanılmaya başlandı. Bu gelişmeler, robotik teknolojinin farklı cerrahi disiplinlerde yaygınlaşmasını sağladı ve modern cerrahinin seyrini değiştirdi.

21 yüzyılın başlarında, ilk başarılı telerobotik cerrahi prosedür olan kolesistektomi (safra kesesi alınması), ZEUS robotu kullanılarak gerçekleştirildi. Bu devrim niteliğindeki ameliyat, New York'ta bulunan bir cerrah tarafından, Fransa'daki bir hastaya telerobotik sistemler aracılığıyla yapıldı. Bu operasyon, cerrahi teknolojinin sınırlarını zorlayan ve coğrafi mesafelerin cerrahi müdahaleler için engel olmaktan çıktığını gösteren bir dönem noktası oldu. [6]

Telerobotik cerrahi fikri, başlangıçta Pentagon'a, savaş alanında yaralı askerleri tedavi etmek için güvenli bir seçenek olarak sunuldu. Bu sistem, cerrahi personelin tehlikeli bölgelerde fiziksel olarak bulunmasına gerek kalmadan, uzaktan müdahale yapmasını mümkün kılmayı hedefliyordu. Projeye, askeri tıp altyapısını geliştirmek amacıyla Mobil İleri Cerrahi Hastanesi (MASH) adı verildi. Her ne kadar bu sistem o dönem için pratik olarak uygulanmamış olsa da, MASH sistemi, hastane ortamında ve günlük klinik uygulamalarda telerobotik cerrahiye olan ilginin ve araştırmaların artmasına önemli bir ivme kazandırdı. Bu yaklaşım, gelecekte robotik cerrahinin klinik uygulamalarında devrim niteliğinde yeniliklere kapı araladı.[4]

ZEUS robotunu geliştiren şirket, daha sonra Intuitive Surgical, Inc. tarafından satın alındı. Bu satın alma, robotik cerrahi teknlojisinin daha da geliştirilmesi için önemli bir adım oldu. Şirket, yıllarca süren araştırma ve geliştirme çalışmalarının ardından da Vinci cerrahi robotunu piyasaya sürdü. Bu sistem, robotik cerrahiyi tıp dünyasında ileri bir seviyeye taşıdı.

2003 yılında , ZEUS robotu, kalp cerrahisinde önemli bir başarıya imza attı. Robot, 19 hastada sol iç meme arterlerini başarıyla çıkardı. Bu işlemler, tüm hastalarda oldukça başarılı klinik sonuçlarla tamamlandı. Bu başarı, ZEUS'un kalp cerrahisi alanındaki etkisini ve robotik cerrahinin karmaşık prosedürlerde güvenilirliğini kanıtladı. [7]

2005 yılında, ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), da Vinci robotik sisteminin jinekolojik cerrahide kullanımını onayladı. Bu onay, robotik cerrahinin kadın hastalıkları cerrahisindeki uygulamalarını yaygınlaştırdı.

2009 yılında, da Vinci robotik cerrahi sisteminin jinekolojik onkoloji alanındaki kullanımını inceleyen büyük bir çok kurumlu çalışma yayımlandı. Bu çalışma, cihazın etkisini değerlendirmenin yanı sıra, mevcut ve yeni kullanıcılar için öğrenme eğrilerini de analiz etti. Sonuçlar, sistemin cerrahi becerilerin geliştirilmesi ve uygulanmasında önemli bir araç olduğunu gösterdi. Bu araştırma, robotik cerrahinin eğitim ve uygulama süreçlerinde bir standart oluşturulmasına katkı sağladı.

Intuitive Surgical, Inc. tarafından yayınlanan bir rapora göre, 2007-2013 yılları arasında robotik cerrahi sistemlerinin kullanımı önemli ölçüde arttı. ABD'de robotik cerrahi sistemlerinin sayısı, 800'den 2001'e çıkarak iki katından fazla arttı. Avrupa'da ise bu sayı, 200'den 443'e yükseldi. Bu artış, robotik cerrahi teknolojilerinin dünya çapında kabul görmeye ve yaygınlaşmaya devam ettiğini gösterdi. Aynı rapor, 2013 yılına kadar dünya genelinde 1.5 milyon robotik cerrahi prosedürünün başarıyla gerçekleştirildiğini belirtmiştir. [4]

Da Vinci'nin temelini oluşturan orijinal telecerrahi robot sistemi, DARPA (Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı) ve NASA'dan alınan hibe desteğiyle, Menlo Park'taki Stanford Araştırma Enstitüsü Uluslararası (SRI International) tarafından geliştirildi. Bu projede, robotik cerrahinin hem tıbbi hem de uzay araştırmaları gibi farklı alanlarda uygulanabilirliğini incelemek amacıyla ileri teknoloji çalışmaları yürütüldü. Bu sistem, da Vinci robotunun gelişimine öncülük ederek modern robotik cerrahinin temel taşlarından biri haline geldi. [8]

ABD Askeri Cerrahlar Derneği'ne, robotik cerrahinin potansiyelini göstermek amacıyla açık bir bağırsak anastomozu demonstrastonu yapıldı. Bu sunum, robotik cerrahinin hassasiyet, etkinlik ve askeri tıbbi müdahalelerdeki uygulanabilirliğini vurgulamak için düzenlendi. [9]

Telecerrahi robotu, başlangıçta savaş alanında uzaktan cerrahi müdahaleler gerçekleştirerek can kayıplarını azaltmak ve diğer zorlu veya uzak ortamlar için kullanılmak üzere tasarlanmıştı. Ancak zamanla, bu teknolojinin minimal invaziv yerinde cerrahi için daha faydalı olduğu anlaşıldı. [10]

İlk telecerrahi robot prototipinin patentleri, Kaliforniya, Mountain View'deki Intuitive Surgical şirketine satıldı. Bu patentler, günümüzde robotik cerrahinin en ileri sistemlerinden biri olan da Vinci robotunun temelini oluşturdu. Da vinci, 2000 yılında genel laparoskopik prosedürler için FDA'dan onay aldı. Böylece, ABD' de operatif cerrahi için onaylanmış ilk robot oldu ve modern cerrahi uygulamalarında önemli bir kilometre taşı haline geldi. [11]

Kaynakça

  1. ^ Mohammad, Shadab (Ocak 2013). "Robotic surgery". Journal of Oral Biology and Craniofacial Research (İngilizce). 3 (1): 2. doi:10.1016/j.jobcr.2013.03.002. ISSN 2212-4268. 
  2. ^ "world's first surgical robot in B.C" (PDF). 12 Kasım 1985. Erişim tarihi: 2 Ocak 2025. 
  3. ^ Lauterbach, Roy; Matanes, Emad; Lowenstein, Lior (28 Nisan 2017). "Review of Robotic Surgery in Gynecology—The Future Is Here". Rambam Maimonides Medical Journal (İngilizce). 8 (2): e0019. doi:10.5041/RMMJ.10296. ISSN 2076-9172. 
  4. ^ a b c d "Jinekolojide Robotik Cerrahinin İncelenmesi—Gelecek Burada". 28 Nisan 2017. Erişim tarihi: 2 Ocak 2025. 
  5. ^ Brian Day (8 Ocak 2014), Arthrobot - the world's first surgical robot, erişim tarihi: 2 Ocak 2025 
  6. ^ "Transatlantic robot-assisted telesurgery". 27 Eylül 2001. Erişim tarihi: 2 Ocak 2025. 
  7. ^ "Closed-chest coronary artery bypass grafting on the beating heart with the use of a computer-enhanced surgical robotic system". 1 Ekim 2000. Erişim tarihi: 2 Ocak 2025. 
  8. ^ SRI International (İngilizce), 28 Aralık 2024, erişim tarihi: 2 Ocak 2025 
  9. ^ "Surgical Robotics: The Early Chronicles". 16 Şubat 2002. Erişim tarihi: 2 Ocak 2025. 
  10. ^ "Outpatient Robotic surgery: Considerations for the Anesthesiologist". 2 Kasım 2022. Erişim tarihi: 2 Ocak 2025. 
  11. ^ "Robotic laparoscopic surgery: a comparison of the da Vinci and Zeus systems". 1 Aralık 2001. Erişim tarihi: 2 Ocak 2025.