Prototip kuramı, bilişsel bilimde, özellikle psikoloji ve bilişsel dilbilim alanlarında kullanılan, bir kavramın bir kategoriye üyeliğini farkı derecelerde değerlendiren bir kategorileme kuramdır. Bu kurama göre, verili bir dilde kullanılan bir kavram için gerçek dünyada onu en tipik şekilde temsil eden bir örnek vardır. Örneğin, "kuş" denince akla "güvercin" gelebilmesi gibi.
1971 yılında psikolog Eleanor Rosch'un çalışmasıyla ortaya çıkmış ve geleneksel Aristotelesçi kategorilerden ayrılması nedeniyle kategorizasyon teorisinde "Kopernik devrimi" olarak tanımlanmıştır. Dilbilimci Eugenio Coseriu ve yapısal anlambilim paradigmasının diğer savunucuları gibi geleneksel kategoriler teorisini hâlâ destekleyenler tarafından eleştirilmiştir. Bu prototip teorisinde, herhangi bir dildeki herhangi bir kavram, bu kavramı en iyi şekilde temsil eden gerçek dünya örneğine sahiptir. Örneğin: mobilya konseptine bir örnek vermeniz istendiğinde, örneğin bir gardıroptan çok bir kanepeden bahsedilir. Prototip teorisi, fonolojik yapıdan anlambilime haritalamanın bir parçası olarak dilbilimde de uygulanmıştır.
Rosch, prototip teorisini formüle ederken, kısmen önceki kavrayışlardan, özellikle de Wittgenstein (1953) tarafından aile benzerliğine (family resemblance) dayalı bir kategori modelinin formülasyonundan ve Roger Brown'ın How shall a thing be called? (1958) eseri gibi önceki kavrayışlardan yararlanmıştır.
Genel bakış ve terminoloji
Prototip terimi, psikolog Eleanor Rosch'un "Natural Categories" adlı çalışmasında tanımlandığı şekliyle, başlangıçta, bir kategorinin oluşumunda o kategoriyle ilişkilendirilebilecek ilk uyarıcı olması nedeniyle belirgin bir konuma sahip olan bir uyarıcı olarak tanımlamıştır. Rosch daha sonra bu kavramı bir kategorinin en merkezi üyesi olarak tanımladı. Rosch ve diğerleri, kavramları gerekli ve yeterli koşullarla tanımlayan klasik kavramlar teorisine bir yanıt ve ondan radikal bir ayrılma olarak prototip teorisini geliştirdiler. Gerekli koşullar, bir kavramın her örneğinin sahip olması gereken özellikler kümesini ifade eder ve yeterli koşullar, başka hiçbir varlığın sahip olmadığı koşullardır. Prototip kuramı, kavramları özelliklere göre tanımlamak yerine, kategorileri ya o kategorinin belirli bir yapısına göre ya da kategori içindeki prototip bir üyeyi temsil eden bir dizi varlığa göre tanımlar. Bir kategorinin prototipi, en sık o sınıfla ilişkilendirilen bir sınıfın nesnesi veya üyesi tarafından basit terimlerle anlaşılabilir. Prototip, sınıfın merkezidir ve diğer tüm üyeler, kategorilerin derecelendirilmesine yol açan prototipten aşamalı olarak uzaklaşır. Sınıfın her üyesi, insan bilişinde eşit derecede merkezi değildir. Yukarıdaki mobilya örneğinde olduğu gibi, kanepe gardıroptan daha merkezidir. Klasik görüşün aksine, prototipler ve derecelendirmeler, kategori üyeliğinin ya hep ya hiç yaklaşımı olarak değil, daha çok birbiriyle örtüşen birbirine kenetlenmiş kategorilerden oluşan bir ağ olarak anlaşılmasına yol açar.
Bilişsel dilbilimde, dilsel kategorilerin de tıpkı bir dildeki ortak kelimelerin kategorileri gibi bir prototip yapıya sahip olduğu iddia edilmiştir.