Bölgenin büyük bölümü Toros Dağlarının kuzey-güney doğrultusunda sıralanmış yalçın kireçtaşı tepeleri üstünde yer alırdı. Bu dağlar, yöreye egemen olmak isteyenlere karşı sürekli direnen, yasa tanımaz bir halkın sığınağı idi. MÖ 1. yüzyılda bu halk küçük kabileler ya da köy grupları biçiminde örgütlenmişti. Eski Frigya'nın kendine özgü teokratik yönetimi, anlaşıldığı kadarıyla Pisidya'da da uygulanıyordu. Ülkede geniş topraklara sahip olan ve köle çalıştıran tapınaklar vardı.
Kral Amintas ölünce (MÖ 25) Pisidya'nın büyük bölümü Roma eyaleti Galatya'ya bağlandı.Vespasianus döneminde ise, Likya ve Pamfilya ile birleştirildi (MS 74). Roma uygarlığının yöreyi etkilemesi önceleri çok yavaş olduysa da, kentleşme 2. yüzyılda hızlandı. Diocletianus'un düzenlemesiyle (297) Pisidya (Dioecesis Asiana) adlı yönetsel bölüme katıldı. Daha sonra Bizanslılar yöreyi Thrakesion ve Anatolikonthema'ları (yerel yönetim birimi) arasında böldüler.