Gösterime girdiği ilk üç günde 703.330 kişi tarafından seyredilerek[3] açılış yapan New York'ta Beş Minare, "En iyi açılış gişeleri" sıralamasında da 7. oldu.[4] Filmin adı, "Bitlis'te Beş Minare" türküsünden gelmektedir.[5]
Konusu
Kırmızı bültenle aranan ve adı fenomene dönüşmüş dinci bir örgütün lideri Deccal kod adlı bir suçlunun ABD'de yakalandığı bilgisi gelir. Onu teslim almak için başarılı iki polis New York'a gider. Bundan sonrası kolay görünür. Ama hiçbir şey görüldüğü gibi değildir. İstanbul, New York, Bitlis üçgeninde geçen hikâye, yakın dönemin Türkiye'sini sorgularken, 11 Eylül saldırıları sonrası ABD ve dünyanın İslam'a karşı gelişen paranoyasının altını çiziyor.
New York'ta Beş Minare filminin projesi, çekimleri başlamadan 11 yıl önce vardı.[6] Mahsun Kırmızıgül, birlikte çalışmak istediği pop müzik şarkıcısı Mustafa Sandal'a projeyi ilk kez 1997'de anlattı ve ikili, bu projeyi Abdullah Oğuz'a götürdü. Oğuz, projenin üzerinde bir süre çalıştı, sonra olmadı. O arada Sinan Çetin'in devreye girmesiyle Mahsun Kırmızıgül projeyi Sinan Çetin'e anlattı. Çetin'in hikâyeyi beğenmesiyle yanında çalışan Galip Tekin'e senaryolaştırması için Kırmızıgül'den hikâyeyi anlatmasını istedi ve plan plan diyalogları ile Kırmızıgül'ün hikâyeyi anlatmasıyla yazılan senaryo komedisenaryosuna dönüştü.[6] Mahsun Kırmızıgül, iki sinema filmi (Beyaz Melek ve Güneşi Gördüm) çektikten sonra tekrar New York'ta Beş Minare filminin projesine geri döndü fakat Galip Tekin'in yazmış olduğu senaryoyu noterden Plato Film'in üstüne onaylatmıştı ve hikâyesini geri almak için Plato Film'in Galip Tekin'e harcadığı paraları ödedi ve hikâyesinin ana iskeletine bağlı kalarak tüm senaryoyu yeniden yazdı. Yazılan yeni senaryoda komedi unsuru yoktu. Ayrıca Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu yazdığı bir yazısında filme adını Sinan Çetin'in verdiğini belirtti.[7]Vatan gazetesinde yer alan bir röportajda ise filmin senaryosunun Galip Tekin ve Müjdan Kayserili tarafından yazıldığı ve senaryonun daha sonradan Kırmızıgül tarafından Sinan Çetin'den 65 bin dolara satın alındığı iddia edildi.[8] Filmin galasında Çetin verdiği demeçte "Bu filmi ilk ben yapacaktım ama araya başka işler girdi, olmadı. Şimdi Mahsun yaptı iş bitmiştir. Senaryo olayıyla ilgilenmiyorum. Film yönetmenindir, gerisi teferruattır. Bir filmi yönetmen yapar. Film yönetmenindir" dedi.[9]
Çekimler
Filmin çekimleri Mayıs 2010'da başladı. New York, İstanbul ve Bitlis'te geçen filmin Bitlis çekimleri Temmuz 2010'da Zeydan Mahallesi'nde yapıldı.[10][11] Filmin çekimlerinde Anamorfic lensler kullanıldı, böylece Türk sinemasında ilk kez Anamorfic lensler kullanılmış oldu.
Müzik
New York'ta Beş Minare'de 140 kişilik müzisyenden oluşan The City Of Prague Film Harmonic-Prag Senfoni Orkestrası ve Prague Opera Korosu ile çalışıldı.[12] Filmin müzikleri, Mahsun Kırmızıgül, Yıldıray Gürgen ve Tevfik Akbaşlı tarafından yapıldı.