Kentsel bozulma (aynı zamanda kentsel çürüme ve kentsel yanıklık olarak da bilinir), daha önce işleyen bir kentin veya kentin bir kısmının itibarsızlık ve aldatma haline geldiği sosyolojik süreçtir. Endüstrileşme, nüfus azalması veya şehirsizleştirme, ekonomik yeniden yapılandırma, terk edilmiş binalar ve altyapı, yüksek yerel işsizlik, artan yoksulluk, parçalanmış aileler, düşük genel yaşam standartları ve yaşam kalitesi, siyasi yoksunluk, suç, yüksek kirlilik seviyeleri ve ıssız bir şehir manzarası gösterebilir. 1970'lerden ve 1980'lerden bu yana kentsel bozulma, özellikle Kuzey Amerika ve Avrupa'nın bazı bölgelerinde (çoğunlukla İngiltere ve Fransa) Batı şehirleriyle ilişkilendirilmiştir. O zamandan beri, küresel ekonomilerdeki, ulaştırmadaki ve hükûmet politikasındaki önemli yapısal değişiklikler ekonomik ve sonra da kentsel bozulmalarla sonuçlanan sosyal koşulları yarattı.[1]