Kavuklu, geleneksel Türk gösteri sanatlarından Orta oyunu'na ait ana karakterlerdendir.
Doğal, sözünü esirgemeyen, halktan insanlara yakın, bilgisiz bir tiptir. Oyunun ilerleyişinde her entrikanın içinde yer alma, bilip de bilmezliğe, görüp de görmemezliğe, anlayıp da anlamazlığa gelerek ya da ters anlayarak oyunun gelişmesini sağlama gibi roller üstlenir.[1] Kırmızı kavuk ve cübbe ile meydana çıkar.
Orta oyununda içindeki bulunulan dönem ve dönemin genel yapısına ilişkin eleştiriler Kavuklu'nun rahat konuşması ile aktarıldığından, Kavuklu bir simge olarak toplumsal eleştirinin temsilcisi haline gelmiş bir karakterdir.[1] Bir gölge oyunu olan Karagöz ve Hacivat ile benzerlik taşıyan Ortaoyunu'nda Kavuklu baş komik olarak bilinir; Kavuklu'yu tamamlayan diğer ana karakter ise Karagöz ve Hacivat oyunundaki Hacivat karakterinin karşılığı olan Pişekar (Efendi)'dır.
Kavuklu'nun halkı bilinçlendirme, güldürürken düşündürme, olanı olduğu gibi aktarma özellikleri zamanla tek bir simgeye indirilmiş ve "Kavuk", eleştirel tiyatronun simgesi haline gelmiştir.[1]
Geçmişi
Orta oyununun geçmişi hakkında farklı fikirler bulunsa da Kavuklu tipinin bu oyuna 19. yüzyılın ikinci yarısında dâhil olduğu görüşü yaygındır.[1] İlk zamanlarda Pişekâr etrafında dönen bir oyun iken zamanla zıt kutuplardan oluşan bir güldürü halini alan orta oyununda daha önce bazı yönleriyle Kavuklu'ya benzeyen "Nekre" ve "Tiryaki" denen ancak çok önemli olmayan yan roller olduğu aktarılmıştır.
Kavuklu'nun ilk şeklini Aktar Şükrü Efendi bulmuş; şimdiki şeklini Kör Mehmet Efendi vermiştir.[1] Kavuklu'nın kendine has görünümündeki detaylar; başına kulağa kadar geçen urfî destarlı dilimsiz bir kavuk; sırtında yenleri bol, uçlarından beldeki enli kuşağa bağlı, kırmızı bir biniş, bacaklarında yarım şalvar veya çakşır, ayağında çedik pabuç olmasıdır.
Modern televizyon/sinema filmleri ya da televizyon dizilerinde Kavuklu tipi, Kavuklu adıyla olmasa da görünüşte aptal fakat gerçekte “hâkim” uşak tipi gibi karakterle yaşamaya devam eder.[1]
Orta oyunun işleyişi
Pişekâr Havası
Ortaoyununda zurnacının Pişekar havasını çalmasıyla oyun alanına ilk olarak Pişekar çıkar; dört yanı selamlar. İzleyici ve zurnacı ile söyleşiye girer. İzleyiciye eğlence vadederken hoşça vakit geçirmelerini diler.[2]
Kavuklu Havası
Zurnanın Kavuklu havası çalmasıyla Kavuklu ve Kavuklu arkası gelir. Bu iki oyun kişisi arasındaki çok kısa süren konuşmadan sonra araya Pişekâr girer ve diğer ikisi kuşkuyla tepki gösterirler. Çoğunlukla bu tepki Kavuklu ve Kavuklu arkasının birbirleri üstüne düşmesidir.[3]
Arzbar
Düşme kalkmadan sonra Pişekâr ve Kavuklu arasındaki söyleşme ya da tekerleme bölümü başlar. Bu bölümde Pişekar ve Kavuklu oyunculuk sanatının doğaçlama yanını yergiler. Arzbar denilen bu bölümden sonra tekerlemeye geçilir.
Tekerleme
Tekerleme bölümü gerçek üstü öykücülüğün örnekleriyle doludur; bu garip öyküler her zaman Kavuklu'nun başından geçer. Pişekar, Kavuklu'nun anlattığı gerçek dışı olaya inanır; bölümün sonunda Kavuklu gerçeği açıklar. Pişekâr'ın pastavını, Kavuklu'nun kavuğuna vurmasıyla tekerleme sona erer; Fasıl bölümüne geçilir.
Fasıl
Fasıl bölümünde çoğunlukla Kavuklu iş aramaktadır; Pişekar ona iş bulur. Oyunu bitiren yine Pişekar olur. Seyircilerden özür diler, gelecek oyunun adını ve yerini duyurur.[2]