Görünmezlik pelerini, çeşitli bilimkurgu eserlerinde ve filmlerinde karşılaşılan futuristik bir tema ve günümüzde bilimadamları tarafından üzerinde çalışılan gerçek bir konudur.
Kurguda görünmezlik pelerini
Görünmezlik pelerinleri folklorde görece seyrektir; ‘’Oniki dans eden prenses’’ gibi bazı masallarda geçseler de, daha yaygın olan tipi görünmezlik ‘’şapkası’'dır.[1]Görünmezlik şapkası Yunan mitolojisinde yer almaktadır: Plüton’nun giyeni görünmez yapan bir kask veya şapkaya sahip olduğu söylenmektedir.[2]Perseus mitinin bazı versiyonlarında, Perseus bu şapkayı tanrıça Athena’dan ödünç alır ve uyuyan Medusa’yı öldürmek için yanına gizlice yaklaşmakta kullanır.Benzer bir kask, Tarnhelm, Norveç mitolojisinde vardır. Galler mitolojisinin önemli düzyazılarından biri olan Mabinogi’nin ikinci bölümünde, Caswallawn(tarihi Cassivellaunus) Caradog ap Bran’ı, bir görünmezlik pelerini giyerek öldürür ve diğer resileri Büyük Britanya’nın yönetimine bırakır.[3]
Çok yakın geçmişte, bir görünmezlik pelerini Harry Potter serilerinde kullanılmıştır.Ayrıca Edgar Rice Burroughs 1931 tarihli romanında A Fighting Man of Mars aynı fikri kullanmıştır. Erik the Viking filmindeki bir sahnede baş karakter, sadece pelerinin sahibi olan prensesin ahmak babasının üzerinde işe yaradığını fark etmeden, ödünç aldığı pelerinle daha çok komik bir betimleme yapar.Düşmanları bu tuhaf davranışı ve sahte görünmezlik iddiaları karşısında o kadar şaşırmışlardı ki onunla savaşamayacak kadar sersemlemişlerdi, böylece kolayca yenildiler
Star Wars’da, Star Trek’de ve ayrıca Stargate’de görünen gizlenme aygıtı, bilimkurgusal formda benzer bir kavramı temsil etmektedirler. Bilimkurguda, görünmezlik kavramı bilim fantezi formunda, doğal bilimlere dayanan formlarında göründüğünden daha çok görünmektedir.[4] Ayrıca Zehra Tapunç'un Nano Cezmi kitabında da buna benzer bir görünmezlik ceketinden bahsedilmiştir.
Bilimde görünmezlik pelerinleri
19 Ekim 2006’da İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nden bilim adamlarının ortak çalışmalarıyla, bakır bir silindiri mikrodalgalar tarafından tespit edilmekten koruyan bir pelerin üretilmiştir.Pelerin metamalzemelerden yapılmıştır.Tasarımcılarının düzeltmeye çalıştığı küçük bir gölge oluştururlar.
Alet sadece iki boyutta ve mikrodalga altında çalışır ve cisimler hala çıplak gözle görülebilmektedir.[5][6]
İlk “görünmezlik pelerini” çalışmasının yapıldığı Duke Üniversitesi'nde elektrik ve bilgisayar mühendisliği profesörü olan David R. Smith şunu söylemiştir:[7]
“
Herkesin düşündüğü, Harry Potter’ın pelerini veya Star Trek’in görünmezlik aygıtı ile yaptığı, görünmezliği elde edebileceğimiz henüz kesin değil.Gerçekten bir cismi gözden kaybedebilmek için, pelerinin, ışığı oluşturan tüm dalgaboyları veya renklerle eşzamanlı etkileşimde bulunması gerekmektedir.
„
Bununla birlikte, bir grup Amerikalı bilim insanı tarafında yapılan yeni çalışmalar pelerinin Harry Potter'daki görünmezlik pelerinine çok benzer olacağını, fakat hücreler etraflarındaki ışığı bükeceklerinden gölge oluşmayacağını söylemektedir[kaynak belirtilmeli].Tasarım, saç fırçası şeklinde bir koninin üzerine ışığı pelerinin etrafından geçmeye zorlamak için belirli açı ve uzunluklarda yerleştirilen küçük metal iğneler gerektirmektedir.Bu da koninin içindeki her şeyin kaybolmasını sağlar, çünkü ışık artık üzerlerinden yansımamaktadır.Purdue'da elektrik ve bilgisayar mühendisi olan baş araştırmacı profesör Vladimir Shalaev "Bu oldukça kurgusal görünüyor, farkındayım, fakat fiziğin yasalarıyla tamamen örtüşüyor," demiş ve eklemiş "İdeal olarak, eğer onu yaparsak kesinlikle Harry Potter’ın görünmezlik pelerini gibi olacaktır. Ağır olmayacak çünkü üzerinde çok az miktarda metal olacaktır.”
NanoLetters dergisinin 15 Haziran 2011 tarihli sayısında yer alan California Üniversitesi araştırmacıları tarafından geliştirilen Quasi Konformal Haritalama tekniği ile nanoölçek boyutlarında bir obje görülebilir spektrumda görünmezlik pelerini ile gizlenebildi. Daha önce radyo dalgaları ve mikro dalgaları için görünmezlik pelerini kullanılabilirken insan gözünün görebildiği aralıklarda objeleri saklayamıyordu. Bu çalışma bu açıdan önemli oldu.[8]