Cennet Gibi, başrollerinde Oscarlı oyuncu Reese Witherspoon ve Mark Ruffalo'nun oynadığı romantik komedi dalında olan film. Orijinal adı Just Like Heaven'dır. 2005 yılında çekilen film, aynı yıl 16 Eylül'de ABD ve Kanada'da vizyona girdi. Filmin Türkiye'ye gelmesi 25 Kasım 2005'i buldu. Hikayesini, Fransız yazar Marc Levy'nin If Only It Were True adlı eserinden almaktadır. Aynı hikâyeye sahip Bollywood yapımı başka bir film de vardır.[2] Film, kısa süre önce trafik kazası geçiren bir kızla ile onun dairesine taşınan bir adamın yaşadıklarını konu almaktadır.
Yapım
Filmi Hayalet Sevgilim (Ghosts of Girlfriends Past) ve Çılgın Cuma (Freaky Friday) gibi filmleri yöneten Mark Waters yönetmiştir.[3] Dağıtımcılığını Dreamworks Pictures üstlenirken, senaryoyu Peter Tolan ve Leslie Dixon yazmıştır.
İçerik
San Francisco'da kadrolu doktor olmaya hak kazandığını öğrenen Elizabeth Masterson (Reese Witherspoon), ablası Abby'nin (Dina Spybey) bir arkadaşı aracılığıyla birisi ile tanışmaya ablasının evine giderken trafik kazası geçirir. Bir zaman sonra, eşi ölmüş olan peyzaj mimarı David Abbot (Mark Ruffalo) bir ev kiralar. Ama bir zaman sonra bir kadın ortaya çıkar ve David'e aslında tuttuğu evin kendi evi olduğunu söyler. Bu olay sık sık tekrarlanır. Ama kadın, kendi ismi de dahil olmak üzere hiçbir şey hatırlamamaktadır. Kadın, cisimlerin içinden geçebildiği için ikili en sonunda kadının öldüğüne karar verir. Kadının, kendi tuttuğu evde sık sık ortaya çıkması artık David'i bunalttığından onu oradan çıkarmak için bir takım yollara başvurur. Bir keresinde de ruhlarla ilgili kitaplar satan satıcı Darrly'i (Jon Heder) eve çağırır. Bu yollar işe yaramaz. O kadını David'den başkası görememektedir. Bu durum ikisini de şaşırtır. Çünkü ortada David'in onu görmesi için hiçbir neden yoktur.
Bir gün lokantadaki bir müşterinin fenalaşması üzerine kadın David'e adama ne gibi bir tedavi gerektiğini söyler. Burada kadın kendisinin yaşıyorken bir doktor olduğunu keşfeder. Lokantaya en yakın hastanede yani St. Matthews Hastanesi'nde araştırma yapan David, bu kadının 3 ay önce trafik kazası geçiren ve şu anda komada olan Elizabeth Masterson olduğunu anlar. Elizabeth, komada olan bedeninin yanında kalmaya karar verir. David'in komada bulunan bedenine dokunduğunda bunu hissedebilen Elizabeth aynı şeyi diğer insanlarda hissedemez. Buradan Elizabeth ile David arasında bir bağ bulunduğu kesinleşir. Fakat Elizabeth, bedeninin bağlı olduğu makinanın fişinin çekilmesi için ablasına verilen belgeyi görünce onu tek gören ve onunla konuşan tek kişinin yani David'in yanına tekrar gelir. Ona durumu anlatır ve Abby'i ikna etmeye giderler. David, kardeşinin hayalet şeklinde yanında bulunduğunu Elizabeth'in ablasına açıklayınca Abby ona inanmaz. Bunun üzerine David, Elizabeth'in bedenini psikiyatrist arkadaşı Jack (Donal Logue) ile hastaneden kaçırmak için Elizabeth'in bedeninin bulunduğu odaya girince Jack Elizabeth'i tanır. Jack'in Abby ile beraber, Elizabeth ile David'nin tanışmaları için konuştukları ortaya çıkar. Hastaneden çıkartırlarken yakalanırlar. Aletlerden uzun süre uzak kalan Elizabeth'in bedeni ölmek üzeredir. Elizabeth'in hayaleti de yok olmaya başlamıştır. David onu öper ve Elizabeth'in bedeni ile hayaleti birleşir. Ama Elizabeth kendine geldiğinde David'i hiçbir şekilde hatırlayamamaktadır.
Elizabeth iyileştiğinde evine döner ve terasına çıkar. Burada her tarafının çiçeklerle bezenmiş olduğunu gören ve her zaman böyle bir terası düşleyen Elizabeth çok mutlu olmuştur. Bunu da birkaç gün önce düşlerini söylediği David yapmıştır. David, evin anahtarını Elizabeth'e verdiğinde artık Elizabeth her şeyi hatırlayabilmektedir.
Görüşler
Film eleştirmenleri Chicago Sun Times'tan Roger Ebert[4] ve Richard Roeper[5] filmi beğenmişlerdir.
Sirius Satellite Radio'dan JP Sarni film için "Yılın en iyi romantik komedilerinden biri." demiştir.[6]
Ama tüm bu olumlu eleştirilere rağmen filme 2006 yılında Fransa'da Gérard du Cinema Akademisi tarafından 'En Kötü Yabancı Film' ödülü verilmiştir.[2]
Kaynakça
Dış bağlantılar