Birikinti ovası

Nil Deltası

Birikinti ovası, genel olarak alüvyon materyalin birikmesiyle oluşur. Temel oluşturucu süreç akarsu aşındırması erozyon ve akarsu biriktirme süreçleridir. Ancak dalgalar ve buzulların aşındırma, biriktirme süreçleriylede oluşabilir. Örneğin: Kuzey Almanya ovası buzulların yığdırdığı lösler ile kaplı polderler ve geest adı verilen alçak platoda hafifçe engebelendirilmiş tekdüze büyük bir ovadır. Ülkenin hemen hemen en verimli toprakları bu bölgededir.

Çeşitleri

Delta ovası, Çöküntü ovası, Taşkın ovası, Dağ içi ovası

Delta ovası

Akarsular tarafından taşınan alüvyonların; kil kum çakılları deniz veya göl kenarında biriktirmesiyle oluşmuş ovalara delta ovası denir. Bu ovalar bir delta harfine yani hemen hemen bir üçgene benzer. Ancak şüphesiz bir kural değildir, girintili- çıkıntılı olabilirler. Delta ovaları deltası sürekli denize doğru büyüyen ovalar durumunda olurlar. Örneğin; Po ovası her yıl yaklaşık 70-80 ha Adriyatik Denizi'ne doğru, Mezopotamya ovaları 50-60 ha Basra Körfezi'ne doğru ve Nil deltası ovası ise Akdeniz'e doğru 40-50 ha kadar büyümekte olan ovalardır. Delta ovaları akarsuyun taşıma gücünün iyice azaldığı akarsu ağız kesimlerine doğru düşük eğim gösteren alanlarda oluşur. Akarsu akış doğrultusunun tersi yönde giderek eğim artar ve akarsuyun taşıma gücü de artar. Bu kesimlerde daha çok malzemeden oluşmuş birikinti konileri oluşmuştur. Bunların birbirine eklendiği ova düzlüğüne yakın alanlarda ise birikinti yelpazeleri oluşmuştur. Delta oluşumunu hazırlayan başlıca jeomorfolojik faktörler, şunlardır: 1. Akarsular tarafından, yeterince lığ (kil, kum, toprak, çamur vs) taşınması gerekir. 2. Kıyı açıklarının sığ (-200m. Ve daha az)olması gerekir. 3. Delta oluşum kıyılarında, güçlü gel-git hareketleri cereyan etmemelidir. 4. Kıyılar boyunca, güçlü akıntılar olmamalıdır.

Çöküntü ovaları

Bunlara, tektonik ovaları veya çöküntü hendeği (graben) ovaları da denir. Depresyonların tabanlarında ya da havzaların tabanlarında oluşmuş ovalardır. Örneğin, Erzurum ovası (825 km-kare), Erzincan ovası (560 km-kare), Muş ovası (1500 km-kare)... Gibi). Dağ eteği ovaları: dağların eteklerinde yer alan, kısmen de bu dağlar arasına doğru sokulmuş olan ovalardır. Bunlara, piedmont ovaları(dağ eteği düzlüğü) de denir. Dağ eteği ovalarının, piedmont adıyla en tipikleri, ABD'nin Appalaş Dağları güneybatı bölümleri ile Kıyı ovaları(Güney Carolina ve Georgia eyaletleri) arasında yer alan, Piedmont bölgesinde görülür. Bu tip ovalar, oluşan birikinti konilerinin giderek birbirine eklenip büyüyerek, genişlemeleri sonucu oluşurlar. Dağ ıçi ovalarının eğimleri, kıyı ovaları ya da alçak ovalara göre daha belirgin ve fazladır. Dağlık kütleye doğru çıkıldıkça da artar ve arazi, ova niteliğini yitirerek, bir plato görünümü kazanır. Türkiye'de en tipik piedmont ovası, Bursa ovasının Uludağ volkanik kütlesine doğru en fazla sokulduğu(ovanın güney kesimi) bölümüdür.

Dağ içi ovaları

Dağ içi ovası

Oluşum süreci bakımından, bunlar da dağ eteği (piedmont) ovalarına benzerler. Dağlık ya da yüksek plato bölgelerini aşan akarsular, yer yer dik yamaçlı boğazlar açarak akışlarına devam ederler. Bu boğaz çıkış kesimlerinde (akarsuyun boğazları geçtiği yerler); eğim değerleri daha az akarsuların (vadilerin), ana akarsuya(ana vadiye) eklendiği yan kollar vardır. Eğimin azalmasına bağlı olarak, akarsuyun taşıma gücü de giderek azalır ve yan kolların ana akarsuya karıştığı kesimlerin yüksek bölümlerinde birikinti konileri, bunların birbirlerine eklenmeleriyle oluşan birikinti yelpazeleri ve ana akarsuya(vadiye) daha yakın olan eğimi iyice azalmış kesimlerde ise, ovalar oluşur. Bu ovalara dağ içi ovaları veya dağ eteği düzlüğü de denir. Daha çok engebeli alanlarda görülürler.

Taşkın ovaları

Daha önce de ifade edildiği üzere, akarsuların normal akış düzeylerinden fazla su geçirmeleri durumu, kabarık devre diye tanımlanır. Özellikle yağışlı bölgelerde ilkbahar ve sonbahar, yarı kurak bölgelerde ise kışları, akarsuların kabarık devreleridir. Akarsuların normal akış yataklarından çıkarak, sularının çevreye doğru yayması, taşkın veya su basması diye tanımlanır. Geçmişte sıkça taşkınlara maruz kalmış ya da bugün taşkın sularının yayıldığı ovalara, taşkın ovası denir. Taşkınlar daha çok menderesli ovalar ile diğer kıyı ovalarında etkili olurlar. Çünkü buralarda, hem ırmakların taşıdığı akarsu hacmi çoğalır, hem de eğimin azalmasına paralel olarak, akarsuyun taşıma gücü ve akış hızı büsbütün zayıflar. Bu taşma-çekilmeler süreci boyunca akarsular, ova yüzeylerinde bol lığ, yani alüvyal maddeler bırakır. Bu maddeler, tarımsal faaliyetler için çok uygun bir toprak örtüsü meydana getirir. Drenaj kanalları açılmak suretiyle topraklarda tuzlanma-çoraklaşma ile ve akarsu yatağı düzenlenerek taşkınlar önlenirse, bu tip taşkın ovalarında, verimli bir tarım faaliyeti sürdürülebilir.

Kaynakça

  1. Prof. Dr. Doğanay Hayati-Coğrafyaya giriş 1 genel ve fiziki coğrafya- 8. Basım Erzurum 2013 Aktif yayınevi
  2. Prof. Dr. Erinç Sırrı-Jeomorfoloji 1 2.baskı istanbul 2005