Aydınlık (Osmanlı Türkçesi: آيدينلق), Haziran 1921 - 1925 yıllarında Şefik Hüsnü liderliğinde yayınlanan, mesul müdürlüğünü Sadreddin Celâl'in yaptığı aylık Marksist dergi. 1925 yılında 31. ve son sayısı Fevkalade Gençlik Nüshası olarak çıktı. Yazarları arasında Nâzım Hikmet, Şevket Süreyya Aydemir, Vedat Nedim Tör, Kerim Sadi, Leman Sadreddin gibi isimler yer aldı. Şefik Hüsnü tarafından yapılan ilk Komünist Manifesto çevirileri de Aydınlık dergisinde yayınlandı.
Osmanlı Devleti’nin ilk sosyalist dergisi olarak, Şefik Hüsnü (Deymer) önderliğinde, 1 Haziran 1921 tarihinde aylık olarak yayın hayatına başladı. Bu dönemde İstanbul'da Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası (TİÇSF) ve onun bünyesi içerisinde Komintern'e bağlı bir İstanbul Komünist Grubu kurarak tarihsel Türkiye Komünist Partisinin 10 Eylül 1920'de Bakü'de yapılan kuruluş kongresine delege göndermiş olan Şefik Hüsnü’nün Aydınlık dergisi Komintern politikaları doğrultusunda Millî Mücadele’ye "eleştirel destek" verdi. Şefik Hüsnü, derginin 4. sayısındaki ‘Türkiye’de İnkılâbın Lüzumu’ başlıklı yazısında “Dünya harbi dolayısıyla kesb-i şiddet eden tarihi ve iktisadi bir ıztırarın, cihanı, eski esasları altüst edercesine bir inkılâba sürüklediğini ve memleketimizin bu cereyan haricinde kalamayacağını” vurguladı ve ileriki sayılarda da söz konusu inkılâbın biçimini tarif etti. Arzu edilen, gerçekleşmekte olan siyasi devrimin sosyal devrimle tamamlanması, "işçi-köylü iktidarı" kurulmasıydı. Bu nedenle Şefik Hüsnü'nün Aydınlık çevresi İstanbul’da bir yandan da Türkiye İşçiler Derneği vasıtasıyla işçileri örgütleme çabasındaydı.
Şefik Hüsnü liderliğindeki Aydınlık çevresinin "Büyük Zafer" dolayısıyla Ankara’ya gönderdikleri kutlama telgrafında “Türk işçi ve köylü ordularının, bütün cihan proletaryasının müzaheretiyle, cihan emperyalizmine karşı kazandıkları zafer” alkışlanıyor, “yapılan siyasi inkılâb” karşısında duyulan memnunluk belirtiliyor ve “müşterek istihsal ve mülkiyete müstenit içtimai inkılâbın” kuvvetle ümit edildiği vurgulanıyordu.
Şefik Hüsnü liderliğindeki Aydınlık çevresi 1923 yılında İzmir’de yapılan İktisat Kongresi’ne katılarak "İşçi Komisyonu" içinde yer aldı. 1923'te, 1 Mayıs bildirisi nedeniyle Ankara'da Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası (TİÇSF) yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 20 kişi tutuklandı. Bu sırada Aydınlık çevresinin İstanbul'daki faaliyeti ise devam etmekteydi. Aydınlık, Lozan Antlaşması’nı ve 6 Ekim 1923 günü İstanbul’a giren Türk ordusunu alkışlayarak “Bugün Anadolu erlerinin uğrunda kan döktükleri siyasi istiklâl, siyasi hürriyet ancak ve yalnız iktisadi bir temel üstüne kurulabilir” diyordu.
1924 yılında Şevket Süreyya Aydemir de dergiye katıldı, yazar kadrosu daha da güçlendi, etkinliği arttı. Satışı ise 2-3 bin dolayında idi. Şubat 1924'te Lenin sayısı nedeniyle 2 ay yasaklandı. Mayıs ayından itibaren yayınlarında işçi sınıfının içinde bulunduğu zor şartlara ve başta İstanbul olmak üzere birçok ilde yapılan grev ve direnişlere ağırlık verdi. Fevkalade Amele Sayıları yayınlandı. Bu arada ayrıca Şefik Hüsnü tarafından Orak Çekiç adı altında bir "haftalık siyasi amele ve köylü gazetesi" de çıkarıldı.
Derginin 5 Mart 1925 tarihli son sayısında Şeyh Said İsyanı karşısında yer alınarak şu görüşlere yer verildi: “Yobazların sarıkları yobaz zümresine kefen olmalı! Yobazlarıyla, ağalarıyla, şeyhleriyle, halifeleriyle, sultanlarıyla birlikte kahrolsun derebeylik! İrtica ve derebeyliğe karşı mücadele için: Köylüler, köy meclisleri; ameleler, sendikalar etrafında teşkilatlanmalıdırlar.” İngilizlerin oynattığı irtica kuklası adlı başyazıda da “ekaliyet milletlerinin sergerdelerini” ayaklandırmanın eski bir İngiliz ve Rus oyunu olduğu hatırlatılıyordu. Fakat ayaklanmanın bastırılması ve elebaşların cezalandırılmasından sonra, mutlaka Doğu'da toprak meselesinin çözümlenmesi gerektiğine işaret edilerek “Çünkü arazi ve meralar parçalanmadıkça, şark vilayetlerimizde intizamın iadesine imkân yoktur” deniyordu. Buna rağmen, Şubat 1925'teki Şeyh Sait İsyanı sırasında çıkarılan Takrir-i Sükun Yasası ve Bakanlar Kurulu kararıyla 12 Mart 1925'te dergi tekrar kapatıldı. Şefik Hüsnü ve 12 arkadaşı İstiklâl Mahkemelerinde ağır hapis cezalarına çarptırıldı. Böylece derginin yayın hayatı sona erdi.
Kaynakça