Aman Tanrım! (Özgün adı: Bruce Almighty), Jim Carrey ve Morgan Freeman'ın oynadığı film. Malezya ve Mısır'da yasaklanmıştır.[2]
Özet
Tanrısal güçlere sahip olmak eğlenceli bir şeydir. Buna inanmıyorsanız Bruce Nolan'a sorunuz. Çünkü onun bilmesi gerekir!
Bruce Nolan, New York'taki yerel bir televizyon kanalında haber sorumlusu olarak çalışmaktadır. İnsanların ilgisini çeken eğlenceli programlar yapar. Bu programlar kendisinden başka herkesi mutlu eder. Bruce'un aklı fikri aynı kanalda çalışan ve emekliliği yaklaşan bir haber sunucusunun yerini almaktadır ya da en azından yabancı ülkelerden haber geçen bir haberci olmayı düşler.[3]
Aslında Bruce'un özel yaşamında da birtakım tatminsizlikleri vardır. Ancak bundan şikâyet edecek zamanı bile bulmakta zorlanır. Karşılaştığı her zorlukta Tanrı'yı suçlamayı tercih eder. Grace isminde sevimli bir kız arkadaşı da vardır. Bir yardım merkezinde çalışan Grace son derece iyi niyetli ve yardımsever bir kızdır. Tüm negatifliğine karşın Bruce'a âdeta tapmaktadır.
Öte yandan Bruce'un mesleğindeki şanssızlıklar bir türlü yakasını bırakmamaktadır. Aksiliklerin üst üste gelmesi sonucunda çalıştığı televizyon kanalından kovulur. Bu yetmezmiş gibi bir de gangsterlerin saldırısına uğrar. Felaketlerin üst üste gelmesi karşısında çılgına dönen Bruce, bu olumsuzluklar yüzünden Tanrı'yı suçlamaya devam eder.[4]
Oysa Tanrı ona bu aksiliklerle başa çıkabilmesi için çok sayıda işaret ve ipucu yollamış, ancak Bruce bunları fark etmemiştir. Sonunda onunla yüz yüze görüşmek için Omni Presents şirketinin bulunduğu eski bir binaya doğru yönlendirmeye karar verir. Bruce orada bu felaketlerin sorumlusu ile, yani Tanrı ile karşılaşır ve Tanrı orada kendisini Bruce'a gösterir. Evet, Tanrı karşısındadır artık!
Bruce'un şikâyetlerini duymuştur ve eski yayıncı Bruce'a cazip bir teklifi vardır. Ona kendi işini önermektedir. Kendisine ait tanrısal güçleri Bruce'a verecektir. Kısacası Tanrı ona kendi görevini vererek meydan okumakta ve "Haydi bakalım, sen daha iyisini yap!" demektedir.
Bruce hayretler içinde kalır. Hayal görmediğine, bunun bir kâbus olmadığına iyice kanaat getirdikten sonra tanrısal güçlerini kendi zevki, gelişmesi ve avantajları doğrultusunda kullanmaya başlar. O artık evrenin en büyük ve en güçlü varlığı hâline gelmiştir. Ancak tanrısal güçlerini kullanması sonucunda hayatının en önemli dönem noktasına gelmesi; 24 saatliğine de olsa dünyayı yönetmenin hiç de kolay bir iş olmadığını anlaması uzun sürmeyecektir.[5][6]
Kaynakça