Ortada solist Bon Scott, solda gitarist Angus Young ve Scott'un arkasında basçı Cliff Williams 1976'nın Ağustos ayında Usher Hall'da verdikleri bir konserde.
Grubun ilk albümü High Voltage 1975 yılında yayımlayana kadar kadrosunda birçok değişiklik yaşadı. 1977 yılında basçı Mark Evans'ın yerine Cliff Williams geldi. 1979 yılında grup büyük başarı sağlayan Highway to Hell adlı albümünü yayımladı. 19 Şubat 1980 günü grubun solisti Bon Scottalkol zehirlenmesinden sonra öldü. Grup kısa bir süre müziği bırakmayı düşündüyse de sonunda Scott'ın yerine Geordie grubundan Brian Johnson'ı kadrosuna katarak yoluna devam etti. Aynı yıl grup bugüne kadar en çok satan ikinci albüm olan(en çok satan Thriller'dan sonra), Back in Black albümünü yayımladı.
Grubun bir sonraki albümü For Those About to Rock We Salute You da büyük başarı sağladı ve grup bu albümle ilk defa ABD'de bir numaraya yükseldi. Grubun popülaritesi 1983 yılında davulcu Phil Rudd'ın gruptan ayrılmasının ardından azalmaya başladı. 1990 yılında çıkan The Razors Edge albümüne kadar grubun albüm satışları düşük kaldı. Phil Rudd 1994 yılında gruba döndü ve 1995 yılında çıkan Ballbreaker albümünde yer aldı. 2000 yılında Stiff Upper Lip piyasaya çıktı ve eleştirmenler tarafından beğenildi. Grubun bir sonraki albümü Black Ice 20 Ekim 2008 tarihinde piyasaya çıkmış ve bu albümle grup Back in Black'ten bu yana Birleşik Krallık'ta ilk defa bir numaraya yükselmiştir. Ardından grup Rock or Bust adlı albümünü 2 Aralık 2014'te piyasaya sürdü. Albüm pek çok ülkede 1. sıraya yükselerek büyük bir başarı sağladı.[4][5][6]
AC/DC bugüne kadar 69 milyonu ABD'de olmak üzere[7] dünya çapında 200 milyonun üzerinde albüm satmıştır.[8]Back in Black albümünün dünya çapında 42 milyon sattığı tahmin edilmektedir.[9] Albüm ABD'de 22 milyon adet satarak[10] bu ülkede en fazla satış yapan beşinci albüm olmuştur. AC/DC VH1 müzik kanalının "Hard Rock'ın en büyük 100 sanatçısı" sıralamasından dördüncü sırada[11] ve MTV'nin "Tüm zamanların en büyük heavy metal grupları" listesinde de yedinci sırada yer almıştır.[12] 2004 yılında ise grup Rolling Stone dergisinin "Tüm Zamanların En Büyük 100 Sanatçısı" listesinde 72. sırada yer almıştır.[13] 2010 yılında gerçekleşen 52. Grammy Ödülleri'nde en iyi hard rock performansı ödülünü, Black Ice albümünde yer alan "War Machine" parçası ile almıştır.[14] Ayrıca grup 2010 yılında gerçekleştirdiği Dünya turnesi Black Ice Tour ile 177 milyon dolar gelir elde ederek 2010 yılının bilet gelirlerinden en çok kazanan 2. isim olmuştur. (1. Bon Jovi) [15]
Grubun tarihi
İlk yıllar: 1973-1974 (Dave Evans dönemi)
1973'ün Kasım ayında AC/DC'yi kuran Malcolm ve Angus Young kadroya ilk olarak basçı Larry Van Kriedt, solist Dave Evans ve davulcu Colin Burgess'i aldılar.[16] Grup ilk konserini 1973'ün yılbaşı gecesi Sidney'deki Chequers adlı kulüpte verdi.[17] Daha sonra Albert Productions ile Avustralya ve Yeni Zelanda'yı kapsayan bir plak anlaşması yaptılar. İlk kadro sık sık değişikliğe uğradı. Colin Burgess gruptan ilk kovulan eleman oldu. Sonraki bir yıl boyunca bir dizi basçı ve davulcu kadroda yer aldı.
Bu dönemde Angus Young kendisiyle özdeşleşen okul formasıyla sahneye çıkmaya başlamıştı. Rivayete göre sahnede başlangıçta Sydney'de gittiği okulu Ashfield Boys High School'un formasını giyiyordu. Angus okul forması dışında Örümcek Adam, Zorro, gorilla ve Süpermen'in parodisi Super-Ang kostümleriyle de sahneye çıkmıştı.[18] İlk dönemlerde grubun diğer üyeleri de sahneye farklı saten kıyafetlerle sahneye çıkıyorlardı. Ancak Melbourne'lu grup Skyhooks'un da benzer şekilde sahneye çıkıyor olmasından dolayı bir süre sonra bundan vazgeçildi.
Young kardeşler Dave Evans'ın daha ziyade Gary Glitter benzeri bir glam rockçı olmasından ötürü grup için uygun bir solist olmadığına karar verdiler.[19] Zaman zaman Evans'ın yerini grubun ilk menajeri Dave Laughlin alıyordu. Evans'ın Laughlin ile kişisel sorunları grupla zaten sorunlu ilişkisini daha da kötü hale getirdi.[19] Diğer taraftan George Young'ın arkadaşı solist Bon Scott gruba katılmak istiyordu.
Bon Scott dönemi: 1974-1980
1974'ün Eylül ayında Dave Evans'ın yerine Bon Scott geldi. Grup Evans ile yalnızca "Can I Sit Next to You, Girl" / "Rockin' in the Parlour" bir tekli kaydedilmişti. Şarkı daha sonra Bon Scott ile birlikte "Can I Sit Next to You, Girl" adıyla yeniden kaydedildi.
1975'in Ocak ayında yalnızca Avustralya'da yayımlanan High Voltage kaydedildi. On günde kaydedilen albüm[20] Young kardeşlerin enstrümantal bestelerinin üzerine Bon Scott'un sözlerini yazdığı şarkılardan oluşuyordu. Birkaç ay sonunda grup basçı Mark Evans ve davulcu Phil Rudd'ın katılımıyla istikrarlı bir kadroya kavuştu. Aynı yıl "It's a Long Way to the Top (If You Wanna Rock 'n' Roll)" adlı tekli yayımlandı.[21] Şarkı grubun yine sadece Avustralya ve Yeni Zelanda'da yayımlanan ikinci albümü T.N.T.'de yer aldı.
1974 ve 1977 yılları arasında Molly Meldrum'un Avustralya televizyonundaki Countdown adlı müzik programında sık sık yerlan AC/DC ülkedeki en popüler ve başarılı gruplardan biri haline geldi. 3 Nisan 1977 günkü performanslarının ardından grup sonraki yirmi yıl boyunca televizyonda çalmadı.[20]
Uluslararası başarı: 1977-1980
1976 yılında grup Atlantic Plak ile uluslararası bir plak anlaşması yaptı ve Avrupa'yı kapsayan bir turneye çıktı. Black Sabbath, Aerosmith, Kiss, Styx ve Blue Öyster Cult gibi önde gelen hard rock gruplarının önünde çaldıkları stadyum konserlerinde büyük tecrübe kazandılar.[20]
Tüm dünyada dağıtımı yapılan ilk AC/DC albümü High Voltage ve T.N.T. albümlerindeki parçalardan derlenmişti. 1976 yılında Atlantic Records'tan çıkan ve yine High Voltage adını taşıyan albüm Britanya'daki punk dinleyicileri arasındaki popüleritesinin de etkisiyle tüm dünyada üç milyon adet sattı.[22][23] Albümdeki parçalar ağırlıklı Avustralya'da çıkan ikinci albümleri T.N.T. albümünden seçilmişti. Grubun bir sonraki albümü Dirty Deeds Done Dirt Cheap Avustralya'da ve dünyanın geri kalanında iki farklı versiyonla yayımlandı. Albüm ABD'de 1981 yılına kadar yayımlanmadı.
1977'de piyasaya çıkan Let There Be Rock adlı albümün ardından basçı Mark Evans Angus Young ile yaşadığı kişisel uyuşmazlıklar yüzünden gruptan atıldı. Yerine Cliff Williams geldi. Young kardeşlerin ikisi de Evans'ın gidişine fazla bir açıklık getirmezken Epic Records'un CEO'su Richard Griffiths sonradan "Mark Evans'ın çok dayanmayacağı belliydi. Gereğinden fazla kibar biriydi." şeklinde yorumda bulunmuştu.[18]
AC/DC'nin ABD'ye ilk kez açılması 1977'de Michigan'daki radyo istasyonu AM 600 WTAC vasıtasıyla oldu. İstasyonun yöneticisi Peter C. Cavanaugh gruba Flint şehrindeki Capitol Theater'da bir konser ayarladı. Ön grubun MC5 olduğu gecede AC/DC "Live Wire" adlı parçayla başladığı konseri "It's a Long Way to the Top (If You Wanna Rock 'n' Roll)" ile bitirdi.[24]
Grup Britanya basını tarafından punk rock ile özdeşleştirilmişse de 1970'lerin sonunda punk rock'ta yaşanan büyük değişikliklerin üstesinden bu ülkede edindikleri sadık dinleyici kitlesi sayesinde gelmeyi başardı.[3]
Grubun 1978 yılında basçı Cliff Williams ile ilk albümü Powerage'i yayımladı. Albümden çıkan "Rock 'n' Roll Damnation" 24 numaraya kadar yükselerek grubun o güne kadar listelerde en yukarı çıkan parçası oldu. Albümün ardından çıkılan turne sırasında Glasgow'daki Apollo Theatre'da verilen konserin kayıtları If You Want Blood You've Got It adıyla yayımlandı. Bu aynı zamanda Bon Scott'un solistliği döneminde Harry Vanda ve George Young'ın prodüktörlüğünü yaptığı son albümdü.
Prodüktörlüğünü Robert Lange'ın yaptığı grubun altıncı albümü Highway to Hell 1979 yılında yayımlandı. ABD'de 17 numaraya[20] kadar yükselen albümle AC/DC önde gelen hard rock grupları arasına girdi.[3] Geri vokallere her zamankinden daha fazla önem verilmekle birlikte albüm grubun müziğinin kendine has özelliklerini barındırıyordu.[25]
Bon Scott'un ölümü: 1980
19 Şubat 1980 günü Bon Scott Londra'da yüksek miktarda alkol aldıktan sonra arkadaşı Alistair Kinnear'ın arabasında sızdı. Ertesi sabah Kinnear Scott'u Camberwell'deki King's College hastanesine götürdü ancak Scott hastaneye vardığında ölmüştü. Ölüm raporuna göre alkol zehirlenmesinden ölmüştü.[26] Bon Scott ailesi tarafından Scott'un çocukluğunda göç ettikleri Batı Avustralya'daki Fremantle kasabasında defnedildi.[27]
Ölümüyle ilgili resmî açıklamalardaki tutarsızlıklar Scott'un aşırı dozda eroinden veya egzoz zehirlenmesinden öldüğü ya da Kinnear diye birinin olmadığını öne süren komplo teorilerinde dile getirilmiştir.[26] Ayrıca Scott astım hastasıydı[28] ve öldüğü sabah hava sıcaklığı sıfırın altındaydı.
Brian Johnson dönemi: 1980-2016
Bon Scott'un ölümünün ardından grup elemanları bir ara müziği bırakmayı düşündüylerse de sonunda yola devam etme kararı aldılar. Scott'un yerine düşünülen solistlerden eski Moxy grubu üyesi Buzz Sherman sesindeki sorunlar nedeniyle gruba katılamadı.[29] Back Street Crawler grubunun eski üyesi Terry Slesser ise kendini ispatlamış bir gruba katılmaktansa kariyerine solo olarak devam etmek istediğini söyleyerek yapılan teklifi reddetti. Grup üyeleri sonunda yeni solist olarak Geordie grubunun eski üyesi Brian Johnson üzerinde uzlaştı.
Deneme provasında Johnson Let There Be Rock albümünden "Whole Lotta Rosie" ve Ike ve Tina Turner'dan "Nutbush City Limits" adlı parçaları seslendirdi.[30] Johnson provadan birkaç gün sonra kadroya dahil edildi.
Grup Back in Black albümü için Bon Scott ile başladığı sarkı yazma sürecini Brian Johnson ile tamamladı. Albümün kaydı Bahamalar'daki Compass Point Stüdyoları'nda yapıldı. Prodüktörlüğü Mutt Lange, kaydı da Tony Platt tarafından yapılan albüm grubun bugüne kadar en fazla satış yapan albümü oldu. Yayınlanmasından bir yıl sonra platin plak kazanan albüm[22] 2006 yılı itibarıyla ABD'de 22 milyondan fazla satış yaptı.[10]Birleşik Krallık'ta bir numaraya yükselen albüm ABD'de de 4 numaraya kadar yükselip 131 hafta ilk onda yer alarak[20] bu ülkede en fazla satan beşinci albüm oldu.
1981 yılında yayımlanan bir sonraki albüm For Those About to Rock We Salute You da oldukça iyi satış yaptı ve eleştirmenlerden olumlu yorumlar aldı. Albümden çıkan "Let's Get It Up"[31] ve albümle aynı ismi taşıyan "For Those About to Rock" adlı tekliler Birleşik Krallık'ta sırasıyla 13 ve 15 numaralara kadar yükseldi.[32] Grup üyeleri 1983 yılında çıkan Flick of the Switch adlı albümlerinde ilk yıllarındaki saf ve basit tarzı yakalamak için prodüktör Lange ile yollarını ayırarak albümün prodüktörlüğünü kendileri yaptılar.[33]
Phil Rudd'ın gruptan ayrılması ve ticari başarısızlık: 1983-1987
Alkolizm ve uyuşturucu kullanımına bağlı olarak Phil Rudd ile Malcolm Young'ın ile arası giderek açıldı ve sonunda aralarında kavga çıktı. Kavgadan iki saat sonra Rudd gruptan kovuldu.[30] Albüm kayıtlarını tamamlaması için stüdyo davulcusu B.J. Wilson gruba dahil edildi ancak neticede albümde Wilson'ın kayıtları kullanılmadı.[34] Albümün davul kayıtlarını Rudd tamamladıysa da 1983'ün yazında yerine Simon Wright geldi.
Malcolm Young'ın sağlık problemleri ardından grup: 2014
Malcolm Young'ın (eski ritim gitarist) ciddi sağlık problemleri yaşamasının ardından bir araya gelen grup turne duyurusu yaptıktan hemen sonra provalar esnasında Malcolm Young'ın eskisi gibi çalamadığı ve el koordinasyonunda problemler yaşadığı grup üyeleri tarafından gözlemlendi. Bunun ardından grubun dağıldığı üzerine haberler yapıldı. Ancak birkaç ay sonra Brian Johnson'un kendi websitesinden yaptığı açıklamada, Malcolm Young'ın çalışmaya sağlığından kaynaklanan problemler sebebiyle ara verdiği ve Malcolm'un yerini öz yeğeni olan Stevie Young'ın alacağını belirtti. Johnson aynı zamanda sonbahar aylarında bir turne olacağını da açıkladı.