İki partili sistem oy hakkı bulunanların iki büyük parti arasında seçim yaptığı ve kazananın mecliste çoğunluğu sağlayarak iktidara geldiği bir sistemdir. ABD, Jamaika ve Malta örneklerinde katı biçimde iki partili sistem görülür, bu sistemde iki parti dışında üçüncü bir partinin ülkedeki siyasi sisteme etkisi neredeyse hiç olmaz. Birleşik Krallık gibi ülkelerde ise siyasete yön veren iki dominant parti görülür, üçüncü veya dördüncü partiler ülkenin siyasi sistemine az da olsa etki edebilir ve dominant iki partinin kazanmasında veya kaybetmesinde etkili olabilirler.
Belirleyici Özellikler
İki partili sistemler çoğunlukçu demokrasi modelleridir. İki partili sistemler gerçekte çok partili sistemin özelleşmiş bir türüdür, hatta İki partili sistemi çok partili sistemden ayırmak bazı hallerde çok zordur.[1] Gerçekten de böyle bir uygulamada bir ülkede yalnızca iki partinin zorunlu varlığı anlaşılmaz. Bu durum yasal bir zorlamanın sonucu değildir. O ülkedeki mevcut partiler içerisinde, güçlü ve baskın bir biçimde iki büyük partinin siyasal yaşama egemen olmasıdır. Bu sisteminin belirleyici özelliği, büyük partilerden birinin koalisyon yapmak zorunda kalmadan iktidara gelmesidir.
Seçim mücadelesi, seçmenler açısından iki eğilim arasındaki bir tercih sorununa dönüşmüştür. Böyle bir sistemde üç tip seçmen bulunur. a) İki büyük partinin sadık ve her ne olursa olsun görüşü değişmeyen seçmenleri b) Kararsız seçmenler c) Sistemin işleyişi ile ilgisi bulunmayan ve oy kullanmayan seçmenler. Ayrıca var olan küçük partilere oy veren ama toplamdaki oranı hiçbir etkiye sahip olmayan seçmenler de dördüncü olarak ele alınabilir. Partiler daha çok kararsız seçmenin oylarını almaya ve bazen de sandığa gitmeyen kitleyi ikna etmeye çalışırlar. Oy kullanmayan seçmen kitlesinin büyüklüğü ise dikkat çekici hususlardan biridir.
Avantaj ve Dezavantajları
İki partili sistemde iki büyük parti dışında, diğer partilerin iktidara gelebilme yetenek ve güçleri çok uzun bir zaman boyunca kaybolmuştur. İktidar genellikle iki parti arasında el değiştirmekte ve bir parti her zaman parlamentoda çoğunluğu temsil ettiğinden siyasal istikrara imkân vermektedir.[2] Bir diğer yararı partilerin çoğunluk oyuna sahip olabilmek için genellikle merkeze yakın, ılımlı politikalar izlemek zorunda kalmasıdır.[3] Bu nedenle, partilerin yaklaşımları ve programları itidalli (orta yolda, ılımlı) ve gerçekçi olmaktadır.Bu sistemin dezavantajı ise ülkede bulunan çeşitli siyasal eğilimlerin temsil şanslarının olmayışıdır.
Ölçüt ve Türler
Bu yapıdaki önemli bir ölçüt tartışması ise iki büyük partiden başka küçük partilerin meclise girebilmeleri ancak uzun yıllar boyunca hükûmete koalisyonla bile olsa gelme imkânı bulamamaları hâlinde sistemin İki Partili olarak kabul edilip edilmeyeceği üzerinedir. Ayrıca üçüncü ve hatta dördüncü ama küçük partilerin bulunması durumunda ise sistem biraz daha değişebilmektedir. İki parti sistemi kendi içinde ikiye ayrılabilir.
Saf iki partili sistem: Belirleyici özelliği, iki büyük partiden birinin, parlamentoda salt (mutlak) çoğunluğu sağlayarak, tek başına hükûmeti kurabilmesidir.
Destekli iki partili sistem: Siyasal yaşama hakim olan iki büyük partinin yanında, bir üçüncü partinin de zorunlu olarak ortaya çıktığı durumlarda görülür. Burada aslında iki partili değil üç partili bir yapı vardır. "İki-buçukluk Sistemi" olarak da bilinir. İki büyük partinin herhangi biri tek başına hükûmeti kuracak çoğunluğu sağlayamadığında bu büyük partilerden birinin üçüncü küçük partiyle anlaşmasıyla hükûmet kurulur. Yani küçük partinin desteğine ihtiyaç vardır.
Örnekler
Amerika Birleşik Devletleri'nde Demokratik Parti ve Cumhuriyetçi Parti olmak üzere iki baskın parti bulunur. Buradaki çift parti sisteminde iktidardaki parti başarısızlık hâlinde seçmen tarafından açıkça sorumlu görülür. Amerikan siyasal tarihinde birçok kere “üçüncü parti” girişimleri olmuştur ve sistemde buna engel yasal bir durum yoktur. Ancak bunların hepsi ya başarısızlığa uğramış ya da yerel nitelikte küçük partiler olarak kalmışlardır.
Birleşik Krallık'ta Muhafazakâr Parti ve İşçi Partisi arasında iktidar el değiştirir ancak 2010 yılında Liberal Demokrat Parti ile Muhafazakâr Parti koalisyon kurarak Destekli İki Parti Sistemine doğru kayma gerçekleşmiştir.
Almanya'da küçük parti (buçukluk) konumundaki Hür Demokrat Parti (Almanca: "Freie Demokratische Partei" - FDP) oyların ve parlamentodaki sandalye sayısının çok az bir kısmını alabilmesine karşın 1945'ten itibaren 53 yıl boyunca iki baskın partiden birisiyle her defasında koalisyon kurarak sürekli hükûmet içinde yer almayı başarmıştır. Yani asıl partiler iktidardan düşerken FDP hep hükûmet içinde kalmıştır. Ancak ilk kez 2013 yılında FDP Parlamento dışında kalmıştır.
The Two Party System, Boundless Publishing, Two-party systems are prominent in various countries, such as the U.S., and contain both advantages and disadvantages, Accessed August 12, 2013 [1]
Parti Sistemleri ve Türkiye'deki Uygulamalar, Murat Yanık, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
DUVERGER, Maurice, Siyasal Partiler, Çev. Ergun Özbudun, Bilgi Yayınevi, ikinci Basım, Ankara 1974
Kirchner, Emil; Broughton, David (1988). "The FDP in the Federal Republic of Germany". In Kirchner, Emil. Liberal Parties in Western Europe. Cambridge: Cambridge University Press. pp. 62–93. ISBN 978-0-521-32394-9
Dipnotlar
^KAPANİ, Münci, Politika Bilimine Giriş, Bilgi Yayınevi, 7. Baskı, Ankara 1995, s. 181.