Çukurbostan, eski İstanbul'da Bizans döneminden kalma açıkhava sarnıçlarına halk arasında verilen addı.[1] Bu derin çukurlar uzun yıllar boyunca içme suyu depolamak için kullanılmıştı. Geçen yıllar, bu sarnıçların diplerini verimli bir toprak tabakası ile doldurmuştu. Zamanla açıkhava sarnıçları kullanılmaz olunca, halk buralarda biriken mümbit toprak tabakasında sebze-meyve yetiştirmeye başladı.[1] Bu sarnıçlar boşken derin çukurları andırdıkları ve sebze-meyve bahçesi olarak kullanıldıkları için halk arasında çukurbostan adıyla anılmaya başlandı.
İstanbul'da biri surdışında, üçü suriçinde olmak üzere toplam 4 çukurbostan vardır. Bunlardan en iyi korunanı Bakırköy-Osmaniye'deki Fildamı Sarnıcı'dır. Suriçi'ndeki sarnıçlar ise Karagümrük, Çarşamba ve Altımermer (Hagios Mokios Sarnıcı)
semtlerinde bulunmaktadır. Aslında Bizans döneminde suriçindeki sarnıç sayısı dörttü fakat bu sarnıçlardan birinin üzerine İstanbul Üniversitesi'nin binalarından biri oturtulmuş, sarnıç tümüyle kaybolmuştur. Fatih semtinde bulunanlar genellikle yerel belediye tarafından yeniden düzenlenerek içlerine havuz, halı saha ve sosyal tesisler eklenmiştir. Kısmi olarak da güvenlik sorunları yaşanan yerler haline gelmiştir.
İstanbul'un suriçinde bulunan sarnıçlarından en iyi korunanı Aspar Sarnıcı'dır.[2] (Yunanca: Στέρνα του Άσπαρ) Bu sarnıç günümüzde Çarşamba semti yakınlarında kalmaktadır.[1] 459 yılına tarihlendirilen bu sarnıç da bir süre bostan olarak kullanıldıktan sonra içine küçük ölçekli bir yerleşim yeri kuruldu. Camisi, sokakları, evleri ve dükkânlarıyla bu sarnıç bir mahalleyi andırdığı için çukurbostan adı burada daha ziyade bir semt adı olarak kullanılmaya başlandı.[1] Yavuz Sultan Selim Camii'nin arkasında kalan yerleşim yerleri bu nedenle günümüzde hâlâ Çukurbostan adıyla anılmakta olan bir semttir. Çukurbostanın içinde kalan yerleşim yerleri ise bir yangında yok olmuş, uzun süre boş kalan alan Fatih Belediyesi tarafından spor alanı ve park olarak halkın kullanımına kazandırılmıştır.
Aetios Sarnıcı, Karagümrük semtinde 421 yılında yapılan bir diğer açıkhava sarnıcıdır.[2] Şehre giren sular ilk olarak bu sarnıçta dinlendirilirdi. Çukuru uzun yıllar bölge halkı tarafından bostan olarak kullanılan sarnıcın içine 1940 yılında Karagümrükspor'un kullandığı Vefa Stadı inşa edildiği için dışarıdan bakıldığında yapının asıl kimliği anlaşılamamaktadır.[1] Açıkhava sarnıcı ile bağlantılı bir kapalı sarnıç da spor kulübünün binalarının birinin altında kalmış durumdadır.
Fatih-Altımermer semtinde yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen bir diğer açıkhava sarnıcıdır.[1] İstanbul'un 4 açıkhava sarnıcı içinde en fazla tahribata uğramış olanıdır. Fatih Belediyesi tarafından içine sosyal tesis inşa edilerek değerlendirilmiştir.[2]